Malatyalı Hulusi Efendi'yi anlamak!
- GİRİŞ04.03.2013 09:41
- GÜNCELLEME04.03.2013 10:14
Hulisi Efendi Vakfı ve Osman Hulusi Efendi'nin ülkenin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış sevenleri tarafından UNESCO'ya "2014 Hulusi Efendi Yılı Olsun" temennisiyle bir girişimde bulunuldu!
Kabul edilir, edilmez! Bu çok da önemli değil!
Önemli olan böylesi bir değerin bütün toplum sathına tanıtılması, anlatılması, onun eserlerinin ve dünya görüşünün dile getirilmesidir hiç kuşkusuz. Zira kalplere nüfuz etmiş bir mutasavvıfın gideceği adres yine gönüllerdir! Günümüz insanının belki en çok yıkılan ruh şehrinin inşası için, irşadı için Hulusi Efendi gibi mürşitlere ihtiyacı vardır.
"Kaçırdım mürşidini dergâhından gönlümün" diyen fıtratımızın iç sesine kulak verdiğimizde ne kadar yalnız, ne kadar hissiz ve ne kadar gönülsüz bir yaşama kul olduğumuzu fark ediyoruz an be an!
Bizim medeniyetimizin temelinde gönül, kalp evi vardır oysa. İşte bu nedenledir ki sanatçı Musa Eroğlu'nun " Ey Erenler yine bozuldu bendim/ manalar dilimden ayrı duruyor" türküsünde belirttiği gibi artık ruh iklimimizde mana yok, ötelerden nişaneler yok, o çağrışımlar, o efsun yok!
"Nasihat" adlı gazelinde Osman Hulusi Efendi, erki elinde bulunduran herkese sesleniyor ki bu nasihati, tavsiyeyi ve uyarıyı günümüzün hiçbir dostu, arkadaşı ve yakını yapmaz, yapamaz!
"Âlemi sen kendinin kölesi kulu sanma
Sen Hakk için âlemin kölesi ol, kulu ol"
Aslında hizmetin hangi kademesi olursa olsun, hizmet ehlinin ne yaparsa yapsın Hakk için, Adalet için ve millet için yaptığını bilmesi, ona göre kendine gelen gönüllere hilm ve tevazu ile eğilmesi lazım gelmez mi?
Bir yönetici namzetine söylenmesi lazım gelen uyarıyı veya tavsiyeyi, nasihatin en ince haliyle yapan Osman Hulusi Efendinin hayatına baktığımızda hayatının tümünü tevazu içinde, halka hizmetle geçirdiğini görürüz. Eğitim, kültür, sosyal, sağlık, sanat, bilim, mimari, ekonomi gibi hemen her alanda "her canlıya hizmet" anlayışıyla insan için, gelecek için, din için çok büyük hizmetlerde bulundu. Ve bu düşüncelerini de şu beytinde ifade terennüm eder:
"Garazsız hem ivazsız hizmet et her canlıya
Kimsesizin, düşkünün ayağı ol, eli ol"
Osman Hulusi Efendi hem kalemi hem kelamıyla gönüllere seslenen bir mütefekkir ve mutasavvıftır. Aruz vezniyle kaleme aldığı gazellerinin toplandığı divanı Türk Edebiyatının son demlerde gönüllere düşen çoban yıldızı gibidir.
Darende'de, Somuncu Baba yurdunda parıldayan bu çerağ öyle şiddetli yanmıştır ki bu ışık Malatya'dan yurt geneline ve nihayetinde dünyaya yayılmış bir hizmete dönüşmüştür. Hulusi Efendi Vakfı, yaptığı sosyo- kültürel etkinliklerle Darende'yi belki de Türkiye'nin her anlamda gelişmiş ilçelerinden birisi yapmayı başarmış, ilçe eğitimde, sağlıkta, tefekkürde, turizmde, ışıl ışıl bir görüntüye kavuşmuştur.
Darende bugün bu vakıf sayesinde Malatya'nın "Bilge İlçesi" unvanını alacak kadar tefekkür ve eğitimde zirve yapmış gezilesi, görülesi, ruhundan çiçekler derilesi bir mana diyarıdır bilene!
Bu manevi zenginliklerin yanı sıra okullar, hastaneler, camiler, külliyeler, öğrenci yurtları, fabrikalar vb. burada sayamayacağımız maddi zenginlikleri de Darende'ye ve yöre insanına götürmüş ve manevi irşat yanında maddi refahın da artmasına zemin hazırlamışlardır.
Hulusi Efendi, minberden gönüllere seyahat eden önemli bir mütefekkir ve mutasavvıf olarak 76 senelik yaşamı boyunca yaşadığı coğrafyaya çok önemli katkılar sağlamış, halkı irşat etmiş onları birlik ve beraberlik bağları ile birbirlerine kenetlemiştir. Toplumun saygı, sevgi ve muhabbet beslediği örnek ve unutulmaz bir şahsiyet olup, bölge insanının her türlü meselesine hemdert, ihtiyaçlarına hemcömert olmuştur.
"Doğruluk karın olsun, vefa şiarın olsun
Fazilette ,sehada örnek insan ol örnek"
Sivaslı mürşidi İhramcızade İsmail Hakkı Toprak'ın Somuncu Baba yurdunda yetişen talebesidir Osman Hulusi Efendi. Hem şiirlerinde, hem de sohbetlerini topladığı Mektubatında insanın ruh eğitimine seslenen telkin ve tavsiyeleri bugünün insanı için derman niteliğinde iyileştirici reteçe özelliği taşırlar.
"Sakın nefsine uyup bir can incitmeyesin
Hüsn ü edebi koyup bir can incitmeyesin!
El ile dövseler de, dil ile sövseler de
Bin kez incitseler de bir can incitmeyesin!"
Hataların ifşâ edilmeyip setredilmesi hakkında ise şöyle buyurmuşlardır:
"Oğul yekdiğerinizde, yâni bir arkadaşınızda bir hata veya noksan gördüğünüz zaman; benim gözlerim yanlış görüyor, arkadaşımda bu hata olmaz, diyeceksiniz, görmemezlikten geleceksiniz. Hataları ifşa etmek değil de, setretmek gerekir. Arkadaşınıza hatasından dolayı buğz etmeyiniz. Onun kötü hâline buğz ediniz."
Bu büyük mürşidi hayırla, rahmetle ve hasretle anıyoruz.
Osman Hulusi Efendi'nin 100. doğum yıldönümünde UNESCO'nun 2014 senesini "Hulusi Efendi Yılı" ilan etmesini diliyoruz.
Muhabbetle Kalınız.
Meryem Aybike Sinan- Haber7
https://twitter.com/maybikesinan
meryemaybike.sinan@facebook.com
Yorumlar5