Hükümetlerin zayıf koalisyonlar sebebiyle sürekli dağıldığı parlamenter sistem dönemiydi…

2001 Şubat krizi ile tepetaklak olan ekonomi, 3 Kasım 2002’de AK Parti Hükümetinin gelişiyle hızla toparlanmaya başladı.. Dolar kontrol altına alındı. 

2003 ile 2013 arasında küresel krizleri teğet geçen Türkiye Gezi olaylarıyla çalkalandı.

CHP ve alt unsurları yoğun şekilde destek verdi. 

Peşinden 17–25 Aralık darbe girişimleri ile iş dünyasını, bürokrasiyi ve hükümeti hedef aldılar. CHP ve bileşenleri yine arka çıktı kumpasçılara.. 

Türk ekonomisi ciddi zarar gördü.

Peşinden 15 Temmuz darbesi, Rahip Brunson krizi ve Amerikan Başkanının “güçlü dolarımızla sizi ezeceğiz” ifadesiyle açık ettiği kur operasyonu başladı..

İstisnasız bütün bu olaylarda, muhalefet, kumpasçının argümanlarına itibar etti.

Onların reçetesini önümüze koydular.

“Çıkın Doğu Akdeniz’den”, “vazgeçin Libya’dan”, “bize ne Suriye’den”, “tıkın hangara S400’leri”, “Karabağ Azerbaycan’ın sorunu”, “yükseltin faizleri” daha neler neler.. 

17-25 Aralık darbesi bastırılınca, “hırsızlar kollanıyor” dediler..

15 Temmuz gecesi sokağa indik. “Askere karşı gelinmez kesin şu selayı” dediler..

Kur operasyonuna karşı TL’ye geçilince, “sizinle aynı gemide değiliz” deyip, dolar peşinde koşmaya başladılar.

Vatandaşın TL’den kaçması için, “dolar 50 lira olacak” diyen ahmakları kanal kanal gezdirdiler. 

Bütün dünyayı esir alan kovid salgını küresel resesyonu tetikledi. 

AK Parti Hükümetinin bu müthiş fırtınaya karşı gösterdiği direnci küçümseyip, başarısızlıkla suçladılar. “Diktatörlük”, “Tek adam rejimi” vs..

“Peki sizin çözümünüz ne” diye sorduk..

“Parlamenter sisteme geçiş” cevabı verdiler. 

“Yahu Türkiye’nin ziyan edildiği, darbelerin başarılı olduğu, Başbakan ve bakanların asıldığı, bankaların hortumlandığı, memleketin IMF tarafından esir alındığı geçmiş 50 senede, zaten bu sistemle yönetilmiyor muydu ülke” denilince, “Bizimkisi güçlendirilmiş parlamenter sistem. Uzlaşı kültürü var, ortak akılla yöneteceğiz ülkeyi” şeklinde bir savunma geliştirdiler. 

Yemedik ama eyvallah dedik. 

Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusu soruldu. 

“Acele etmeyin toplanıp karar vereceğiz” açıklaması geldi.  

12 Şubat 2022’de toplandılar.. 

5 saat 15 dakika oturdular..

Çaylar içildi, poğaçalar, kısırlar yenildi..

Toplantı sonrası yancıları mikrofon uzattı, “Başkanım sonuç?”

“Aaa”, “şey işte”, “Hah tamam, metin hazırlanacak metin.”

Parti sözcüleri “Prensipler üzerinde anlaşıldı” deyip geçiştirdi.

CHP sözcüsü ekledi, “27 Mart’ta yeniden toplanıyor genel başkanlarımız.”

27 Mart günü 5 saat.. 24 Nisan’da bir daha, 29 Mayıs’ta bir daha..

“Mutabık kalmada mutabık kalan” mı dersiniz,  “bizim için aday önemli değil ilkeler önemli” dedikten sonra, “ben aday olmazsam masayı dağıtırım” diyen mi…

Kemal bey “partimizin içişlerine karışılıyor” dedi..

Meral Hanımın arkadaşları “Bu millet Alevi’ye oy vermez” çıkışında bulundu. 

Kim söyletiyorsa artık!..

11 toplantı, 62 saat görüşme yapıldı.. Sayısız porsiyon kısır yenildi.

Sonuç yok..

Yandaş gazeteleri Sözcü bile “ey aday geldiysen masaya 6 defa vur” diyerek 6+1 ittifakıyla kafa buldu..

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Millet İttifakı’nın, 2 Mart’ta düzenlenecek 12. toplantısında cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğini söyledi.

Kemal bey tam yetki aldı CHP’den..

 “6 kocalı Parlamenter Hürmüz’ü bulup Türkiye’yi kurtaracaklar” değil mi!?

Çok beklersiniz..

Toplantı bitti. Asık yüz ifadeleri.. Silinen tweetler… İsimsiz hakaret mesajları… 

Uzlaşı kültürleri yalan oldu.. Ortak akıl muhabbeti çöp oldu. 

Ve Meral Akşener pazartesiyi dahi beklemedi. Basın toplantısında açtı ağzını yumdu gözünü..

Masadaki ortakların kişisel hırslarını, gizli ajandalarını, menfaat savaşlarını ifşa etti. 

Yenilen o kadar kısır, içilen demlik demlik çay, Saadet Partisi’nin ata tohumu servisi de boşa gitti. 

2020’de kahkahalar atarak Dark’ın son sezonunu konuşuyorlardı ama..

Meğerse masada Dallas’ı yaşıyorlarmış..

Akşener masayı dağıtmasının yanı sıra, adaylığa pek hevesli Ekrem İmamoğlu ile “istemem yan cebime koy” diyen Mansur Yavaş’ın isimlerini zikredip, CHP’yi bölecek adımı da attı. 

Alın size parlamenter sistem.. Ortak akıl.. Uzlaşı kültürü..

Ahanda Türkiye’yi selamete çıkaracak kadro!

Zaten Millet İttifakı için adayın isminin bir önemi yoktu, ilkeler önemliydi ya!

Masada ne yapıyorlarsa, çözüm olarak sundukları parlamenter sistemde de onu yapacaklar. 

Masadaki halleri, sözde iktidarlarının da vaziyetini ortaya koyuyor. 

1 Temmuz 2020’de Başkan Erdoğan’ın dediği gibi, “Onlar dizi izleyip film çeviredursun, biz hizmet edip tarih yazmaya devam edeceğiz.” 

Selametle.. 

YENİ AKİT