Hayatım boyunca böyle ikiyüzlü, böyle arsız, böyle makyavelist bir yaklaşım görmedim..

Tipik bir aşırı sol karaktersizliği kuşatmış ittifaklarının her yanını.. 

“Bizim ittifaka mı gelmiş? Ooo yaşa var ol” deniliyor..

 “Hayır gitmiş” denilince, “Allah belasını versin, zaten aramıza zorla girmişti, istemiyorduk Saray’ın köpeğini, ajan o, şerefsizin teki, tarih seni affetmeyecek, biz sana 25 senelik küfrü 3 günde etmez miyiz” tehditleri savruluyor.

Daha düne kadar bayram tebrikine koştukları, anma programlarına davet ettikleri, genel başkanın konuşmasını dinleyip alkış tutukları Hüdapar’ın, Cumhur İttifakına destek verdiğini duyunca, beyinlerindeki mantıksal üretim biriminde kayış kopuyor..

 “Lan terörist zaten. Hizbullah onlar, AKP onlara 3 vekil verecekmiş, teröristleri meclise sokacaklarmış” yaygarası yapılıyor.  

“Bu Hizbullah nerede?”, “Son 20 yılına bakın hangi askeri birliğimize saldırı düzenlemişler, nerede bomba patlatmışlar” sorusunu duyunca da, beyinleri error veriyor. Sistem çöküyor, mavi ekrana düşüyorlar.

HDP’nin PKK ile olan ilişkisine ise toz kondurmuyorlar. 

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını açıkladı. 

HDP, şartlarını kabul eden 6’lı koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek. 

 “Canım HDP siyasi bir parti. Hangi mantıkla Kandil’le ilişkilendirirsiniz” şeklinde savunmaya geçtiler. 

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin vekillerinin dahi Kandil tarafından belirlendiğini söylüyor.

Yalanlasın..

Dava açsın da görelim..

Abdullah Öcalan’ın 2014 tarihli “İmralı Notları” isimli kitabından..

Noktası virgülüne dokunmadan aynen aktarıyorum..

“Öcalan; Kim belirledi bunları.
İdris Baluken: Seçim komisyonunun çalışmalarıyla belirlendi.
Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? Bunlar Kandil tarafından mı belirlendi, yoksa siz mi belirlediniz?
Sırrı Süreyya Önder: Kandil belirledi.
Öcalan: Tamamıyla mı onlar belirledi? Parti Meclisi’nde belirlenmedi mi bu komisyon?
Pervin Buldan: Hayır, parti meclisinde ya da MYK’de belirlenmedi.
Öcalan: Böyle şey olur mu? Siz niye müdahale etmediniz? Devrimci cesaretiniz mi yok? Beni niye uyarmadınız?
Önder: Başkanım yaşanan sıkıntıları size iletmiştik.
Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? İsim verin bana.
Derin sessizlik...
Öcalan: Korkmayın, tek bir isim istiyorum.
Yine derin sessizlik.
Öcalan: Kim yaptı bu işleri? Sorumlusu kimdir? Bütün sorumlusu Kandil’dir. Ben size benim adıma müdahale edin demiştim. Benim yetkilerimi kullanmalısınız demiştim. Selahattin’e de bunları söylemiştim. Selahattin de buradan gittikten sonra 24 saat bile geçmeden bu dayatılanlara boyun eğiyor.”

“Hüdapar teröristlerle ilişkili”, HDP ise “meşru bir siyasi parti” öyle mi?

Siz de bu memleketin menfaati için bir araya gelmiş, ahlaklı siyasetçilersiniz tabii!

“Terörün gölgesinin düştüğü yerde ben olmam” diyerek istifa eden Yavuz Ağıralioğlu’nun Genel Başkanı Meral Akşener habersiz mi bu tutanaklardan?

Kumar masasına geri dönen Meral Abla bak kahvaltı yapacağın arkadaşa Öcalan tam yetki vermiş ama Selocan Kandil’in dayattıklarına boyun eğiyormuş.

HDP’yle vekil pazarlığına oturanların dikkatini çekelim..

 “Kılıçdaroğlu Kandil’in de adayı” denilince küplere biniyorsunuz, renginiz değişiyor.

Kemal bey HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ı ziyarete gitti. Çıkışta Pervin Hanım, CHP’nin teklifi için, “üst kurullarımızla değerlendireceğiz” dedi.
O üst kurul kim?! 

Buldan, Kandil’den izin almadan selam dahi iletemez.

Yalanlasın da görelim!.. 

8 Şubat 2014 tarihli İmralı notları:

“Pervin Buldan: Başkanım, son olarak birkaç kez Necdet Buldan (kayınbiraderi) size özel selam gönderdi. 

Ama ben Kandil’deki arkadaşların bilgisi dışında bunu size söylemedim. 

Son Kandil gidişimizde bu durumu da Heval Cuma’yla (Cemil Bayık) görüştüm. 

O da bu sefer söyleyebilirsiniz, hatta bizim de selamımızı söyleyin, buraya gelsin görüşelim dediler.
Öcalan: Evet, o neden öyle yaptı? Sorunu neydi? Bana karşı çok saygılıydı.”

İşte ittifakınızın içler acısı hali bu..

Selametle..

YENİ AKİT