Bozguncular neyi duymak istemiyor?
- GİRİŞ29.03.2022 11:02
- GÜNCELLEME29.03.2022 11:02
Elbette gerçeği. Çünkü tüm planları kargaşa çıkarmak üzerine. Vatandaşın üzerinde korku ve telaş psikolojini oluşturdukları oranda başarılı sayıyorlar kendilerini. Böylece işbirliği yaptıkları vurgunculara alan açılmış oluyor.
Ülkemizde özellikle temel gıda ürünlerinde yaşanan fahiş fiyat artışı, iddia edildiği gibi “tarımın iflas etmesinden”, üretimimizin azlığından kaynaklanmıyor. Aksine Türkiye sebze ve meyve üretiminde Avrupa’da birinci sırada. Şeker, buğday ve ayçiçeği yağı gibi temel ürünlerde ise ihtiyacımızdan fazlasını üretiyoruz. Öyleyse bu pahalılık neden?
Bunun birkaç sebebi var: Birincisi gıda ihracatımız yüksek. Geçtiğimiz yıl 25 milyar dolarlık gıda ihracatı gerçekleştirdik. Böylece ülke içinde talep patlaması yaşandı. İkincisi ise dövizin ve bunun sonucu olarak akaryakıt fiyatlarının artması, nakliye maliyetlerini yükseltti. Fakat asıl sorun, tüm başarısını felaket tellallığı üzerine bina etmeye çalışan bazı siyasilerin ve fonladıkları kalemşorların oluşturduğu kara propaganda.
KITLIK İDDİASI DOĞRU MU?
Öyle ki, Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden ayçiçeği yağı kıtlığı yaşanacağı söylentisi üzerine, fırsatçılar bir günde fiyatları yüzde 150 artırdılar, sonra geriye çektiler. Fakat Ziraat Odası’na göre bu sırada vurguncular 10 günde bir yıllık satış yapıp milyonlarca lira kazandılar. Sadece bu süre içerisinde yaklaşık 500 bin teneke (5 litrelik) yağı fahiş fiyattan sattılar.
Aynı oyunu daha önce patates ve soğanda yaşamıştık. Akşener boşuna kürsüde “patates soğan, güle güle Erdoğan” diye şarkı yazmadı. Şimdi sırada şeker, un ve zeytinyağı var.
Cumhurbaşkanımız Tokat’ta çiftçilerle buluşmasında son 20 yılda çiftçiye 470 milyar lira destek ödemesi yapıldığını, sadece bu yıl 29 milyar destek dağıtılacağını açıkladı. Sulama ihtiyacı için yapılan baraj sayısı ise 654. Böylece 47 milyon metreküp su depolanırken, 20 milyon dekar araziyi daha tarıma elverişli hale getirmiş olduk. Zaten tüm bunlar yapılmasaydı, böylesi bir üretim bolluğu yaşanmaz, 25 milyar dolar ihracat yapılamazdı.
VURGUNCULARA KARŞI DAHA GÜÇLÜ TEDBİR ALINMALI
Gel gör ki, tüm bu üretim seferberliği pazarda fiyata yansımıyor. İktidar coşkun nehirleri aşıyor, fakat küçük derelerde tökezliyor. Bu kaos planını bozacak, vurgunculara darbeyi indirecek daha gerçekçi ve somut tedbirlere ihtiyaç var. Ceza kesmek yerine, tıpkı yalan üreten TV kanallarına yapıldığı gibi “stok-vurgun” yapan firmalara birkaç günlük kapatma cezası verilmesi gibi.
Cumhurbaşkanının çiftçilerle istişarede bulunmasından rahatsızlık duyanlar, aslında gerçekleri duymaktan hoşlanmıyorlar. Bu yüzden ülkenin tarımda geldiği yeri değil, Cumhurbaşkanı’nın bu konuşma sırasında anlattığı sağlıklı kalmak için yemek tarifini dillerine doladılar: Her akşam bir kâse yoğurt, bir kaşık bal, yulaf ezmesi ve dört adet hurma. Koro halinde başladılar: “Millet açken Cumhurbaşkanı manda yoğurdu yiyor.”
Aslında muhalefetin içine düştüğü bu fikir fukaralığına şaşırmamak gerek. Tüm dünya Türkiye’nin Çanakkale Boğazı’nda bir teknoloji harikası olan, dünyanın en büyük açıklığa sahip asma köprüsünü inşa etmesini hayranlıkla konuşurken, muhalefet CHP’li Antalya Belediyesi’nin küçük bir dere üzerinde bulunan bir kaç metre uzunluğundaki köprüyü yenilemesini ballandırarak anlatıyordu.
Kendilerine bir matematik sorusu sorarak bitirelim: İzmir Belediyesi, Buca metro ihalesini en düşük teklif veren iki şirkete değil, 529 milyon lira daha fazla teklif eden şirkete verdi. Üstelik düşük teklif vermesine rağmen, yeterli görülmeyip elenenlerden birisi Marmaray’ı, diğeri Avrasya tünelini inşa etmişti. Şimdi hesaplayın bakalım, 529 milyon lira kaç kilo manda yoğurdu eder?
DİRİLİŞ POSTASI
Yorumlar1