Şam'da çözülme

  • GİRİŞ21.07.2012 11:35
  • GÜNCELLEME21.07.2012 11:35

Suriye'den gönderilen saha gözlem raporlarını görebilecek düzeyde kaynakların ifadesine göre, Suriye'de Şam, Halep gibi büyük şehirlerde yaşayan halkın çoğunluğu birkaç gün öncesine dek yaşanan çatışmalar, iç savaş ortamı karşısında sessiz ve mesafeli idi.

Ancak Ankara'ya gelen istihbarat, gözlem raporlarına göre birkaç gündür, özellikle 18 Temmuz'daki bombalı saldırı ardından durumda keskin değişiklikler varmış. Büyük şehirlerdeki sessiz çoğunluğun muhalif güçlere destek vermeye başladığı gözlenir olmuş.

Ankara bunu Şam'daki Baas rejiminin yenilmezliği konusunda Suriye halkının gözündeki algının yıkılmaya başlamasına bağlıyor. Başkentin ortasında en güvenli bölgesinde, Türkiye'deki Milli Güvenlik Kurulu ya da terörle Mücadele Yüksek Kurulu muadili bir toplantının bu şekilde patlatılması, saldırıda Esed'in Savunma Bakanı ve yardımcısı (-ki aynı zamanda kız kardeşi Büşra'nın kocası, yani eniştesi-) ile istihbarat şefi ve yardımcısının öldürülüp, İçişleri Bakanı dahil yaralılar bırakması bu 'yenilmezlik' algısının yerini yönetimin 'artık gidici' olduğu algısına bırakmasına neden olmuş. Ankara'ya göre, Şam'da yönetim çözülme sürecinde.

Sınırları tuttular

Bu durum cuma günü yapılan bir güvenlik toplantısında da ele alındı. Toplantının asli konusu patlama sonrası durum olsa da tek konu o değildi. Ankara'ya dün itibariyle ulaşan bilgilere göre, 900 küsur kilometrelik Türkiye ile Suriye sınırı boyunca işler durumdaki 8 sınır kapısından Akdeniz ucundaki Yayladağ dışında yedisi asi güçlerin kontrolüne geçmişti. Bunlardan bazılarının PKK ile de irtibatı olan Kürt gruplarca tutulması, Türkiye açısından ek güvenlik riski oluşturuyor. İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük'ün sınır boyunda teftişte bulunması boşuna değil. (Bu arada İkinci Ordu Karargâhı Malatya bu sıralar ne kadar çok haberde karşımıza çıkıyor, farkında mısınız? Füze Kalkanı radarı ve Suriye açığında düşen F-4 uçağı son ikisiydi.)

Bu durumda bir habercinin aklına gelen ilk soru, Suriye güvenlik güçlerinin, birkaç çatışma dışında sınır kapılarına neden sahip çıkamadıkları oluyor. Ankara'da daha önceki yıllarda Suriye'de de görev yapmış bir devlet yetkilisinin buna cevabı 'Yorgunluk ve dağılma' oluyor.

Suriye ordusu ki giderek artan firarlar sonucu küçülüyor ve emir-komuta zincirinde kopuşlar görülüyormuş, artık yalnızca büyük şehirlerdeki bazı kritik bölgeler üzerinde yoğunlaşıyor, kaynağıma göre. "Artık belli bir stratejik anlayış çerçevesinden çok, can havliyle savaşıyorlar" diyor. Ordudan kaçışların artması, Esed'in Şam'da kalıcı olduğuna dair inancın zayıflamasının en açık göstergesi sayılıyor; daha önce gönülden birlik içinde olmadan Esed'in yanında duranlar, artık kaybeden tarafta yakalanmak istemiyorlar. Çözülme budur.
Peki, Esed'e ne olacak, nereye gidecek? Artık bu tartışılıyor.

Yazının devamı ve orjinal hali için tıklayınız

 

Yorumlar1

  • SABIR SABIR 12 yıl önce Şikayet Et
    kurtlukta düşeni yemek kanundur.. gerekirse eski düşmanı israil ile anlaşacak. iranın yanında olması arzusunda. belki deniz kenarında dış destek alabilmek için ayrı bir devlet kuracak. başkasının sözüyle hareket etmeseydide. çok partili parlementer sisteme geçseydi. iran veya rusyaya sırt vereceğine türkiyeyle birlik kurma yolunu seçseydi. kimseye eyvalleh demezdik beraber.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat