Hayallerimiz Bir Bir Göğe Kanatlanıyor
- GİRİŞ22.02.2024 09:05
- GÜNCELLEME26.02.2024 08:04
Farkında olalım veya olmayalım, görelim ya da görmezden gelelim, gururlanalım ya da hiçbir şey olmamış gibi uykuya dalalım; Türkiye yüzyılı yepyeni muştularla çalmaya devam ediyor kapılarımızı.
Dün de öyle oldu ve yüz yıllık bir hayalimiz daha göklere kanat taktı.
Ülkemizi, dünya ölçeğinde kendi kabiliyetleriyle 5. Nesil uçak üretebilen 5 ülkeden biri haline getirecek ve yüksek hava muharebe menzili ile süpersonik hızda stratejik taarruz yeteneğine kavuşturacak Milli Muharip Uçağımız “KAAN” gökyüzüyle buluştu.
Bu kutlu gelişme, milletimizin uzun süreden beri örselenmekte olan ve törpülenerek kırılmaya yüz tutmuş umutlarına yapılan yüksek dozlu bir özgüven aşısı gibi oldu. Başka bir deyişle mühendis ve teknisyenlerimizin bu büyük başarısı bizim için, epey süredir kış mevsiminin zifir gölgelerine maruz bırakılıp karartılan uzak ufuklarımıza, güneşli günlerin yakında çıkıp geleceğinin habercisi olan cemrenin havaya düşme müjdesi gibi oldu.
Bu yüzden heyecanlıyız, bu yüzden gururluyuz.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) uhdesinde bir süreden beri pek çok kurumumuzun desteğiyle yürüyen bu büyük proje, havacılık alanında ülkemize sadece yeni bir dönemin kapılarını aralayıp çağ atlatmakla kalmayacak aynı zamanda bizi havacılık savunma sanayii alanında devler ligine de yükseltecek. O yüzden bu büyük projenin her aşaması en başından itibaren milletimizin gönlünde apayrı heyecan dalgalarının oluşmasına sebebiyet vermiş ve bu durum her geçen gün artarak devam etmişti.
Dün, bu heyecan dalgasının pik yaptığı gündü.
17 Mart 2023 tarihinde hangardan çıkarak pist başı yapan Milli Muharip Uçağımız KAAN, mühendislerimiz tarafından gökyüzüyle buluşturulmak için düne kadar büyük bir özveri ve titizlikle hazırlandı. İlk uçuş testine dair girdiği bütün aşamaları başarıyla tamamlandı. Bu kolay bir süreç değildi elbette. Bu kapsamda KAAN, fırlatma koltuğu testlerinden tutun da iniş takımı düşürme testlerinden yakıt testlerine kadar oldukça geniş kapsamlı yoğun test süreçlerinden geçip nihayet motor çalıştırma testlerine de tabi tutuldu. Yer testleri ile taksi testlerinin tamamlanmasının ardından ise dün sabah saatlerinde Mürted Hava Meydanı'nda ilk uçuş testi için piste çıkarıldı.
Yazılımı, tasarımı ve imalatı milletimizin yetiştirdiği takdir edilesi mühendis ve mahir teknisyenlere ait; kanat açıklığı 14 metre, yüksekliği 6 metre ve uzunluğu 21 metre olan ileri teknoloji ürünü son nesil bir savaş uçağından bahsediyoruz.
Çift motoru sayesinde yüksek manevra kabiliyetine sahip olan, radarlara düşük görünürlüğünün yanında gövde içi silah taşıyabilmesi ve üstün elektronik harp kabiliyetleri gibi sıra dışı özellikleriyle başından beri bütün dünyanın ilgisini çekmeyi başaran 5. Nesil bir teknoloji bu. Dosta güven düşmana korku salacak dev projemizin böylesine donanımlı ürünü KAAN, dün sabah 08.50 sularında Mürted Hava Meydanı'nda piste çıktı. Kokpit koltuğunda test pilotumuz Barbaros Demirbaş oturuyordu. İftiharımız KAAN işte böyle bir atmosferde, bir F-16 uçağımız nezaretinde gurur ve heyecan yüklü bakışlar arasında ilk uçuş deneyimini başarıyla gerçekleştirerek gökyüzüyle buluşmuş ve ardından sağ salim yuvasına dönmüş oldu.
Milli Muharip Uçağımız KAAN’ın ayağını yerden keserek göklere kanat takması Gök Vatan’ın korunması ve kendisine yönelecek tehditler karşısında savunulması adına hayati bir önem arz ediyor.
55 bin fite kadar çıkabilecek olan ve 40 bin fitte ses hızından 1,8 kat daha hızlı hareket kabiliyetine sahip son nesil bir savaş uçağının koruyucu gölgesinde yaşamak her Türk’ün kendisini güvende hissetmesini sağlayacağı gibi onu son derece huzurlu da kılacaktır. Bu çok önemli bir kazanım olsa da kanaatime göre KAAN’ın misyonu sadece bununla sınırlı kalmayacaktır.
Bunun yanında KAAN bütün cihana şu mesajları da haykırmaktadır;
Dünden sonra KAAN, “Türk yapamaz, Türk başaramaz” zanneden bütün sömürgeci emperyal güçlerin uykusunu kaçırmıştır. Bu çevrelerin bütün gizli-açık ambargo ve engellemelerine rağmen KAAN’ı gökle buluşturan irade, bundan sonra bu çevrelerin korkulu rüyası olmaya devam edecektir. Bundan sonrasını onlar daha fazla düşünecektir kanaatimce.
KAAN, “biz yapamayız, biz beceremeyiz, bizden bir şey olmaz” diye bu millete çaresizlik, umutsuzluk ve mandacılık zihniyeti pompalayan Bürütüslerin şapkasını, havalanırken estirdiği rüzgarla önlerine düşürüp kelliklerini ayan beyan ortaya çıkarmıştır. KAAN’dan sonra bu sinsi zümreler kendilerine başka argümanlar geliştirmek zorunda kalacaklar zannımca.
Nihayet KAAN, Türk milletinin gasp edilen özgüvenini asıl sahibine iade etmiş ve bu milletin gençlerinin gözlerini bir daha geri çekmemek üzere uzak ufuklara mayalamıştır.
Bendenize gelince bu ismin benim dünyamda apayrı bir yeri var.
2000 yılında bir evladım dünyaya gelince adını Kağan koymaya karar verdik. Nüfus müdürlüğüne cüzdan çıkarmak için gidince ilgili memura bu ismi söyledim. Eksik kaydetmesin diye de bizzat yazıp önüne koydum. Memur bunu “Kağan” olarak değil “Kaan” olarak kayda geçirmek istedi. Orijinali bu diye kestirip atıyor ve uyarılarımı dikkate almıyordu. Bir ara, ortasında “ğ” olan eski çağlarda kaldı, diye sesini yükseltti. Ben de zaten eskiden böyle olduğu için buna ısrar ediyorum, diye karşılık verdim. Bir süre tartıştık. Geri adım atmadım. Ulaşabileceğim herkesle görüşmeyi göze almıştım zira evde iyi bir Türkolog ve edebiyat uzmanı vardı ve oğlunun nüfus cüzdanını görmeyi sabırsızlıkla bekliyordu. Uzun ısrarlar neticesinde oğlumun ismini Kağan olarak yazdırmayı başardım.
Şimdi çocuklarımıza ve gençlerimize adı KAAN olan yeni bir kardeş geldi. Yalnız ortasında “Ğ” yok. Olsa mıydı? Olsa en doğrusu ve tarihimize, geleneğimize ve köklerimize en uygunu olurdu. Geç mi kaldık? Bence geç kalmadık. Bunu düzeltmeli ve “hanların hanı”, “beylerin beyi” ve “hakanların hakanı” anlamına gelen “KAĞAN” ı bu evladımıza isim olarak tercih etmeliyiz, diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla efendim.
Mürsel GÜNDOĞDU
murselgundogdu@gmail.com
Yorumlar11