Yeni yılın şifresi maneviyat oldu
- GİRİŞ02.01.2025 07:30
- GÜNCELLEME03.01.2025 09:13
Celvetiyye tarikatının kurucusu, yazdığı otuz civarında eseri ve yetiştirdiği talebeleriyle Anadolu ve Balkanlar’daki dinî-tasavvufî hayat üzerinde derin izler bırakan, sade ve hikmet yüklü tekke şiirleri yazmakla maruf Aziz Mahmud Hüdayi’nin bir beytinde veciz şekilde dile getirdiği çıplak, bir o kadar da çarpıcı hakikat vardır;
“Günler gelip geçmekteler / Kuşlar gibi uçmaktalar…”
Acısıyla tatlısıyla bir yılı geride bırakıp 2025’e girdik.
Yepyeni kostümlerini giyinip gelen bu yılın başta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere bütün mazlum coğrafyaların huzur, esenlik ve mutluluğuna vesile olması en büyük dileğimiz.
Her yeni yıl, yepyeni umutlarla çalar kapılarımızı.
2025 yılının ilk gününün Mübarek Üç Aylar’ın başlangıcına tevafuk etmesi gelecek günler adına ümitvar olmamızın en büyük nişanesi oldu. Elbette bunu destekleyen bir diğer tevafuk ise yılın ikinci gününün Regaib Kandili’yle taçlanması. Öyle ki bu akşam, Yüce Allah’ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, onların tevbe ve istiğfarları af ve bağışlanmayla neticelendirdiği, kullarının az ibadetlerine karşılık onlara bolca sevaplar bahşettiği rağbet gecesi olarak bilinen Regaib Gecesi.
Anlayacağınız yeni yılın şifresi maneviyat oldu ve 2025; öze dönüşün, rahmetin, merhametin, bereketin, bağışlanmanın ve günahlardan arınma ikliminin gönüllerimize hâkim olduğu maneviyat yüklü müstesna gün, ay ve gecelerle çaldı kapılarımızı.
Böyle bir mevsime yüreklerinin kapılarını açanlara ne mutlu.
Müjdeler olsun gönüllerini dünyanın kirinden ve pasından arındırmayı başaranlara; muştular olsun gözleri çıplak hakikatleri görmeye, kulakları apaçık doğruları işitmeye, vicdanları dünya mazlumlarının sesini duymaya devam edenlere.
Aklını kör kuyulara hapsetmeyenlere selam olsun.
Bütün dostların Mübarek Regaib Gecesi ve Üç Aylar’ı hayırlara vesile olsun, hayırlarla netice bulsun.
Ne çok acı yaşadık 2024 yılında, ne kadar hüzün soludu yüreklerimiz koca bir yıl boyunca.
Gazze Şeridi’nde uygulanan alçakça soykırım çığlıkları altında tarumar edildi insanlığımız heyhat. Bütün dünyanın gözleri önünde hakkın, hukukun ve vicdanın pervasızca katlediliş sahneleri arasında şaşı kaldı bakışlarımız. Kimi zaman çaresizlik içindeki bir babanın haykırışlarında sağa sola savruldu ruhumuz, bazen yavrusunu kaybeden bir annenin feryatlarıyla dağlandı yüreklerimiz ve çoğu zaman yaşadıklarına anlam veremediği her halinden belli olan masum bir bebeğin/çocuğun hayret bakışları arasında kırılıp parçalandı idrakimiz.
İnsanlığını kör kuyulara kapatanlara inat vicdanını dünyalık menfaatler karşılığında satmayanlara selam olsun.
Uzun yıllardan beri dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürülen ve bugün taş üstünde taş bırakılmadığı için bombalardan kurtulan bebeklerin soğuktan ölmeye başladığı Gazze’de bir kez daha ölümcül hasarlar aldı bilincimiz.
Asırlık yaralarımız Doğu Türkistan’da kanamaya devam ediyor, Kudüs matem soluyor hala, Lübnan hüzün kokuyor. Vilayet-i Şam bütün yıkılıp parçalanmışlığıyla ebet müddet hamisini özlüyor.
Her şeye rağmen geleceğe dair umut ateşini söndürmeyenlere muştular olsun; Dua ve tefekkür ocağını tüttürmeye devam edenlere müjdeler olsun.
Zira umut, yürekleri diri tutar ve her özgürlük, inanmakla başlar.
Bu müstesna günlerde dünyalık tamahlardan elimizi ve gönlümüzü geri çekerek öze dönüşün fethine talip olmamız gerekiyor.
Her ne kadar kalabalıklar arasında yaşıyor olsa da yalnızdır insan.
Bu manevi iklimde kendimizle baş başa kalıp iç hesaplaşmalarımızı gerçekleştirmeye, öz eleştirilerimize kapı aralamaya ve günahlarımızdan tövbe edip ruhumuzu arındırmaya bolca vakit ayırmalıyız.
Dua, gönül huzurunun anahtarıdır.
Günlerin maneviyattan diğer maneviyata eklendiği bu demlerde başta kendimiz, ailemiz, ülkemiz, bütün Müslüman beldeler, mazlumlar ve cümle insanlık adına Yüce Allah’a dua etmeli ve niyazda bulunmalıyız.
Kur’an-ı Kerim Müslümanın kullanma kılavuzudur.
Üç aylar boyunca hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’i daha sık okumalı ve bize ne söylediğini anlamaya çalışmalıyız. Ayrıca Kur’an’ın indirilmeye başlandığı Ramazan ayına hazırlık yapmak adına oruç temrinlerine de başlamalıyız.
Bu müstesna günleri fırsat bilip hayra, iyilik ve güzelliğe yol arayan, bu uğurda tefekkür çilelerine talip olanlara selam olsun…
Mürsel Gündoğdu/Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol