Güvenlik mimarisi AB’yi Türkiye’ye yaklaştırıyor

  • GİRİŞ13.03.2025 09:01
  • GÜNCELLEME14.03.2025 08:48

Maslow'un beş maddelik ihtiyaçlar piramidinde “güvenlik gereksinimi” alttan ikinci basamakta yer alsa da Avrupa Birliği’nde bu günlerde “güvenlik mimarisi” tartışmasız gündemin ilk sırasında.

Dünyadaki hızlı değişim ve dönüşümler ülkeleri ve birliktelikleri ortaya çıkan yeni normale göre pozisyon almaya zorluyor. Bu durumdan en çok etkilenen Avrupa Birliği ülkeleri ve öyle görünüyor ki büyük umutlarla kurulan bu birlik, tarihinin en zor dönemlerinden biriyle karşı karşıya.

Türkiye ise güvenlik mimarisi alanında zamanında attığı güçlü ve stratejik adımlarla bu yeni normale en hazır ülkelerin başında geliyor.

Maslow, her ne kadar bu çağda güvenlik gereksinimi konusunda Avrupa Birliği’nin duygularına tercüman olamamışsa da onun piramidinin ilk sırasında yer alan “kendini gerçekleştirme gereksinimi”, ülkemizin gerçekleriyle birebir örtüşüyor. Zira ülkemizde ne olduysa kendi öz kaynaklarımıza yönelip yerli ve milli teknolojik hamleler gerçekleştirmeye başladıktan sonra oldu. Nitekim şu anda ülkemiz savunma sanayi alanında yıldızı en net parlayan ülkelerden birisi.

Özüne dönen ve kendi medeniyet birikimlerinin farkına varan bir milletin başaramayacağı hiçbir zorluk yoktur.

Bugün Türkiye, kendi imkanlarıyla ürettiği savunma sanayi ürünleriyle hem kendi güvenlik mimarisini inşa ediyor hem de bunları dost ülkelere satarak ekonomik girdi sağlıyor.

Güvenlik mimarisi alanında ülkemizin ulaştığı bu seviye dünyada bize düşmanlık besleyenlerin gözünden kaçmadığı gibi ilişkilerimizin öteden beri inişli çıkışlı bir yol izlediği Avrupa Birliği’nin gözünden de kaçmıyor. Özellikle ABD’de başkan seçilen Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasından sonra Avrupa’dan askerlerini geri çekeceğine dair bir politika izleyeceğini kamuoyuna deklare etmesi, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinde pozitif gelişmelere yol açacağa benziyor.

Son gelişmeler Avrupa Birliği’ni ABD’den bağımsız bir savunma mimarisi oluşturmaya itiyor.

Trump’tan önceki dönemlerde ABD, başı her sıkıştığında veya krize sürüklendiğinde Avrupa Birliği’nin yanında yer almış ve onları koşulsuz olarak desteklemiştir. Trump’ın gelişiyle ABD, Ukrayna üzerinden Avrupa Birliğiyle ortaklaşa savaş yürüttükleri Rusya ile ilişkilerini bu savaşı sona erdirmek üzerine kurdu. Öyle görünüyor ki Trump, Ukrayna-Rusya savaşında her yolu deneyip barışı tesis edeceğe benziyor. Trump bu konuda Putin ile tam manasıyla kazan-kazan taktiği uyguluyor.

Bu barış müzakerelerinden kazançlı çıkacak Putin, henüz savunma mimarisini tam manasıyla oluşturamamakla kalmamış, ABD’nin ve dolayısıyla NATO’nun korumasından uzaklaşmış bir Avrupa Birliği için en büyük tehdit olacaktır.

Uzun yıllardan beri NATO içerisinde pek çok kritik görevi başarıyla ifa etmesine ve bu yapının en güçlü paydaşlarından biri olmasına rağmen Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı güvenlik konularında her zaman mesafeli davranmayı tercih etti. Yeni normal bir yandan Avrupa Birliği’ni ABD’den bağımsız bir güvenlik gücü kurmaya zorlarken öbür yandan bu konuda belli bir potansiyele ulaşan ve bunu her geçen gün geliştiren Türkiye’nin birikiminden faydalanmaya sevk edecektir.

Arnavutluk Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı İgli Hasani ile düzenlediği ortak basın toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ülkemizin bu husustaki görüşlerini dile getirdi ve Türkiye’nin Avrupa düzeyinde yürütülen güvenlikle ilgili politik kulisleri yakından takip ettiğini vurguladı.

Bu konuda Fidan’ın sözleri çok çarpıcıydı;

-Avrupa güvenlik mimarisi yeniden şekillendirilecekse bu Türkiye olmadan mümkün değil. Altı çizilmesi gereken bir başka nokta da Türkiye'yi dışlayan, Türkiye gibi bir askeri gücü dışlayan bir güvenlik mimarisi yaklaşımının çok gerçekçi olmayacağıdır.

Ülkemizin diplomasi alanında ulaştığı büyük birikim sayesinde hem Rusya hem de Avrupa Birliği ile bütün iletişim kanallarının açık olması da Avrupa Birliği’ni Türkiye’ye yaklaştırma konusunda önemli etkenlerden birisi. Avrupa Birliği hem tahıl krizi hem de esir takaslarında olduğu gibi Türkiye’nin Rusya’yla belli dengeler çerçevesinde güçlü iletişime sahip olduğunu gayet iyi biliyor. Velhasıl Trump’ın hem Ukrayna hem diğer meselelerde takındığı üstenci tavır Avrupa Birliği’ni giderek daha da yalnızlaştırırken Türkiye’yi ise bu birliğe tahmininden daha erken yaklaştırabilir.

Polonya Başbakanı Donald Tusk'ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabulünün ardından düzenlediği ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu husustaki görüşü de oldukça netti;

-Avrupa Birliği güç ve irtifa kaybının önüne geçmek hatta bu süreci tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile başarabilir.

Önümüzdeki günler bu konuda çok hızlı gelişmelere gebe gibi görünüyor.

Terörsüz ve güvenlik endişelerinin olmadığı huzurlu günlerde görüşmek ümidiyle kalın sağlıcakla efendim.

Mürsel Gündoğdu/Haber7

murselgundogdu@gmail.com

 

Yorumlar10

  • Kılıçarslan 1 gün önce Şikayet Et
    Haçlı seferlerinin soykırımların sömürgelerin kısaca bütün fitnelerin kötülüklerin merkezi ab, bizden ırak cehenneme direk dedikleri gibi !..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kımıl zararlısı 1 gün önce Şikayet Et
    Aman bizden uzak dursunlar !..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • benim ben 1 gün önce Şikayet Et
    Batsin bati yasasin Islam ülkeleri!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • CEYŞÜLİSLAM 1 gün önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en HACCAK ve GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sakin 1 gün önce Şikayet Et
    Sonumuz geliyor yani Buraya kadarmış
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat