Siyasetin yerel seçim stratejisi
- GİRİŞ31.01.2024 08:48
- GÜNCELLEME01.02.2024 08:01
Yerel seçimlere son saymaya devam ederken 3 büyükşehri ele alarak bir seçim stratejisi analizi yapmaya çalışalım.
Önce Ak Parti’den başlayalım…
İstanbul adayı Murat Kurum
- İki cümlesinden birinde “İstanbul” diyor.
- Vatandaşın günlük hayatta birbirine dert yandığı sorunları tek tek sıralıyor.
- Enerjik, hareketli, neşeli.
+ Çözüm önerilerini sunuyor.
+ Açıkçası bu konu da iyi olduğu da gözleniyor
Ankara adayı Turgut Altınok
- “Ankara” diyor
- Sorunları sıralıyor.
- Vatandaştan bu sorunların çözüleceğine dair onay alıyor.
- Enerjik, hareketli, neşeli.
- Zaman zaman sertleşiyor. Mevcut yönetimi eleştiriyor.
İzmir adayı Hamza Dağ
+”İzmir” cümlelerinde hep bir vizyon veriyor
+Heykel ve rozet belediyeciliğini eleştiriyor
+Enerjik, hareketli, neşeli.
+Yıllardır “odun koysak seçilir” tarzında siyasete karşı dengeli gidiyor
Şöyle genel bir bakış bile, yerel seçimlerde büyükşehirlerde Ak Parti’nin bir strateji izlediğini gösteriyor.
+Sorunların nasıl çözüleceğine dair çözümler ortaya koymak,
+vatandaşla birebir iletişim
+ve en önemlisi seçmene artık bıkkınlık getiren sert sözlerden kaçınma stratejisi oldukça başarılı uygulanıyor.
Şimdi CHP’ye geçelim
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
+Seçimlerin genel siyaset üzerinden tartışılmasını ister bir görüntüde.
+Hakkında bir dava açılsa,
+mağdur olsa,
+hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan birşey söylese de polemik olsa diye can atar bir hali var.
+Kızgın, öfkeli, zaman zaman kibirli olmakla eleştiriliyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
+”Sessiz ve derinden” olmaya devam ediyor.
+Meral Akşener’e “ben korkak değilim!” şeklindeki cevabı haricinde akılda kalan bir sözü yok
+Zaman zaman öfke kontrolünde zorlanıyor
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
+Tunç Soyer aday gösterilmeyince ortalık karıştı.
+6 lı masa sürecindekinin aynısı yaşanıyor. Önceden demokratik mesajlar veren klikler kılıçları çıkardı.
+Tunç Soyer yeni adayın doğal rakibi gibi
+Atatürk, heykeller, Cumhuriyet falan unutulmuş durumda.
Böylelikle şunu söyleyebiliriz.
Ak Parti daha çok yereldeki sorunların konuşulmasını, tartışılmasını istiyor. Gerilim siyasetinden uzak durmaya çalışıyor.
CHP kanadı ise seçimlerde yine Cumhuriyetinin temel değerlerinin korunması, Atatürk ilke ve inkılaplarından ayrılmama gibi hassasiyetler üzerinden gidiyor.
Bu sırada da parti içi kavgaların ayyuka çıkmasını engelleyemeyen bir görüntü çiziyor.
Ak Parti ve Cumhur ittifakının adayları belli olduktan sonra siyasetin gündemi olması gereken noktaya yani yerel seçim çalışmalarına döndü.
Örneğin; Hükümete yakınlığı ile bilinen TV kanalındaki yerel seçimlerle ilgili programlarda konukların konuştuğu ekranda -aday belli olmadığı için- yaklaşık 3 ay boyunca sadece mevcut İBB Başkanının görüntüsü kullanıldı.
Hatta bir yayın sırasında ekranın altında şöyle yazıyordu:
-”İstanbul’un yeni Başkanı kim olacak?”
Ve bu yazının üstünde iki konuk görüş beyan ederken görüntüde de mevcut İBB Başkanının görüntüsü dönüyordu.
Ne garip değil mi?
Oysa adaylar belli olunca o görüntülerin arasına Ak Parti ve Cumhur ittifakının adayları da girdi. Böylece propaganda yarışında durum eşitlendi.
Şimdi ortada bir fotoğraf duruyor
Bir yanda Murat Kurum, Turgut Altınok, Hamza Dağ ve Uğur İbrahim Altay gibi isimler sorunları nasıl çözeceğini anlatıyor.
Diğer yanda aday gösterilen ve gösterilmeyen başkan adayları parti içi kavgalarıyla haber ve gündem olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin hak ettiği bu mudur?
Yorumlar3