İstanbul nasıl kazanılır?
- GİRİŞ07.03.2024 09:08
- GÜNCELLEME09.03.2024 19:17
İstanbul'un kendine hizmet edeni nerelere getirdiği, bu mukaddes şehrin çalışanlara karşılığını nasıl verdiği herkesin malumu.
Her şey bir yana bu şehre karşılıksız hizmet etmek isteyen için çok büyük fırsatlar var.
Yani “çalışacağım” derseniz bütün kapılar önünüze açılıyor.
Mart ayının 31. günü İstanbul Belediye Başkanını seçecek.
“Yerel seçim” adı üstünde…
Kentin sorunlarının konuşulması gereken bir süreçten bahsediyoruz.
Yol yapacak mısın?
Metro yapacak mısın?
Su getirecek misin?
Bu soruların cevabı aslında bu seçimin belirleyicisi olmalı.
Ancak görünen o ki CHP şimdiye kadar ki görüntüsüyle yerel seçimleri yerel olmaktan çok “Erdoğan'a meydan okuma” seçimi gibi gösterme peşinde.
İşin bu kısmına tekrar döneriz.
“İstanbul'da seçim nasıl kazanılır?” sorusunu tek bir cevabı var
İstanbul'da seçimi bence “Umut” kazandırır.
Vatandaşın “umudu” olacaksın! Vatandaşa “umut” olacaksın!
Önümüzde koskoca bir Tayyip Erdoğan örneği var.
Sayın Erdoğan 24 Mart 1994 seçimlerinde İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirken ne arkasından büyük bir güçlü siyasi irade, ne de medya desteği vardı.
Kendi ifadesiyle “manşetlerle çarpışa çarpışa!” kazanmıştı.
Peki bunun nedeni neydi?
Hatırlatmak gerekirse İstanbul yönetim itibariyle bugünkü haline çok benziyordu.
*İSKİ'de rüşvet skandalı
*Akmayan sular
*İzmir'deki greve giden işçilerin bir benzeri İstanbul'daydı. Çöpler toplanmıyordu.
*Yollar kötüydü.
*(Kendi gözlerimle gördüm) Haliç'e kepçelerle çöpler çamurlar atılıyordu. *“Nasıl olsa deniz götürür” deniyordu.
*Pis bir koku İstanbul'u sarmıştı.
İşte Tayyip Erdoğan seçimi; bunları çözecek umuduyla kazanmıştı.
Öyle de oldu.
Göreve geldiği ilk anda umutları boşa çıkarmaya ilk toplantısını su ile ilgili yaptı.
İşin bu kısmını yakın çalışma arkadaşı Veysel Eroğlu’ndan dinleyelim:
“Tayyip Bey bizi toplantıya çağırdı. ‘Arkadaşlar ne yapıp edip vatandaşın su derdini çözmeniz gerek. Önerileriniz ne?’ dedi. Önce sorunlar ortaya kondu. Sonra çözüm önerileri istedi. En nihayetinde ‘Şehrin üstünde altında ne kadar su varsa bulup İstanbul'a getireceğiz.!’ dedi.”
İşte Sakarya'dan 200 kilometre mesafeden İstanbul'a borularla su taşıma hikayesi aslında böyle ortaya çıktı.
Şimdi baktığımızda İstanbul'un umudu kim?
Soruyu böyle sorunca anlaşılmıyor değil mi?
İstanbul'da sorunları çözecek irade mi, yoksa birilerinin beğenmediği, beğenemediği, içine sindiremediği “Erdoğan'ı devirecek kişi” mi umudun adı?
Yorumlar4