CHP'de para sayma görüntülerinin oluşturduğu bir endişe hakim. 

Aslına bakarsanız para sayma görüntüsünde -sadece görüntüyü baz alırsak- bir suç unsuru yok. 

Kıyamet; sayılan paraların kime, ne amaçla verildiği, kim tarafından alındığı sorularıyla kopuyor. 

Anlaşılan o ki ortada büyük bir meblağ var. 

Paradan kule yapacak kadar büyük bir meblağ!..

Dönemin parasıyla 2.5 Milyon $ , güncel kurla 80 Milyon ₺ elden teslim edilmiş.

Parti Eski Avukatı “biz bu parayı bankadan gönderdik” diyor.

Binayı satan adam Büyükçekmece Belediyesinde rüşvet operasyonundan tutuklanmış.

Binayı satan adamın Avukatı Japonya'ya kaçmış.

İş çok karışık yani.

CHP ise bir buruşturulmuş A4 kağıdın üzerine teslim tesellüm tutanağı yapılarak bir aldı verdi olduğunu belirtiyor. 

Bu olayda soruları doğru sormazsak yanılırız. 

Hadi gazetecilik yapalım, 5Na+1K kuralına göre hareket edelim. 

Ne oldu? Para sayıldı. Paralardan kuleler yapıldı. 

Nerede? CHP İl Başkanlığı ya da avukatın ofisinde. (Açıklama yok. Çıkarımlar var.)

Ne zaman? 2020 yılı deniyor. 

Niçin? CHP'nin iddiasına göre il başkanlığının satın alınması için. Avukat Mustafa Kemal Çiçek ise o paranın zaten ödendiğini söylüyor. Yani bir muğlaklık da burada var. 

Nasıl? Paradan kuleler yapılarak. 

Şimdi bir soru daha sormak lazım: 

Bu görüntüyü kim servis etti? 

CHP kulislerinde görüntüyü servis edenin yine kendi partileri içinden olduğu şeklinde bazı söylentiler konuşulmaya başlandı. 

Yani yine CHP'de bir parti içi kavga hadisesi söz konusu olma ihtimali var. 

Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun kasetle iş başına gelmesi, daha önce Ekrem İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında kasetler - görüntüler üzerinden yapılan atışmalar bu iddiaları güçlendiriyor. 

Yani Kılıçdaroğlu’ndan sonraki CHP’de kaset savaşları bir gelenek haline geldi denilebilir. 

Hatırlayacaksınız İstanbul'un mevcut Belediye Başkanı kendi genel başkanının yürüyen merdivene tersten binmesi ile alay etmiş; bir kedi yürüyen merdivene binerken fotoğraf paylaşmıştı. 

Aynı şekilde çok tartışılan çok eleştirilen Kemal Bey'in geceliği -o günün parasıyla- 100.000 TL'lik otel odasındaki görüntüsünü de mevcut başkanının ekibi paylaşmış, kendi genel başkanlarını zor duruma düşürmüşlerdi. 

İşte şimdi -İmamoğlu'nun tabiriyle- seçimlere 20 gün kala kaset üzerinden yeni bir polemik başlatıldı. 

Geçen gün konuyu gündeme getiren İBB Başkanı’nın “bu kötülükler hiç bitmiyor. Zannediyorlar ki Ekrem yılacak yılmaz. Sizi süründüre süründüre yıldıracak.” sözleri akıllara bu mesajın Kılıçdaroğlu ve ekibine bir gönderme olabileceğini getiriyor.  

Bu ifadelere bakınca insan düşünmeden edemiyor. 

Acaba kaset gerçekten CHP içerisindeki bir grup tarafından mı sızdırıldı?

Öyle ya! 

İmamoğlu, para sayılırken oradakilere yardım eden Fatih Keleş'in yol arkadaşı olduğunu söylüyor. 

Mekanın da eski avukatının ofisi olduğu iddia ediliyor. 

Alacak verecek işlemini yapıldığı yer kimine göre İl Başkanlığı binası kimine göre avukatın ofisi. 

Ne olursa olsun sonuçta CHP'nin kendi içerisindeki alacak verecek işlemi. 

Yani bu görüntüyü elde etmek yada servis etmek denince oklar, CHP'lileri gösteriyor. 

Peki bu iddiayı güçlendirecek bir veri yok mu?

O da var!

CHP’ye yakınlığıyla bilinen Enver Aysever, Özgür Özel ile İBB Başkanı arasında yaşanan krizin perde arkasını anlatmıştı. 

Aysever, Özel'in Kılıçdaroğlu'na pişman olduğunu ve 'Beni bu adamdan kurtarın' dediğini söylemişti. .

Acaba Kılıçdaroğlu, Özel’in ricasını kırmayıp onu İmamoğlu’ndan kurtarmaya ikna mı oldu?

İddialar doğru mudur, yalan mıdır? Orasını bilemeyiz. 

Ama bu iş daha çok su götürecek gibi duruyor.