İDO, o seferleri yeniden başlatacak mı?

  • GİRİŞ24.07.2024 08:52
  • GÜNCELLEME26.07.2024 09:52

1986…

“Haliç gözlerim gibi mavi olacak!” sloganıyla adından söz ettiren İstanbul’un ANAP’lı Belediye Başkanı Bedrettin Dalan "vapurlar hızlı olmadığı için İstanbullu karayolunu tercih ediyor" düşüncesiyle İDO projesini kamuoyuna duyurdu.

1987 yılında kurulduğunda ilk karşı çıkan Gemi Mühendisleri Odası (GMO) oldu.

Satın alınması planlanan gemiler toplu taşımaya uygun değildirler" dediler.

Dalan döneminde İstanbul’un deniz yolu taşımacılığı kalitesini arttıran İDO 1989 yerel seçimlerinden sonra birden geri gitmeye başladı.

Nedense İDO’yu “artan maliyetler nedeniyle” atıl duruma düşüren Nurettin Sözen dönemine dair bir eleştiri ya da bir haber bulmak oldukça zordur.

O dönem dile getirilen “artan maliyetler nedeniyle” ifadesine birazdan yine değineceğiz.

Haliç’in kokması, çöp dağları, hava kirliliği, susuzluk sorununa çözüm bulunamaması gibi sorunlarla uğraşan dönemin CHP yönetimi İDO’yu pek gündemine almadı.

Tayyip Erdoğan’ın yönetimindeki İstanbul her alanda şaha kalktığı gibi deniz taşımacılığında da “tam yol ileri” dedi.

Belediyeciliğin ulaşım noktasında kâr amacından öte hizmet odaklı hareket etmesi gerektiği unutulmayarak İDO yıllarca sübvanse edildi.

1996'da 14'e yükselen gemi sayısı “işin ruhuna uygun olarak “ kent dışına  yöneldi.

Çünkü bu gemilerin uzun mesafede daha verimli olduğu bizzat Gemi Mühendisleri Odası tarafından ifade ediliyordu.

Kısa sürede Kartal-Yalova hattı ve Avşa, Armutlu, Bandırma gibi iskeleler ve hatlar devreye girdi.

2007 yılının Nisan ayı…

O yıllarda Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, hizmete alınış törenine katıldığı Osman Gazi feribotunun 1200 yolcu ve 225 araç kapasitesiyle bir örnek teşkil ettiğini söyledi.

Austal Shipyards tarafından Mudanya-Yenikapı Hattı için özel olarak üretilen gemiler deniz yoluyla Avustralya’dan İstanbul’a getirilmişti.

Erdoğan, iki şehir arasındaki mesafenin 75 dakikaya inmesinin, ekonomik değerinin de paha biçilmez kazanım olduğunu ifade ederek, "Gerek İstanbullu ve Bursalılar, gerekse çevrede bulunanların artık kara yolunu tercih etmeyeceklerine inanıyorum. Osman Gazi ile bir süre sonra devreye girecek Orhan Gazi'yi tercih edecekler" dedi.

Böylece sadece iki şehrin değil, çevre illerin de birleştiğini vurgulayan Erdoğan, yapmakta oldukları duble yollarla deniz yollarının birleşmesinin kaza riskini minimize ettiğini söyledi.

O zaman Ulaştırma Bakanı olan Binali Yıldırım ise Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, "adeta kapanma noktasına gelen" İDO'yu, dünyanın alanında en büyük ve güçlü işletmesi haline getirdiklerini anlatarak ulaşımda 2023 yılı vizyonlarının Türkiye'yi bu konuda dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına sokmak olduğunu bildirdi.

Rahmetli Kadir Topbaş, Binali Yıldırım’ın açıklamasından 1 yıl sonra  "İDO, yılda taşıdığı 98 milyon yolcu ve 107 araçtan oluşan filosuyla deniz taşımacılığında dünyada birinci sıraya yerleşti." ifadesini kullandı.

Düzenlenen törenle Bursa hattında hizmete giren Orhan Gazi feribotu dünyanın en büyük ikinci feribotu olma özelliğini taşıyordu.

Bu yatırımların maliyeti 350 milyon Dolardı.

Buraya kadar okuduysanız biraz uzattığım için özür dilerim.

Şimdi günümüze gelelim.

2019 yerel seçimleri ile birlikte İstanbul tekrar CHP yönetimine teslim edildi.

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde arabalı vapur seferlerini yürüten İstanbul Deniz Otobüsü arabalı seferlerini iptal etti. Yakıt, bakım-onarım ve işçilik maliyetlerini gerekçe gösteren İDO, 20 yıldır Mudanya ve Bandırma’ya araç taşıyan feribotlarını hattan çıkartarak İBB’ye iade etti.

Yeni durumdan en çok da CHP’ye gönül veren seçmen rahatsız oldu.

Umudumuzu koruyoruz!

CHP Bursa İl Başkanı, yanına Mudanya, Gemlik ve Nilüfer belediye başkanlarını da alarak Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret edeceklerini açıkladı.

“Halkımızın İstanbul’a araçla deniz ulaşımı hizmeti alabilmesi umudumuzu koruyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Kaldırılan seferlere türlü kılıflar bulunmaya çalışıldı.

+“Bilet ücretleri yüksek. Deniz otobüslerini yüksek gelir grubu kullanıyor. “ dedi bazıları.

Oysa mevcut durumda otomobil dahil Yalova  - Yenikapı seferi 550 TL civarında olan deniz otobüsünün pahalı olup olmadığını okuyucunun takdirine bırakıyoruz.

+Mazot fiyatlarındaki artış bahanesi ise inandırıcı bulunmadı.

Çünkü Bandırma ve Mudanya seferleri iptal edilirken Yalova kalkışlı seferler devam ediyor.

+Hatta bazıları İDO seferlerinin, Osmangazi Köprüsü’nden daha fazla araç geçsin diye hükümet tarafından iptal edildiğini bile söyledi. (Yalandı tabi)

+Bir başka habere göre iki feribotun sigorta, bakım gibi masrafları çok yüksekti. Mazota gelen zam ise bir başka bahaneydi.

Oysa (Tayyip Erdoğan’ın kararıyla) deniz taşımacılığında mazottan ÖTV alınmıyordu.

Bandırma ve Mudanya seferleri ise neredeyse tam dolu olarak yapılıyordu.

Yani iptal edilen seferler kârlı seferlerdi.

Mazot maliyetlerindeki artışın gerekçe gösterilerek 14 yıldan bu yana gerçekleşen seferlerin iptal edilmesi temel belediyecilik prensiplerinden toplu ulaşımda kar amacı güdülmemesi ile örtüşmeyen bir durumdu.

“YENİDEN BAŞLADI” DEDİLER

Tepkiler üzerine 2021 yılında İDO'dan yapılan açıklamada, İstanbul-Bursa hattında araçlı yolculara hizmet vermeye devam kararı alındığı belirtildi.

Oysa çok geçmeden göstermelik açıklamanın feribotların satılmasıyla gerçek olmadığı anlaşıldı.

Tepkiler artıyordu.

İDO (İstanbul Deniz Otobüsleri) devreye girdi.

İBB’yi kurtarırcasına bir açıklama yayınladı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen BUDO’nun ve Osmangazi Köprüsü’nün açılması ile devreye giren Bursa-İzmir İstanbul otoyolunun kendilerine büyük darbe vurduğunu öne sürdü.

Oysa ne Mudanya, ne de Bandırma seferleri bu gerekçeyle iptal edilmemişti.

Açıklama, Bandırma’dan deniz otobüsü konforuyla arabalı vapuru tercih eden binlerce yolcunun mağduriyetine merhem olmadı.
 

2 feribot toplamda 600 milyon liraya satıldı. Fiyat düşük bulunsa da kimse eleştirmedi.

İBB’nin adı haberlerde geçmedi bile.

Tartışma İDO üzerinden yürüdü.

Bir internet sitesinde bir uzman şöyle diyor:

"Ulaştırma bir kamu hizmetidir. Bu iş kar güdüsüyle yapılmaz. Özelleştirirken kamu hizmetini alan kişinin daha sonra insanları ulaştırma hizmetinden yoksun bırakma hakkı yoktur."

Bu ifadeden anladığımıza göre; İDO sorununun bir an önce çözülüp Bandırma ve Mudanya arabalı deniz otobüsü seferlerini yeniden başlatmak İBB’nin görevidir.

Yorumlar24

  • Nazlı 4 ay önce Şikayet Et
    Bandırma -İstanbul seferi bir nimetti Avrupa yakasında oturan için araba ile karadan gitmek çok zor oluyor çünkü İstanbulda artık gece bile trafik var ne yazıkki herkes gibi karayolu kullanımı artsın söylentisine bende inanmıştım İkiside olmalı insan gideceği yere göre kendi tercih etmeli fiyatlar kaldırılmadan önce karaborsa gibiydi gerçekten çok artmıştı
    Cevapla
  • Zeki 4 ay önce Şikayet Et
    Daha dur Ekrem imam , İstanbul un bütün gemilerini satar
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Zeki 4 ay önce Şikayet Et
    İstanbul belediyesi (CHP) arabalı vapur işini bilmiyor Kadir Topbaş gibi insan lazım
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • GörHele 4 ay önce Şikayet Et
    Türkiye Denizcilik İşletmelerininde çok uzun yıllar büyük yolcu gemileri vardı ve İzmir, İskenderun, Trabzon hatta İtalya, Mısır vs. seferleri yapıyordu. Hizmet kalitesi yüksekti. Nedense akibeti IDO gibi oldu. Şimdi Galataport var ama bizim yolcu gemilerimiz yok. Deniz yolu ile seyahat etme imkanımız kalmadı. Üstelik İstanbulda bu sorunun görülüp çözüldüğü AK Parti döneminde. Acaba neden?
    Cevapla
  • Turgay 4 ay önce Şikayet Et
    İDO yu imamoğlu satmıştı.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat