İsrail saldırısı savaş konusunda çıtayı bir el daha yükseltti. 

İddiaya göre Lübnan ve Suriye'de SMS cihazlarına yüklediği casus yazılımla 12 kişiyi öldürdü. Binlerce kişi yaralandı.

İlk bilgilere göre SMS cihazlarına yüklenen casus yazılımla eş zamanlı olarak bataryalar patladı. 

Ancak bazı uzmanlar bunun sadece batarya ile değil bir patlayıcı ile desteklenerek gerçekleştiğini söylüyorlar. 

O sırada cihaz vücudun hangi bölgesindeyse o bölgesine ağır zarar verdi. 

Ölen 9 kişinin cihazları ölümcül bölgelerine yakın tuttukları gerekçesiyle hayatını kaybettiği biliniyor.

İşin vahim yanı ölenler arasında bir çocuğun da bulunması..

Bizdeki bazı terör yada bilişim uzmanları ise yine İsrail'i övme yarışına girdiler. 

-İsrail bu konuda çok başarılıymış… 

-teknoloji konusunda çok ilerideymişler… 

-yok bunu her yerde yapabilirlermiş… 

Zaten 7 Ekim süreci sonrasında karizması iyice çizilen Siyonistlerin tam da istediği buydu. 

“Tüm dünyayı izleyen, her şeyi kontrol edebilen bir güç gibi görünmek!”

Ancak şunu duyamadık yine maalesef. 

Pazarın orta yerinde SMS cihazını bomba gibi patlatan İsrail orada bir çocuk bebek olup olmadığını yine düşünmedi.

Hatta ölenler arasında çocuk da var. Ama bu hemen hiç konuşulmadı. 

Markette SMS cihazı patlatan İsrail orada masum sivillerin olduğunu hiç hesaplamadı bile… 

Bu cihazların bataryalarının patlaması bu kadar etki gösterir mi, bu cihazları kim neden dağıttı?  

Bütün bunlar ayrı bir tartışmanın konusu… 

Ancak işin vahim olan tarafı 3 binin üzerinde kişide aynı anda meydana gelen bir patlama… 

Yani bu başlı başına bir savaş suçu. 

Gerçi Gazze'de şimdiye kadar 710 adet bebeğin canına kıymaktan çekinmeyen, 45.000 insanı göz kırpmadan terörist diyerek öldüren İsrail'e hiçbir söz söylenmeyince bu son saldırının da çok fazla konuşulmasına gerek kalmıyor. 

Açık ve net! 

Sivil kullanım için tasarlanan cihazlara casus yazılımla sızıp  bu cihazları bir silah gibi kullanmak suretiyle sivillerin canına kıymak apaçık bir insanlık suçudur.