“İç cephe” vurgusunun ilk adımı tamamlandı
- GİRİŞ24.10.2024 08:30
- GÜNCELLEME25.10.2024 08:28
“Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM açılışındaki konuşmasında söyledikleri kuru birer lakırdıdan ibaret değildi.
Nitekim daha konuşma biter bitmez ilk “olmayacak şey” oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oturduğu yerden kalkıp DEM Partililerin elini sıktı.
Devlet Bey bu hareketi şu sözlerle açıkladı.
"Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni döneme işaret etmesi konuşmasında birlik ve beraberlikten bahsetmesi, Cumhur İttifakı olarak bana da verilmiş bir mesaj olarak değerlendirdim. O anda doğal olarak planlı ve kurgu bir biçimde değil Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ifadelerinden sonra Cumhur İttifakı'nın bir bileşeni olarak harekete geçmemiz gerektiğini düşündüm ve DEM Parti'lilerin elini sıktım."
Sonrasında MHP Grup toplantısında DEM Parti’ye net bir uyarı vardı.
“Size uzatılan elin değerini bilin! Terörün bitmesi için insiyatif alın!”
Ardından Devlet Bey’in Öcalan’a “örgütü lağvettiğini açıklasın!” çağrısı…
Bahçeli’nin son konuşması ise birinci aşamanın son çıkışıydı.
“Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiğini haykırsın. Bu kararlılığı gösterirse umut hakkından yararlanmasının önü ardına kadar açılsın. Adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu sorun ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız.”
Bahçeli aynı konuşmasında şunları da söyledi ama kimse üstünde durmadı.
“Terör eylemlerine önşartsız derhal son verilmesi,
Bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olması
Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri terör örgütü için tek çıkıştır.”
İlk aşamanın hemen hemen tüm mesajları verilmiş görünüyor.
Şimdi sırada ikinci ve üçüncü aşamalar var.
Basitçe; bu aşamaların nasıl ilerleyeceği tahmin edilebilir.
Yani;
-terörün tam anlamıyla Türkiye’nin gündeminden çıkarılması süreci başlarsa…
İşte o zaman ikinci aşamanın -olumlu anlamda- farklı yürüdüğünü görürüz.
Eğer tersi bir durum olur da
-uzatılan el geri çevrilirse…
-Siyaset, terörle arasına mesafe koymazsa…
-alınması beklenen insiyatif alınamazsa…
O zaman ikinci aşamada söylemler ve eylemler farklılaşabilir.
Üçüncü aşamada ise söylemler değil eylemler üzerinden yürüyecek bir sürece hazırlıklı olmak gerekir.
Yani Türkiye’de, Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi bugünden itibaren tarihin akışı her halükârda farklı olacaktır.
Mustafa Yıldız / Haber7
Yorumlar1