Çözüm süreci ile ilgili herhangi bir yorum yapmak için başta şunu söylememiz lazım ki; 

*meseleyi ne kadar dar çerçeveden görürsek o kadar yanılırız. 

*ne kadar geniş perspektiften bakarsak o kadar doğru analiz yaparız. 

Aslında Türkiye'nin terörle mücadelesi diğer birçok ülkeninkinden bariz farklılıklar içermekte. 

40 yıldır sürdürdüğümüz 40 binden fazla insanı şehit verdiğimiz terörle mücadelemizin bölgesel / reel politiklerden uzak değerlendirilmesi düşünülemez. 

Türkiye bu bela ile tanıştığı günden beri ne zaman küresel elitlerin işine yaramayacak bir adım atmaya çalışsa terör kartının bilinçli şekilde devreye sürüldüğü görülmekte.

Türkiye'de siyaset ne zaman büyük güçlerin istemediği bir adım atsa terör kartı devreye sokuluyor. 

Artık bu konuda milletimiz şerbetli! 

İşlerin eskisi gibi olmadığı açıkça görülüyor. 

Türkiye'ye bir terör örgütü yetmeyeceğini anlayan küresel güç odakları eşine benzerine rastlanmayan bir yöntem izlediler. 

Örneğin İspanya yıllarca BASK bölgesi üzerinden ETA ile mücadele etti. İngiltere İRA ile…

Dünyanın süper(!) gücü ABD bile “El Kaide ile terör mücadelesi yaptığını” söyledi. 

Dünyada bir değil, beş değil, on değil, onlarca terör örgütüyle mücadele edense tek örnek var… Türkiye!

Onlarca irili ufaklı terör örgütü var. Hepsinin farklı görenin ideolojik kalıpları var. Bu ne demek? 

Bu şu demek: 

Birilerine göre Türkiye'nin sürekli bu işlerle meşgul olması gerekiyor! 

Peki, yeni süreç başlar da PKK silah bırakırsa ne olur? 

Bu olayın ardından çorap söküğü gibi gelişmeler gerçekleşir… 

*Silahların susması, terörün tamamen bitmesi 

*irili ufaklı terör örgütlerinin sona ermesi 

*Türkiye'de yeni bir dönemin başlaması anlamına gelir. 

Bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlandırılmasının siyasi, ekonomik, politik sonuçları olacaktır.

Farklı bahanelerle Türkiye'de korku iklimi oluşturmaya çalışan grupların aradan çekildiğini düşünmek bile bu konuyu anlamak için yeterli sanırım.

Şimdi gelelim daha tartışmalı olan konuya… 

Yeni süreçte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin işaret ettiği Meclis /  İmralı hattına başka bir grup yada gruplar girecek mi, girmeyecek mi? 

Örneğin kandil ile süreç nasıl götürülecek? 

Yine örneğin Edirne (Demirtaş) bu sürece dahil edilecek mi? 

Yoksa dışında mı kalacak? 

Devlet aklı en doğru adımı en doğru zamanda atacaktır.

Burada asıl meselenin sürece hangi aktörlerin dahil olacağından çok sürecin zamanlaması olduğu anlaşılıyor.

Yani sürece daha fazla aktörün katılıp taleplerin farklılaşması bir problem olabilir. 

“Terörsüz Türkiye” fikrini ortaya atan akıl; işin sulandırılmadan uygun ortam sağlanarak mümkünse en kısa sürede netice alınması yönünde…