Konumuz: CHP’de suların bir türlü durulmaması…

Baştan söyleyelim; CHP bu tartışmalardan beslenen bir parti.

Yani adaylık kavgası, parti içi çekişmeler, trollerin sosyal medya savaşı gibi başlıkları okurken CHP’de bir sorun olduğunu sanmak yanlış olur. 

CHP’nin aday belirleme süreci, Game of Thrones senaristlerini kıskandıracak fantastik bir hal aldı. 

Yahu şu anda ülkede bir seçim gündemi var mı? Yok!

Erken seçimi gerektirecek bir hal var mı? Yok!

2028 den önce erken bir seçime karar verilse tarih ne olur? En yakın 2027!

Peki, CHP şu anda neden büyük bir panikle aday belirlemeye çalışıyor?

Yoksa vatandaşın bilmediği bir şey mi biliyorlar?

Sanki bir durum var gibi… Ona döneceğiz. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Adayımızı parti üyeleri belirleyecek” diyerek birden ön seçimi dayattı. 

İmamoğlu “Çok demokratik” diyerek alkışladı, Mansur Yavaş ise “Bu iş sadece CHP’lilere sorulmaz, diğer seçmenleri de düşünelim” diyerek tepki gösterdi. 

Kılıçlar çekildi! 

Mansur Bey önce oyuna getirilmek istendiğini anladığından mıdır bilinmez pek şansının olmadığını anlayınca “Ben yokum” dedi ve ön seçim masasını terk etti. 

Ardından kulislere yansıyan bilgilere göre “herkes aday olsun kazanan Cumhurbaşkanı olur kazanamayan yardımcısı olur” fikrini ortaya attı.

Ön seçime katılmayacağını ama Cumhurbaşkanlığına aday olacağını belirtti. 

Tekrar soralım:

Şu anda ülkede bir seçim gündemi var mı? Yok!

Erken seçimi gerektirecek bir hal var mı? Yok!

2028 den önce erken bir seçime karar verilse tarih ne olur? En yakın 2027!

Peki, CHP şu anda neden büyük bir panikle aday belirlemeye çalışıyor?

Yoksa vatandaşın bilmediği bir şey mi biliyorlar?

Sosyal medya da oldukça hareketli. 

Bakın CHP sosyal medyayı çok önemser. 

Eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun gidişinde sosyal medya trollerinin payı büyüktü. 

Dolayısıyla “erken adaylık” tartışmalarının hararetlendiği günlerde bir de trol meselesi çıktı. 

Mansur Yavaş, İmamoğlu’na “Senin ekibin bana sosyal medyada saldırıyor!” diyerek ateşi yükseltti. 

İş öyle bir noktaya geldi ki Yavaş’ın üçlü zirvede hazırladığı “trol dosyasını” Özel ve İmamoğlu’nun yüzüne tek tek sıraladığı bile söylendi. 

Yani memlekette enflasyon, ekonomi, işsizlik derdi varken, Gazze alev alev yanıyorken, Rusya Ukrayna’da el yükseltirken  bizim muhalefet “Kim kimin trolü?” meselesini tartışıyor. Bravo!

Baktılar ki Mansur Yavaş’ı havlu atmaya ikna edemiyorlar Başka parlak bir formül üretildi: “Mansur Bey, sen Meclis Başkanı ol!” 

Zaten daha önce de kendisine “kabinenin başı” gibi görevler verileceği öne sürülüyordu. 

Devlet protokolünde ikinci sırada olmak, tarafsız Cumhurbaşkanı olma şansı, her kesimden oy alma potansiyeli… 

Kulağa hoş geliyor değil mi? 

Siyasetin satranç tahtasında, Mansur Yavaş’ı şah çekmeden köşeye almanın en güzel yolu!

Bu planı gazeteci İsmail Küçükkaya paylaştı ve şöyle özetledi: “İmamoğlu Cumhurbaşkanı olur, Mansur Yavaş tarafsız bir Meclis Başkanı olarak görev yapar, sonra parlamenter sisteme geçeriz ve İmamoğlu Başbakan olur.” 

Tamam da bunun bize, vatandaşa ne faydası olacak.

Bir kez daha soralım:

Şu anda ülkede bir seçim gündemi var mı? Yok!

Erken seçimi gerektirecek bir hal var mı? Yok!

2028 den önce erken bir seçime karar verilse tarih ne olur? En yakın 2027!

Peki, CHP şu anda neden büyük bir panikle aday belirlemeye çalışıyor?

Yoksa vatandaşın bilmediği bir şey mi biliyorlar?

Haydi şimdi yanıtını verelim. 

Biri hakkındaki davaları kapatmak için acilen aday gösterilme derdinde…

Biri anketlerin rüzgarıyla fırsatı kaçırmama peşinde…

Biri de tesadüfen oturduğu koltuğu kaybetmemek için yerini koruma planları yapmakta…

Tablo bu!

Masadan kalkanlar, masaya oturanlar, yeni formüller… Gerçekten de siyaset, hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı!
Bakarsınız ilerleyen günlerde yeni bir sürpriz çıkar. CHP’nin kavgacı masasında boş sandalye kalır mı, yoksa biri daha masadan kalkar mı? 

İzleyip göreceğiz…