Son çıkmaz sokak: Kanıksamak

  • GİRİŞ18.05.2024 11:11
  • GÜNCELLEME20.05.2024 09:25

Doğumdan ölüme uzanan yol aynı istikamette olsa da inişli çıkışlıdır; insan hayatındaki met ve cezirler çoğu zaman yoldan çıkmaya neden olacak kadar denge bozucudur. Dalgalar üstünde sörf yaparken istikametini korumak çok zordur.

Tarih boyunca dünya düzeni “akıl ve irade sahibi” olan insanın acizlik ve dengesizlik gerçekleri üzerine kurulmaktadır. Bireyin artık ertelenemez olmuş fizik ihtiyaçları vardır; düzen kurucu iktidarın da elinde kamu gücü, ortak idari ve ekonomik güç vardır.

Adalet, kuşkusuz aydınlık, birlik, düzen, barış ve güvenliği sağlar sağlamasına da; hukuk dışı yollara yönelme, yönetenin de yönetilenin de zaafıdır.

Dolayısıyla akıntıya kürek çekerek mutlu oluyor insanoğlu, gereken gerekmeyen ekseninde ilerlerken. Dünyevileşmek, süflileşmek, rezillik ve ahlaksızlık.. ne denirse denilsin bu kadar açıktır insan gerçeği, akıntıya kürek çeker.

Doğru yanlış, iyi kötü, güzel çirkin ekseninde ilerlemek ve akıntıya karşı kaynağa doğru yüzmek zordur. İnsan, hayat mücadelesi içinde yaratılmıştır. Çünkü imtihandadır. Tutacağı varoluş tarzı, ölüm ötesinde ebedi hayatını belirleyecektir.

Bu nedenle ya gücünü ilmin ve aklının hizmetine vererek hakikate sadık kalacak ya da kendini akıntıya bıraktığı kadar mutlu olacaktır. Kimse çilede boy vermek, boğazına kadar derde batmak istemez. Derde ve sıkıntıya bulaşmaktan kaçınır herkes. Kurduğu konfor alanında hareket eder.

Mutlu olduğu anlarda konforda yaşamanın sebebini sonucunu çok kurcalamaz insanoğlu; ne zaman karşısına aniden çıkıveren bir kuyuya düşerse o zaman bu istikamet ve vaziyet problemini fark eder, belki üzerine düşünür.

Bilgisizlik ve ahlaksızlık yüzünden çoğu kez düşünemez, bir bilgeye de sormaz problemli insan; çile kuyusunda kervan beklerken çırpınır durur, biri köle pazarında yeni efendisiyle buluşturana dek. Bu sahte tanrı nadan kul oyunudur dünyayı cehenneme çeviren!

Şarkının sözleri bellidir: Neden bunlar başıma geliyor sürekli.. Neden bunlar bir tek benim başıma geliyor? Problemi tanımalamaya yönelik kavrama çabasını gösteren sorlar değildir bunlar.. Sarhoş naraları zihninde böyle volta atar durur.

İşte insan böyle işlerin iyice çıkmaza girdiği durumlarda kendisine o kadar acır ve kendini o kadar acındırır ki! En çok acıyı kendisi çekiyormuş, dünyadaki herkes ondan daha iyi durumdaymış yanılgısına düşer. Oysaki bu cehennemde hiyerarşi kurma, zalimin mağdura inandırdığı bir yalandır.

İlahi adalet açısından bakıldığında insanlar fazlasıyla eşittir ve çekilen dertler de denktir. Dünyanın kimilerine cennet kimilerine cehennem olduğu yalanından kendini kurtaranlar olsa da; bu yanılgı birçok insan için hayatın gerçekleri olarak sürüp gider.

İşte bu kendine acıma hali çok önemlidir. İnsanın içinde yanan ilk ateştir, isyandır çünkü.

Bilgili insan, bu isyanla hayat mücadelesini doğru kavrayabilir; ahlakını düzelterek istikamet üzere yaşamaya başlayabilir. O isyanı yönetir, sonuç alabilir erdemliliği seçerek.

Aymazdaki insanın kör isyanı kimi zaman karşısındakine, kimi zaman devlete, kimi zaman da kendisinedir.

İnsan, kendisine karşı isyanını başarılı bir atılımla ve dirilişle sonuçlandırabilir.. Çünkü insanda düşünceleri, duyguları ve davranışları denetleme yetisi, kendini yargılama yetisi vardır; fakat bu sosyal destek almadan, yeti yetenek haline gelmeden başarılamaz. Dünyaya öyle kolay güç yetirilemez her zaman. İnsan kendini değiştirdiği kadar kolay değiştiremez çevresini.

Başa gelenler, olup bitenler, yüksek taş duvarlarla çevrili girift bir labirentin tam ortasına bırakıverir insanı. Labirenttir, çünkü birisinin iktidar alanındadır ve davranışları öngörülmektedir. Bir o yana bir bu yana koşturmak çözüm olmayacaktır. Bu umutsuzca körü körüne çıkış yolunu aramak enerji israfıdır. Nafiledir bu çabalar; çok daha büyük çıkmazlara sokar insanı.

Sonra duvarları yıkmaya çalışır insan; içindeki ateşin gücüyle yıkabileceğine inanır. Bilirsiniz, bunu da beceremez. O isyan ateşi, çoğu kez ne çıkışı gösterecek bir meşaledir ne de o duvarları yıkacak güç.

Günlerce, haftalarca, yıllarca besleyip büyüttüğü o nankör ateş.. Sadece kendisini yakar o. Bu çırpınış, umudu da tüketir. Köprüden önceki son çıkış yolu görünmüştür: Son çare, kabullenmektir.  

Kabullendikten sonra içinde bulunduğu labirenti yadırgamamaya başlar, alışır: Kanıksamak denir buna!

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski  “Önce biraz ağladılar ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!” der.

Rezil uzlaşıların arka planında kanıksamak vardır.

Mustafa Yürekli / Haber7

Yorumlar3

  • Muratt 7 ay önce Şikayet Et
    Dünyadaki mazlum halkların uyandırılilmasi şart. Uyanışı hızlandırmak için inisiyatif almak oralara aydınlatıcı elçiler yollamak bilinmeyenleri ortaya sermek lazım. Halklar uyanirsa dünyada düzen olur. Çok işimiz var ve geç kaldık. Mademki zulmü durduramıyoruz o zaman halklara birebir anlatmak, vicdanları uyandırmak şart. Bu bir insanı duruş haksızlığa başkaldırı ve isyandır. Tüm dünya.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • erdem değer 7 ay önce Şikayet Et
    hah işte son çıkmaz sokak kanıksamak.. ben olaya kanayan ve durmayan yaramız istilacılar cephesinden bakacak olursam arap severler her türlü yasayla bizi susturmaya işgali ve istilayı kanıksatmaya çalışıyorlar! ama biz asla kanıksamayacağız!
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • {°^°} 7 ay önce Şikayet Et
    Biz de yahudi sevici ajan provokatörleri kanıksamayacağız! Ümmeti bölüp parçalayıp yahudilere yem etmek isteyen, büyük İsrail'e yol açmak için ırkçılık yapan yahudi kırmadı siyonist yalamalarını kanıksamayacağız!
    Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat