"İcazetli Hekim Diplomalı Doktor"
- GİRİŞ15.09.2024 09:28
- GÜNCELLEME15.09.2024 09:28
Koleksiyoner Enver Beşinci'nin Turkuvaz Kitap tarafından yayınlanan "İcazetli Hekim Diplomalı Doktor" kitabının imza günü D&R ev sahipliğinde Atatürk Kültür Merkezi’nde seçkin bir topluluk tarafından gerçekleştirildi (14 Eylül Cumartesi 2024). Aralarında bulunmaktan mutlulk duyduğum katılımcılar arasında yazarlar, akademisyenler ve Beşinci’nin başkanı olduğu Kasımpaşalı Kemal Hocaefendi Vakfı’ndan hocalar vardı. İmza gününde yazar Yüksel Kanar ve Prof. Dr. Cengiz Çakmak, "İcazetli Hekim Diplomalı Doktor" kitabını değerlendiren birer kısa konuşma yaptılar.
Enver Beşinci, 2010 yılından itibaren toplamaya başladığı İcâzetnâme, Şahâdetnâme ve Diplomalar ile geniş bir koleksiyon oluşturdu. Bu koleksiyon belgelerini 2019 yılında kitaplaştırarak “Osmanlıdan Günümüze İcâzetten Diplomaya” adıyla yayınladı. Sadece tıp mekteplerinden verilen mezuniyet belgesi "Tıp İcâzetleri" konusu üzerinde yoğunlaşarak çalışmalarını sürdürdü. Alanıyla ilgili birçok kitap ve sergi organizasyonlarına katkı ve danışmanlık yaptı, sempozyum ve söyleşilere katıldı. Çeşitli ansiklopedilerde alanıyla ilgili madde yazımlarında bulundu.
Bu düşünce harmanı güzel günde gündeme gelen "İcazetli Hekim Diplomalı Doktor" kitabını ve yazar Enver Beşinci’yi, Yüksel Kanar ve Cengiz Çakmak’ın konuşmalarını ve birkaç hususu ele alacağım bu yazıda..
TARİHİN DİP DALGASI
Hz. Peygamber sallahu elyhi veselleme muhabbet ve bağlılığın bir ifadesi olan zikir ve salavâtı hususi bir usulde sürdürme yahut tarikat terbiyesini başkalarına da öğretebilme ehliyetinin belgesidir icâzetnâme. Yine miras hukukunu İslâm esaslarına göre işletebilmenin veya hüsn-i hatta dair kâmil bir bilgiye sahip olmanın da.. Enver Beşinci, hususi koleksiyonundan parçalarla farklı sahalarda verilen icâzetnâmelerin hikâyesini anlatıyor.
Öncelikle ilim, düşünce ve eğitim tarihinin toplumların bilinç altını şekillendiren tarihin dip dalgası olduğunu hatırlatmak isterim. Çünkü İslam milleti, dini hayatın merkezine ilim ve eğitimle yerleştirmektedir.
Öncelikle toplumların bilinç altını şekillendiren ilim, düşünce ve eğitim tarihinin tarihin dip dalgası olduğunu hatırlatmak isterim. Çünkü İslam milleti, dini hayatın merkezine ilim ve eğitimle yerleştirmektedir. Hekim kelimesinin aynı zamanda “bilge” demek olduğunu biliyor muydunuz? Bugün kullandığımız “doktor” kelimesi nereden geliyor? Tıp fakültesi mezunlarına verilen “icazetname” neden “diploma” oldu? Enver Beşinci, bir koleksiyonda karşısına çıkan ipucunu takip ederek geçmişte tıp alanında çalışacak kişilere verilen belgeye neden “icazetname” denildiğinin izlerini sürüyor ve geleneksel tıp anlayışımızın insana verdiği yüksek değerin kaynaklarına ulaşıyor. Bu kitap vesilesiyle; icazet-diploma karşıtlığı üzerinden, geleneksel olanı reddeden modernlik anlayışının tıp alanında ülkemize ve insanlığa getirdiği tahribat tartışmaya açılıyor.
AKM'deki etkinlikte konuşma yapan Enver Beşinci, Tanzimat'la beraber başlayan okullaşma sürecinde şahadetname, tasdikname ve diploma gibi mezuniyet belgeleri verilmeye başlandığını, tıp icazetnamelerin diğer okullarda verilen mezuniyet belgelerinden farklı bir adlandırmaya tabi tutulduğunu, bunun izini sürmenin neticesinde "İcazetli Hekim Diplomalı Doktor" adlı eserinin ortaya çıktığını ifade etti.
KOLEKSİYONDAN KİTABA
Kitaba konu olan belgelerin kültür tarihi açıdan çok önemli bir kaynak olduğuna dikkati çeken Enver Beşinci, "Yaptığımız bu çalışma, bize iki zıt kavramı göstermiş oldu. Bunlardan birisi, insanı 'eşref-i mahlukat' olarak gören ve onu topyekun tedavi etme niyetiyle yola çıkan 'hekimlik', diğeriyse modern okullarda eğitim gören, ezberletilmiş bir çerçevenin dışına çıkmadan, insanı bir makine gibi gören anlayış olan doktorluktur" ifadelerini kullandı.
İcazetnameler ile diplomalar, farklı anlayışları göstermektedir. Enver Beşinci, bu farkı şöyle açıkladı: "Rahmetli Teoman Duralı, hekimlik ile doktorluk arasındaki farkı anlatırken, doktoru bir odadan bir odaya koşan, makineler arasındaki sevk ve idare işini yapan bir trafik polisine benzetirdi. Oysa kadim geleneğe baktığımız zaman tüm hekimler, aynı zamanda filozof ve bilge insanlar olarak kabul edilirler. Çünkü tabipler, bir insanı bir bütün olarak ele alır ve onların ruhuna dokunurlar. Nobel ödüllü Fransız bilim adamı Alexis Carrel, 'Bir hekim hastasını sadece ilaçla tedavi ediyorsa, vasfını kaybetmiştir.' der. Modern dünyanın çerçevelediği müfredatta doktorluk, alışveriş merkezlerine dönüşmüş hastanelerde yapılan bir iş haline gelmiştir. Oysa Osmanlı ve Selçuklu'nun da içinde yer aldığı kadim gelenekte, hastalığa ahlak ilkeleriyle yaklaşılır ve onun ruhuna dokunulurdu. Bugün Hipokrat yemini hala var ama onun içeriğinin ne kadar uygulandığı önemli bir sorundur."
Kitabın arka kapak yazısında da şöyle denilmektedir: "Batı kaynaklı modernizmin, geleneği saf dışı bırakma hastalığı, tıp konusunda da büyük bir yıkım meydana getirmiş; insan yüzlükadim tıp anlayışından alet/makine ağırlıklı tıp anlayışına geçilmiştir. Dolayısıyla daha önce insanı esas alan anlayış, şimdi makineyi önceleyen, aletleri insanlara tercih eden bir anlayışa dönüşmüştür. Hekim sadece tıp konusunda malumat sahibi olan kişi değil, her türlü insani bilgiyle mücehhez bir kimsedir. Sadece laboratuvarlarda oluşturulmuş ilaçlarla tedavi yolu izlemez, insanla konuşur, onu aynı zamanda ruhen / manevi anlamda da tedavi eder. Hastasını sadecegelişmiş makineler ve yapay ilaçlar yoluyla tedavi eden modern tıbbın öznesi ise ‘doktor’dur."
"KİTAP ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURUYOR"
Kitabın editörlüğünü yapan Yüksel Kanar da koleksiyonerliğin çok önemli bir meslek olduğuna işaret ederek, "Enver Beşinci'nin yaptığı çalışma da bu anlamda çok kıymetli. Enver Bey, bugün 'diploma' olarak adlandırdığımız mezuniyet belgeleri arasında tıp alanında bir farklılaşmanın olduğunu görüyor ve bunu araştırıyor. Bu kıymetli eser de böylece ortaya çıkıyor. Kendisini bu değerli çalışmasında dolayı kendisini tebrik ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Çakmak ise Enver Beşikçi'nin Türkiye'de zor ve ender görülen bir çalışma yürüttüğüne dikkati çekerek, "Toplayıcılık, koleksiyonerlik, bir anlamda tarihin izini sürerek, yeniden yazmak anlamına geliyor. Ben de bir felsefeciyim. Bildiğiniz gibi 'logos' da toplamak, bir araya getirmek demek. Biz geçmişimizi unutmuş bir nesiliz ve Enver Bey'in yaptığı çalışma önemli bir boşluğu dolduruyor." diye konuştu.
Enver Beşinci'yi "İcazetli Hekim Diplomalı Doktor" kitabı nedeniyle tebrik ediyorum. Dilerim "Semavî Dinlerde Nikâh Akitleri" koleksiyonunu da tamamlar ve bir kitap yazar..
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol