ABD ve BM İslam alemiyle savaşıyor
- GİRİŞ03.10.2024 09:41
- GÜNCELLEME04.10.2024 10:22
"Terörle Savaş" kavramı ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush tarafından 20 Eylül 2001 tarihinde kullanıldı. Bush Doktrini olarak anılan "Terörle Savaş" stratejisine göre, tüm dünya bir savaş alanı. Sözkonusu "Yeni Amerikan Millî Güvenlik Stratejisi"ne göre; potansiyel tehdit oluşturduğu, ileride problem çıkarabileceği düşünülen her oluşum ya da ülkeye karşı nerede olursa olsun "vurulmadan önce vurma" felsefesi çerçevesinde karşılık verilmeli ve gerekirse düşman devletlerdeki rejimler değiştirilmelidir.
"Terörle Savaş" 11 Eylül’den sonra Bush yönetimi ve bazı medya organları tarafından terörist olarak tanımladıkları kuruluşlar ve onları destekleyen ülkelere karşı girişilen siyasi, ekonomik ve askerî mücadeleyi tanımlamak için kullanılmaya devam etti. Bu kapsamda, başta Orta Doğu'da bulunan ve nüfusun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler işgal edildi.. Afganistan, Irak ve Suriye işgalleri bu doktrin kapsamında yapılmıştır.
ABD’nin dış politika doktrini ilan ettiği "Terörle Savaş" uygulamalarıyla anlaşıldı ki "Anti Müslimizm"dir ve Birleşmiş Milletler’in resmi ideolojisi haline gelmiştir. BM’nin kuruluşunun üçüncü çeyreğinde (2002 – 2027) küreselleşme adı verilen dönemde "Terörle Savaş", yani "Anti Müslimizm" stratejisi uygulanmaktadır.
ABD ve BM İslam alemiyle savaş halindedir. Batılı dünya gücü ülkeler, İngiltere, Fransa, Almanya, ABD’nin "Terörle Savaş" stratejisiyle açık bir şekilde İslam dünyasını hedef alıyorlar. Siyonist terör örgütü İsrail, "Terörle Savaş" stratejisiyle Filistin, Gazze, Lübnan ve Suriye’yi bombalıyor.
7 Ekim 2023'ten bu yana 10 defa "Orta Doğu" turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu ziyaretlerin 9'unda diğer bölge ülkelerinin yanı sıra İsrail'i ziyaret etti. ABD'nin İsrail'i kınamamasının yanı sıra, İsrail Başbakanı Binyamin Netahyahu, 24 Temmuz'da ABD Kongresinde 1 saatlik hitapta bulundu. Kongrede protesto edip kınayanlar olsa da İsrail Başbakanı, birçok Kongre üyesi tarafından ayakta alkışlandı.
İsrail, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de soykırım işlerken, ABD ve Avrupa ülkelerinden güçlü siyasi ve askeri destek aldı. Anadolu Ajansı, "İsrail’in Gazze’deki Soykırımının 1. Yılı” başlıklı dosyada, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin özellikle 7 Ekim'den bu yana İsrail'e sağladığı desteğe ilişkin bilgiler derlendi.
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya başta olmak üzere Batı ülkeleri, 7 Ekim 2023'ün ardından İsrail'in "kendisini ve halkını savunma çabalarına" destek vereceklerini bildirdi. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere bu ülkeler, İsrail'in "kendini savunma hakkı" olduğunu söyleyerek bunun için yapabilecekleri tüm yardımı sağlayacakları taahhüdünde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in Lübnan'a yaptığı saldırı ve "sınırlı operasyonları" durdurmasından tatminkar olacağını ve ateşkes olması gerektiğini söylerken, sivil ölümlerine dair herhangi bir kınamada bulunmadı..
ABD Kongresi, nisan ayında 95 milyar dolarlık dış askeri yardım paketi kapsamında İsrail’e 17 milyar dolar tahsis edilmesine da onay verdi. Reuters'a konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen resmi kaynaklar, 7 Ekim 2023-28 Haziran 2024 döneminde ABD’nin İsrail’e bombardıman uçaklarında kullanılan bir tonluk en az 14 bin MK-84 bombası, 6 bin 500 adet 227 kilogramlık bomba, 3 bin hassas güdümlü havadan karaya Hellfire füzesi, 1000 sığınak imha edici bomba, 2 bin 600 havadan atılan küçük çaplı bomba ve diğer mühimmatı sevk ettiğini bildirdi.
İsrailli Haaretz gazetesinin araştırmasına göre, 7 Ekim’den Temmuz 2024'e kadar ABD ve dünya genelindeki Amerikan askeri üslerinden kalkan 173 askeri ve sivil kargo uçuşu İsrail'e silah ve cephane taşıdı. Bu uçakların büyük çoğunluğu İsrail'in güneyindeki Be'er Sheva kenti yakınlarındaki Nevatım Hava Üssü'ne inerken bu uçuşların aylara göre dağılımı Ekim 2023'te 22, Kasım 2023'te 47, Aralık 2023'te 32, ocakta 20, şubatta 8, martta 11, nisanda 17, mayısta 7 ve haziranda 9 adet olarak gerçekleşti.
ABD, 18 Ekim 2023'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Gazze'ye insani yardım sağlanması için çatışmalara "ara verme" çağrısında bulunan karar tasarısını veto etti. Aynı şekilde 25 Ekim'de de İsrail-Filistin çatışmasına yönelik gelişmelere ilişkin ABD ve Rusya tarafından sunulan iki ayrı karar tasarısı, karşılıklı veto edildi.
Bu dönemde Batı ülkelerinden İsrail'in Gazze'deki saldırılarına hiçbir kınama yapılmazken, Gazze'de net şekilde "ateşkes" sağlanması için de uzun bir süre çağrıda bulunmadı. Bu kapsamda ABD, 8 Aralık'ta BMGK'de Gazze'de acilen insani ateşkes talep edilen karar tasarısını veto etti.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İsrail'e her zaman "koşulsuz destek" vereceklerini söyledi. 7 Ekim'in ardından İsrail'e "destek" ziyaretinde bulunan ilk liderlerden Von der Leyen de sivil kayıplara rağmen her seferinde "İsrail'in kendini savunma hakkına" vurgu yaptı. Von der Leyen'in Netanyahu hükümetine koşulsuz desteği nedeniyle bazı milletvekilleri, onun da Gazze'deki "soykırımdan" sorumlu olduğunu belirtip eleştiride bulunuyor. Von der Leyen, İsrail'in Gazze'ye devam eden saldırıları nedeniyle düzenlenen birçok protestonun da hedefi haline geldi.
Avrupa ülkelerinin İsrail'e yaptığı silah ihracatının değeri son 10 yılda milyarlarca avroya ulaşırken, 2014-2022 yıllarında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden İsrail'e verilen ihracat lisanslarının toplam değeri yaklaşık 6,3 milyar avro oldu. "Silah Ticaretiyle Mücadele Kampanyası" (CAAT) veri tabanına göre, 2015-2020'de Almanya hükümeti İsrail'e en az 1,4 milyar avro değerinde silah satışına onay verirken, İngiltere'den aynı dönemde İsrail'e savaş uçakları, füzeler, tanklar, hafif silahlar ve mühimmat için bileşenler dahil olmak üzere 426 milyon avroluk askeri ihracat gerçekleştirildi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da İsrail'i insani ilkelere sahip demokratik bir devlet olarak tanımlayarak, "İşte bu nedenle İsrail ordusunun yaptığı her işte uluslararası hukuktan kaynaklanan kurallara uyacağından emin olabilirsiniz. Bu konuda hiç şüphem yok." ifadesini kullandı. Federal Meclisteki konuşmasında İsrail ile dayanışmalarının "kelimelerle sınırlı olmadığını" vurgulayan Scholz, "Başbakan Netanyahu'dan yakın temas halinde kalmasını ve her türlü destek ihtiyacını bize bildirmesini istedim. İsrail'den gelen diğer destek taleplerini de derhal inceleyecek ve yerine getireceğiz." dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da İsrail'e ihtiyacı olan her türlü desteği vereceklerini söyledi.
Almanya, 2023'te İsrail'e bir önceki yıla göre 10 kat artışla 326,5 milyon avro değerinde silah teslimatı yaparken, özellikle 7 Ekim'den sonra silah satışında artış oldu. Alman hükümetine göre 2023'te İsrail'e askeri teçhizat ihracatı için 308 ayrı lisans onaylandı ve bunların toplam değeri yaklaşık 327 milyon avro oldu. Bu, onaylanan lisansların toplam değerinin 32,3 milyon avro olduğu 2022'ye göre on kat artış anlamına geliyor.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde İsrail'in Gazze'de devam eden saldırıları, bu saldırıların kadın ve çocuklar üzerindeki etkileri ele alındı. Türkiye’yi temsil eden Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız "İşgal onlarca yıldır devam ediyor. Sessiz kaldıkça, işgal genişliyor. İsrail'e silah tedarik eden ülkelerin, hükümetlerine insanlık tarihine karşı sorumlu olduklarını hatırlatmaları gerektiğini vurguladı. Filistin'deki soykırımı durduramayışımız, ortak utancımızdır" dedi.
İsrail İran'a karşı saldırıda bulunuldu. Suriye'deki İran büyükelçiliğini füzelerle vurdu. Tahran’da bir operasyonla suikast yapıldı.. İsrail’in bilinen bilinmeyen çok sayıda saldırganlıkları var.. Gazze’de dünyanın gözü önünde on binlerce sivil öldü. İsrail tam bir senedir çok yoğun bir şekilde Gazze’de katliam yapıyor.
İran'ın bir kaç füzesi İsrail'e düştü. Mossad karargahını ve iki tane askeri uçağı hedef aldı. Amerikalı İngiliz ve Alman liderler, hep birlikte İsrail’e sahip çıktılar. İsrail, BM’nin askeri üssü.Amerikalılar ve İngilizler İran'ın sözkonusu füze saldırısına karşılık vereceklerini söylediler. Batı’dan hemen ateş yükselmeye başladı. İran sivilleri vuruyor. Euronews Türkiye, "İran 10 milyon sivili hedef aldı" diye manşet yaptı.
Bir yıldır İsrail'in katliamlarına tek bir laf etmeyenler İran'ın iki füzesine tavır almaya başladı. Oysa İran İsrail’in sivil halkını vurmadı. Ama İsrail istediğini vurulabilir. İsrail'in vurduğu devlet meşru müdafaa hakkını kullanıp karşılık verirse, karşısında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve AB'yi bulur. Çünkü savaş, İslam alemini paylaşmak için yapılmaktadır. Siyonist İsrail taşeronluk yapmaktadır. Burada "ihlaller" konusunda devletleri yarıştırmıyorum.. Gerçi hiçbir devlet ABD ve İsrail kadar ihlalde bulunamaz. ABD ve Batılılara göre tek sivil Batılılar ve İsraillilerdir. Bunu anlatmaya çalışıyorum.
"Terörle Savaş" doktrinine göre Filistinliler, Lübnanlılar, Suriyeliler, Yemenliler, Iraklılar, İranlılar ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle ‘Sıra Türkiye’ye de geliyor’, halkı Müslüman olan ülkeler, terör kuşağını oluşturuyor; dolayısıyla bombalanabilir görüyorlar. ABD liderliğindeki BM, açık bir şekilde İslam dünyası ile savaş halindedir.
Yorumlar2