Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmeden önceki haritayı, son haritayı hiç gördünüz mü? O son harita size bir şey söyledi mi?

Hiç görmemiş olanlara, görüp de dikkat etmemiş olanlara bir güzellik yapmak geçti içimden. Bu yazıda, aşağıda yayınlayacağım o son haritayı, Osmanlı Devleti’nin 1914 Haritası’nı. Bakın bakalım siz bir şey söyleyecek mi?

Ben bu yazıda bana söylediklerini paylaşacağım siz okuyucularımla. Son harita ne anlam ifade ediyor? Bu sorunun cevabını arayacağım tarihte..

Son Osmanlı haritası bana şunu söylüyor: Türkiye, Karadeniz, Hint Denizi ve Akdeniz’i birbirine bağlayan bir köprü. Ülkenizin güvenliği, doğu Akdeniz, güney Karadeniz ve batı Hint denizinde hükümran olup olmadığınız bağlı.. Karadeniz’i Akdaniz’e, Hint denizini Akdeniz’e bağlayan ülke olacaksın!

Bu üç ayaktan biri yıkıldı mı devlet ayakta duramaz. Türkiye Basra körfezi ve Hint denizinden çekildi, adeta Asya’dan çekildi.

İran, Basra Körfezi’ndeki kıyısıyla kenarda kalmışlıktan kurtulamıyor. İran’ın bütün derdi, kuzey batısındaki Karadeniz’e inmeyi ertelemiş olmalı ama batısındaki Akdeniz’e inmek istiyor. O yüzden Irak, Suriye ve Lübnan’da silahlı güç bulunduruyor.

Rusya ve Almanya da Akdeniz’e  Hint denizine inmek istiyor. Rusya neden işgal etti Afganistan’ı?

Amerika Birleşik Devletleri de son Osmanlı haritasındaki toprakları ele geçirmeye çalışıyor, İsrail’i askeri üs olarak kullanıyor. Başka türlü Asya, Afrika ve Avrupa’yı birbirine bağlayamaz..

11 Eylül 2001’den beri terör bahanesiyle İslam ülkelerini işgal ediyor. Ordusuyla Afganistan, Irak ve Suriye’yi fiilen işgal etti. 7 Ekim 2023’ten beri Filistin işgalini tamamlayıp Lübnan’ı da işgal etmeye çalışıyor.

ABD 2030’da ulaşmak istediği hedeflere emin adımlarla ilerliyor. Petrol ve doğal gaza el koyup doğu Akdeniz’i hükümranlığı altına almak istiyor. 2030 sonrasında savaşı Hint Pasifik’e taşıyacak!

Dün İngiltere’nin, bugün ABD’nin bölgeye dönük politikaları belli, hedefi belli.

Neden Türkiye, İran, Irak, Suriye ve Mısır ortak savunmaya geçemiyor? Her biri tek başına ABD’yle baş edemeyeceğini biliyor oysa.

Esasında Türkiye’nin güçlü savunma sanayiine, yerli üretime ve İslam ülkeleri arasında savunma ve ekonomiye dayalı işbirliklerine yönelik ısrarlı çağrıları günümüzde artık anlaşılır bir şey.

Türkiye’nin bütün çabası, ABD’nin niyetini içinde sakladığı Siyonist hedeflerin deşifresine ve engellenmesine yönelik çağrıları barındırmıyor mu?

ABD’nin işgallerinin arka planı herkesin anlayabileceği şu iki cümleden ibarettir: ABD ve Batı'ya göre güçlü olan haklıdır ve Siyonist rejim ancak güçten anlar.

Son Osmanlı haritasının uyarısıyla Türkiye’nin savunma sanayii, havacılık ve bilişim alanındaki atılımlarının arka planında da ABD ve Batı’nın emperyalist politikalarına duyulan kaygı var.

Bir taraftan devlet, bir taraftan özel girişimcilik canla başla, ülkenin geleceği adına büyük bir gayret gösteriyor savunma, havacılık ve bilişim alanlarında. Önemli mesafe alındı.

Alınan mesafeyi yorumlayan haberlere, analiz ve raporlara bizden çok Batı kamuoyunda rastlıyoruz.

Mevcut durum küçümsenmemeli.. Ancak kat edilmesi gereken önlemli merhaleler var.

Mustafa Yürekli / Haber7