Peygamberimizin Gençlerle Arkadaşlığı

  • GİRİŞ04.02.2025 08:56
  • GÜNCELLEME04.02.2025 08:56

Câbir b. Abdullah, Medineli gençlerdendi. Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellem onu gördüğü her yerde tebessümle karşılar, hâl ve hatırını sorar, sohbet ederdi. Genç sahabi, bu ilgiden büyük keyif alırdı.

Bir gün evinin gölgesinde oturmuş dinlenirken Allah Resulü’nü görünce sevinçle ona doğru koştu ve arkasından yürümeye başladı. Peygambe­rimiz onu fark edince arkasına dönerek gülümsedi ve “Yaklaş!” buyurdu. Elinden tuttu, beraber yürümeye başladılar.

Evinin önüne varınca Câbir radiyallahu anhuya dönüp bek­lemesini işaret etti. İçeri girdi. Eşiyle konuştuktan sonra kapıya çıkarak onu içeri davet etti. Eşinin hazırladığı üç parça ekmeği genç sahabiyle paylaşarak yedi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 5, s. 224.) 

Peygamber olmasının yanı sıra devlet başkanlığı vasfını da taşıyan Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellemin yolda gördüğü bir genci evine davet etmesi gençlere verdiği değeri göstermektedir.  

Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem kadın erkek, genç yaşlı, zengin fakir, hür köle ayrımı yap­madan tüm insanları İslam’a davet etmişti.

GENÇ SAHABELER

Peygamberliğin ilk dönemlerinde müşrikler büyük bir tepki gösterip halkın üzerinde baskı kurdular. Bu baskıya rağmen Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellemin da­vetine uyup iman edenler oldu. İslam davetini ilk kabul edenlerin çoğu gençti. Bu genç­lerden bir kısmı Mekke’nin zengin ve önde gelen ailelerine mensuptu.

Bu sahabilerden Abdullah b. Mes’ud Müslüman olduğunda 16, Talha b. Ubeydullah ise 17 yaşlarındaydı. İslam davetine evinin kapılarını açan Erkam b. Ebi’l-Erkam 17, Mus’ab b. Umeyr 20, Cafer b. Ebi Talib 21 yaşlarındaydı.

Başta kızları olmak üzere pek çok genç hanım, Peygamberimize tabi olan­lar arasındaydı. Esma binti Ebi Bekir, Sehle binti Süheyl b. Amr, Leyla binti Hasme, Hz. Ömer’in kız kardeşi Fatıma binti Hattab bunlardan birkaçıdır.

İslam’ı kabul eden gençler, Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellemin en büyük destekçisi ve yar­dımcısı oldular. Her biri hakikati arayan, idealist ve cesur insanlardı.

PEYGAMBERİMİZİN ARKADAŞLIĞI

Peygambe­rimiz onlarla özel olarak ilgilenirdi. On­lara güvenir ve güvenilmesini isterdi. Bunu sözde bırakmaz, sorumluluk ve­rerek gösterirdi. Görevlerini başarmaları için onlara destek olur, başarılarını tak­dir ederdi.

Gençlerden öz güven sahibi ve cesur olmalarını isteyen Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem onlarla evinde sohbet eder ve yemeğini paylaşırdı.

Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem gençlere hatalarından dolayı kızmazdı. Yanlışlarını gör­düğünde veya duyduğunda yüzlerine vurmazdı. Onları en güzel şekilde uyarır, konu­şarak hatalarını anlamalarını sağlardı. Enes b. Mâlik’in sözleri buna en güzel örnektir.

Hz. Enes radiyallahu anh genç yaşında Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi veselleme hizmet etmeye başlamıştı. O yılları “Resulul­lah’a on sene hizmet ettim. Vallahi bana bir kez bile ‘öf!’ demedi. Herhangi bir şeyden dolayı, ‘Bunu niçin böyle yaptın?’ demediği gibi ‘Şöyle yapsaydın ya!’ da demedi.” (Buhârî, Edeb, 39) söz­leriyle anlatır.

Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellem, gençlik yıllarını kendisinin yanında geçiren Enes b. Mâlik’e, öm­rünün uzun, mal ve evladının çok olması için dua etmişti. Bu duanın bereketi ile Enes (r.a) 107 yaşına kadar yaşadı ve bulunduğu beldenin en zenginlerinden oldu.  (İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 205-206.)

GENÇLERİ İLME VE EĞİTİME TEŞVİKİ

Sevgili Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellem; gençleri ilim öğrenmeye teşvik eder, onlara sorular sora­rak konuya dikkatlerini çekerdi.

Her birine ayrı ayrı iltifat ederek kalplerine girer, tane tane konuşmasıyla sözlerinin en iyi şekilde anlaşılmasını sağlardı.

Gençlerin ilim meclislerinde bulunmalarını ister, söz istediklerinde söz verir, konuşmalarını dikkatle dinlerdi. Sorularını önemser, anlayacakları şekilde cevaplandırırdı. Başarılarını tebrik eder, ihtiyaç duydukla­rında yardım ederdi.

GENÇLERLE DAYANIŞMASI VE REHBERLİĞİ

Gençlerle yakından ilgilenen Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem, onların sorunlarını çözmek için elinden geleni yapardı. Bunun yanında ihtiyacı olanlara da incitmeden yardımcı olurdu. Genç sahabilerden Câbir’in (r.a) yaşadıkları gençlerle dayanışması ve rehberlik etmesinin güzel örneklerinden biridir:

Câbir’in (r.a) babası Uhud Savaşı’nda şehit olmuş, ailenin sorumluluğu onun üze­rine kalmıştı. Babası bir Yahudi’den borç almıştı. Yahudi alacağını zamanından önce is­teyince Câbir (r.a) çok zor durumda kaldı. Yahudi’den borcu ertelemesini rica etti. Ka­bul etmeyince Peygamberimizden yardım istedi.

Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem, Câbir (r.a) ile birlikte Yahudi’nin yanına giderek onunla konuştu. Yahudi, borcu ertelemeyi kabul etmeyince Peygamberimiz bu duruma çok üzülen Câbir’i (r.a) teselli etti. Daha sonra ona neler yap­ması gerektiğini söyleyerek yol gösterdi. Borcunu ödeyinceye kadar da yardımcı olmaya devam etti. (Buhârî, İstikrâz, 18)

ASR-I SAÂDET’TE GENÇ OLMAK

Asr-ı Saâdet; hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’in indiği, bütün insanlığa rah­met olan Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemin adıdır. Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellem, bu dönemde ashabını eğitip en güzel şekilde yetiştirmiştir. İnsanları İslam’a davet edip dinin en güzel şekilde yaşanmasını sağlamıştır.

Zeyd b. Sâbit, Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellemin güvenip sorumluluk verdiği gençlerden biriydi. Henüz çok genç olmasına rağmen Peygam­berimiz ona; tercümanlık, kâtiplik, vahiy kâtipliği gibi görevler vermişti. Bunun yanında ilim alanındaki kabiliyetine dikkat çeke­rek onun hakkında övgü dolu sözler söylerdi.

Allah Resulü sallahu aleyhi vesellem ordusu ile Tebük Seferi’ne gidiyordu. Neccaroğul­larının sancağı her zaman olduğu gibi Zeyd’in (r.a) üvey babası Ümâre b. Hazm’daydı. Peygamber Efendimiz sallahu aleyhi vesellemin komşusu olan Ümâre (r.a), sürekli onun çevresinde bulunur, ona hizmet ederdi. Kabile­sinin önder kişilerindendi. Savaşlara giderken sancağı o taşırdı.

Şimdi oğlu gelip babasını geçmiş, çocuk denecek yaşta olma­sına rağmen büyük hizmetlere imzasını atmıştı. Her zaman iyi­lik ve güzelliğin önünü açan Allah Resulü, onun da önünü açtı. Yolda sancağı Ümâre b. Hazm’dan alıp Zeyd b. Sâbit’e verdi. Endişeye kapılan Ümâre b. Hazm:

– Ya Resulallah! Bilmeden bir yanlış mı yaptım? diye sorunca sahabiyi teselli eden Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellem:

– Hayır! Hakkında kötü hiç bir şey duymadım. Lakin Kur’an onu öne çıkardı. Zeyd (r.a) senden daha fazla Kur’an biliyor, buyura­rak sancağı Zeyd’e (r.a) vermesinin sebebini açıkladı. (İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 259; İbn Hacer, İsâbe, C 1, s.641.)

Peygamber Efendimiz gençleri, tebliğ faaliyetleri başta olmak üzere devlet teş­kilatının en üst kademelerine kadar birçok alanda görevlendirdi. Gençlerin çoğu; valilik, hakimlik, elçilik, öğretmenlik ve istihbarat gibi çok önemli görevlerde bulundu. Görevlerini başarıyla yerine getiren gençler her seferinde Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellemin takdirlerini kazandılar.

Allah Resulü sallahu aleyhi vesellem, gençlere güvendiğini her fırsatta dile getirdiği gibi bunu, uygula­malarıyla da defalarca gösterirdi. Onlara vahiy kâtipliği, tercümanlık, zekât memurluğu, sancaktarlık, ordu komutanlığı gibi önemli görevler verdi.

Gençlerin kabiliyetlerini ortaya çıkararak, verilen görevi başarmaları için destekledi.

Yorumlar2

  • Selim 39 dakika önce Şikayet Et
    Hatika
    Cevapla
  • ismailbey 1 saat önce Şikayet Et
    bu sünnetleri uygulayacak ortamı devletimiz diyanet işlerimiz kültür bakanlığımız milli eğitm bakanlğımız ortak bir çaba harcayarak gençlerimizi bu yönlere çekebiliriz inşallah devletimiz büyük ve sorun da hal olunabalir
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat