Dünyayı etkileyecek 64 kritik teknoloji (ABD-Çin-Rusya)
- GİRİŞ02.11.2024 09:10
- GÜNCELLEME03.11.2024 09:48
Dünyayı etkileyecek ve tüm dengeleri radikal olarak değiştirecek hayatı meslekleri, yaşayışı hülasa tüm alanlarda etkili teknolojik gelişmeler süratle uygulama alanı bulmaya başladı, dahası bu gelişmelerin neler olduğu hangi teknik büyüklüğe sahip olduğunu henüz tam bilinemiyor.
Dünyayı etkileyecek 64 adet Kritik Teknolojiyi akademik olmasa da detaylı olarak ilerleyen bölümlerde teknik yapılanması ,sosyal etkileri , Ekonomik ve ulusal boyutunu yabancı kaynakları da kullanarak incelemeye çalışacağız.
Umarız, ülkemiz için konunun önemine ışık tutmuş ve farkındalık yaratmış oluruz.
Bilgiyi üretenleler ( bazı ülkeler) ürettiklerinin sadece az bir kısmını zamanı geldikçe kullanımlarının ekonomik değerleri azaldıkça bilgi pazarına sürüyorlar. Bilgiyi üretenler ayni zamanda Teknolojiyi de üretiyor, yetinmiyor bunları kayıtlı hale getirmek için kurdukları uluslararası lisanslama teşkilatlarıyla kullanımlarına sınır da getirebiliyorlar dolasıyla bu döngü Bilgiyi üret, Teknolojiye uyarla ve Lisansla Bu TRİO bir çeşit ekonomik Pazar ve uluslararası gücün temsili haline geliyor.
Bu konu gerçekten kitaplara sığmayacak kadar büyük ve ekonomik bir düzen. Sizlere bu konuda bilgiyi üretemeyen ülkelerin resmini fotoğrafını sunmaya çalışacağız. Hızla gelişen dinamik, gözünü budaktan esirgemeyen ve büyükler arasında yer edinmeye başlayan bir ülke olarak bu ivmenin hız kesmeksizin devam etmesi gereklidir.
Bu konuyu yani Bilgiyi hafife almak, gereklerini yapmamak yeni dünya düzeninde bireylerin ve ülkelerin sonunu getireceğini söylemek bir iddia olmaktan çıkmıştır.
Bir an önce ülkemizde bu konuya her şeyden çok önem vermesi ,hem bireysel girişimciler yani bilgi üretmek isteyen birey ve kuruluşlara devletin ilgili kurumlarının zaman geçirmeksizin destek ve müdahil olması gereken çok ciddi bir konu haline gelmiştir.
Günümüzde Bilgi üretiminin diğer tüm üretimlerden değerli olduğu ve bilgi olmaksızın klasik üretimlerin yapılamayacağı açıktır.
Bilgi ile üretilen teknoloji ve beraberindeki Lisanslama ile ülkeler zenginleşiyor, refah, konfor ,güvenlik Milli gelir artışı ve daha bir çok alanda diğer ülkelerin önüne geçebiliyor.
Bilgi sadece bununla iktifa etmiyor. Bilgiyi üreten devlet ve milletler diğerlerini dolaylı olarak yönettiğini de görebiliyoruz. Bu dramatik tablonun dışına çıkmamızın gerekli olduğunu herkes görüyor. Buna ait bazı örnekler verebiliriz;
Evet, ülkelerin ekonomik yapıları ve durumları elbette çok önemli ancak bilgi Konvansiyonel üretim metotlarını da müdahil oluyor. Onları da değiştiriyor. Eğer siz bu spesifik bilgiyi üretmezseniz, o ürünleri de onlardan almak zorunda kalıyorsunuz., bu döngü ise sür git devam etmektedir. Kısaca üretimleriniz onlara muhtaç ve hatta mecbur ve onların yapmak istemedikleri fiziksel ve insan gücü gerektiren katma değeri düşük bir çok ürünü yapmak zorunda kalacaktır.
Dünyada bu durum benzer şekilde bilgiyi üretemeyen ülkelerde devam ediyor ve bu gidişat değişmediği müddetçe böyle devam edecek.
Şimdi birazda somut örneklere bakalım amacımız ülkemizi küçümsemek elbette değil , 30 yılda ülkemiz bir çok alanda yeniliklere imza attı, hatta kabuk değiştirdi , ancak biz tempolu yürüyüşümüze başlarken onlar uzun soluklu maraton koşuyorlar.
1930 lu yıllarının başında Türk köylüsü ayağında çarık, cizlavet, tarlasında karasaban ve kağnı ile çar naçar yaşamaya üretmeye çalışırken, Bilime ve Teknolojiye önem veren ülkeler sanayi devriminin etkisi ve ivmesi ,çoklu disiplinleri uygulamasıyla Jiroskop ,RF, Jet motorları, içten yanmalı motorlar ,elektrik enerjisi ,klasik uçak motorları ve daha bir çok alanda bu teknolojileri kullanarak demir Yolları, buhar enerjisinin etkin kullanımı ve daha bir çok alanda insan gücünü makinalara dönüştürmeyi başardılar. Bu gün bile 1940 lardaki mekanik bir jiroskopun çalışmasını gördüğümüzde hayret edebiliyoruz.
Avrupa ve gelişmiş ülkeler bu ürünleri bilgi ile üretirken biz ise ancak seyredebildik. Özetle, hayli geriden geliyoruz. Henüz ülkemizde gerçek ve rasyonel bilgi üretim seviyesi hayli çok düşük seviyede .
Bu konuda ABD ve Avrupa üniversitelerinde binlerce belki yüzbinlerce konuda bilgiyi üretmeye çalışıyorlar. Peki bu kadar farklı ve çok sayıdaki bilgi ile ne yapacaklar?
Mesela az yakıtla uzun süre uçabilen hava araçları, hangi kanadın hücum açısını ne kadar değiştirirsek daha fazla yük taşırız , Afganistan’ı Suriye’yi ve benzerlerine nasıl müdahale ederiz? Amazondaki tek hücreli bir canlı ile hangi mikro biyolojik fenomeni yok eder yada yaşatırız? Hangi mikro yada nanometrik ölçülerdeki robotu kan damarlarından içeriye salıp operasyon yaparız? Evet binlerce konuyu bilim incelemeye devam ediyor. Peki biz bu yarısın neresindeyiz? Hangi alanda sözümüz geçiyor? Hangi uluslararası Teknolojik fuar ülkemizde yapılıyor? Hangi bilimsel dergilerde esaslı araştırmalarımız yayınlanıyor? Bir çok teknik ve teknolojik fuarlar en çok hangi ülkelerde? Tamamı ABD-Hollanda-Almanya-İtalya-Fransa-Çin'de yapılmıyor mu? Evet ülkemiz için durum pek içaçıcı gözükmüyor .
Devletimizin bilgiye önem verdiği görülüyor, sayıları öncesinden çok az olan üniversitelerimizin artmasıyla ,bilgi üretimi konusunda halihazırda istenen seviyede olmasa da yakın gelecekte devletinde gerekli destekleriyle biz de bu yarışta yer almalıyız.
Adalet ve hukuk nasıl ki hava gibi hayati öneme sahipse, bilginin de aşağı kalır yeri yoktur. Her alanda gerçekten canhıraş bir yarış mevcut, zaman geçirmeksizin Bilgi üreten toplum ve devletler sıralamasında yer almalıyız.
Hiç mi bir şey yapmıyoruz? elbette yapılan çok şey var, ama onlar koşarken biz arttık yürüyemeyiz? Bizce devlet önderliğinde bilgi üretimi konusunda milli bir seferberlik ilan edilmelidir.
Artık tahakküm, "dolaylı işgal" güçle, silahla, ekonomiyle direkt yapılmıyor ,bilgiyle teknolojiyle yapılmaya başladı ve bu durum gün geçtikçe daha da acımasızca devam ediyor ve edecek.
Basit bilişim ‘ATAK’ ları neticesinde uçaklar uçamıyor yolcular gidemiyor. Bu en basit bir aksama, daha genel bilişsel bir girişim yada atak’ta her şey durabilir hale gelmez mi ? Bir an için hepimizin kullandığı sivil ve askeri her türlü aracın vaz geçilmezi olan GPS uydularının bir kısmi yada o ülkedeki profesyonel cihazları maksatlı olarak referans sinyallerinin değiştirildiğini düşünün çıkacak kaos bile kabul edilemezdir. Bu nedenle ülkemiz ve az sayıda ülkeler kendilerine ait GPS uydularını yakın yörüngelere konumlandırmaya başladı.
Bu nedenle bilgi ve bilginin üretimi, bilginin Rasyonel kullanımı ve "sahipliği" ( lisanslama) vazgeçilemezdir.
Bilgi, günümüzde dünyanın hızıyla yarış halinde ABD’de de bir yılda üretilen patent miktarı ile diğer bilgi üreten ülkeler ve ülkemizin patent miktarlarını mukayese etmeliyiz. Çıkan sonuç biraz üzücü olabilir .
Dünya fikri mülkiyet teşkilatı WİPO 2020 yılı patent verileri :
Çin 2.926.633 adet -Almanya 12.318 -Rusya 9.195 -Japonya 6.018-Ukrayna 5.281 - Kore 4.981 - Avustralya 4.412 -Türkiye 3.627 -Tayland 3.455- İspanya 3.448 adet olduğu görülüyor.
64 Kritik Teknoloji :
Alt başlığımız ABD-ÇİN ve RUSYA ve 64 Kritik Teknoloji:
1- ASPI’s two-decade Critical Technology Tracker: The rewards of long-term research
investment
2- https://www.aspi.org.au/report/aspis-two-decade-critical-technology-tracker
Evet yazımızın ileriye dönük asıl konusu 64 Kritik Teknoloji ve alt kırılımları Tümünü yazamayacağız ama ana başlık olarak bir kısmına yer vereceğim. Sonraki yazılarda bahsetmeye çalışacağız. Bu yarışta yer alamazsak bu teknolojileri kullanabilir ancak lisanslamalardan ülke olarak pay alamamış olacağız.
Başlıkta yer alan üç ülkenin bu alandaki görünen ve görülmesi engellenen Ar-Ge çalışmaları ve alanlarına kısaca değinmeliyiz. Sanıyoruz yer alan konuların bir kısmını ise bir çoğumuz henüz bilmiyor olabiliriz.
YAPAY ZEKA-İLAÇ-BİYOLOJİ-NANO BİYOLOJİ -ROBOT TEKNOLOJİLERİ-ENERJİ-TAŞINABİLİR BATARYA-UZAY TEKNOLOJİLERİ-KUANTUM HESAPLAMALARI -UYDU TEKNOLOJİLERİ-AŞILAR – NÜKLEER TIP – ÇİP ÜRETİMİ -ATOM SAATLERİ-GENETİK MÜHENDİSLİĞİ-KUANTUM SENSÖRLERİ-YÜKSEK PERFORMANSLI BİİLGİ İŞLEM- YER ÇEKİMİ SENSÖRLERİ-UZAY FIRLATMA-OPTİK RF HABERLEŞME-NAMO ÖLÇEKLİ MALZEMELER-GEN TEKNOLOJİLERİ-SENTETİK BİYOLOJİ- SÜPER KAPASİTÖRLER-KÜÇÜK UYDULAR (STARLİNK BENZERİ) – İŞBİRLİKÇİ ROBOTLAR-HİPERSONİK TESPİT VE İZLEME-ANTİBİYOTİKLER-AŞILAR-OTONOM SU ALTI ARAÇLARI..
Bu bilgilerin sonucunda elde edilen çok sayıda teknoloji ve lisanslamaları oluşturan ülkeler gerçek bir yarış içindedir. Bu yarışta yer alan ülkelerin 10 yıl içinde elde ettikleri bilgi ve lisanslar diğer ülkeler tarafından bedeli ödenerek kullanılmaktadır. Bu kısır döngü sürekli devam etmektedir.
Bilgiyi ve yüksek teknolojiyi üreten ülkeler ise başta ABD-ÇİN-RUSYA- İNGİLTERE-HİDİSTAN -İRAN-KORE-FRANSA-İTALYA-İSPANYA-TAYVAN
Açık ve gizli olarak ürettikleri çok sayıdaki bilgiyi üretenlerin arasında yer almak zorundayız. Bilgiyi üretmek teknolojiyi, lisanslamayı ,ekonomiyi ,güvenliği ve kalkınmayı da sağlıyor.
Günümüz dünyasında zaman geçirmeksizin bu yarışta ülkemiz üniversitelerimiz ve devletimizin ilgili birimleri de yer almalıdır.
Muzaffer Şafak / Haber7
Yorumlar2