Dünyanın çivisi çıkmak üzere! (ChatGPT – DeepSeek - Qwen -AI)

  • GİRİŞ01.02.2025 09:04
  • GÜNCELLEME01.02.2025 09:22

İronik ama bir o kadar da endişe verici bir sürecin eşiğindeyiz. Her şey inanılmaz bir hızla değişiyor. Hani derler ya, "freni patlamış kamyon gibi" — tam da o noktadayız. Yapay zeka uygulamaları her geçen gün çeşitleniyor, çoğalıyor ve hayatın her alanına nüfuz ediyor. Aklınıza hangi alan gelirse gelsin, yapay zekâ o sektöre ve meslek gruplarına doğrudan müdahale edecek ve hatta bazılarını tamamen dönüştürecek.

Bu süreci abartılı bulabilirsiniz ancak gerçekliği tartışılmaz bir noktaya ulaştı. İnsanlık tarihine bakıldığında, 18. yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile birlikte makinalaşma ve işgücü konuları en önemli tartışma başlıkları haline gelmişti. Bugün ise 21. yüzyılda tüm kavramlar, iş modelleri, meslekler ve hatta yaşam biçimleri dahi büyük bir dönüşüm yaşıyor.

Tüm ülkeler, bireyler ve toplumlar arasındaki rekabet, belki de tarihte hiç olmadığı kadar artmış durumda. 24 saat, çalışmak ve yaşam için yeterli gelmiyor gibi görünüyor. 

Peki, bu kadar hız nereye kadar? Hayatımızdan memnun muyuz? Teknoloji ilerledikçe neden insanlar mutsuzlaşıyor? Zengin ve fakir arasındaki uçurum neden daha da artıyor? Belki de tüm bunlar, kontrolsüz bir şekilde artan hızın ve teknolojik gelişimin bir sonucu.

Yapay Zekâ ve Kaçınılmaz Dönüşüm

Yapay zekâ kavramı, ilk olarak 1955 yılında Dartmouth Konferansı'nda John McCarthy ve ekibi tarafından "akıllı makineler" olarak tanımlandı. Bugün ise bu alan; Makine Öğrenmesi (Machine Learning), Derin Öğrenme (Deep Learning), Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing), Bilgisayarlı Görü (Computer Vision) ve Açıklanabilir Yapay Zekâ (Explainable AI) gibi kategorilere ayrılıyor.

Son yıllarda herkesin dilinde olan yapay zekâ konusu, şüphesiz ki çok daha karmaşık bir hale geldi. Yapay zekayı geliştiren ülkeler ve toplumlar bilgi çağının liderleri olma yolunda ilerlerken, bu alanda geri kalanlar ise bilginin ağırlığı altında ezilme riskiyle karşı karşıya.

Bugün yapay zekâ türevlerinin IQ'su ortalama 120'nin üzerinde. İnsandan çok daha hızlı düşünüyor, analiz ediyor ve sentezliyor. Her yeni veri ile kendini geliştirerek daha da akıllanıyor. Kendi içinde büyüyen bu döngü, sonunda insanlıktan bağımsız, kendi bilgi ekosistemini oluşturan bir yapıya doğru ilerliyor. 

Bazı görüşler, "İnsan olmasa yapay zekâ ne yapabilir ki?" diyor. Belki 30 yıl önce bu düşünce haklıydı. Ancak bugün yapay zekâ, kendi kendini optimize eden, hatasız çalışan ve insanın bırakabileceği hataları en aza indiren bir mekanizmaya dönüştü.

Ancak, bu sistemler kontrolsüz değil. Yapay zekanın gelişimini yönlendiren bir grup insan var. Onlar, bilgiyi üreten, kontrol eden, satan ve teknolojiyi yönlendiren "bilgi kapitalistleri". Ve belki de en büyük tehlike burada yatıyor. 

Çünkü bu insanlar, bilgiye sahip olmanın gücünü fark etmiş durumda ve bunu dünyayı şekillendirmek için kullanıyorlar ve kullanacaklar. 

Bu nedenle, tekelleşmeyi önleyecek yapay zekayı kontrol altında tutacak uluslararası düzenlemeler ve regülasyonlar oluşturulmalıdır.

Hangi Meslekler Tehdit Altında?

Yapay zekâ, şüphesiz ki birçok meslek grubunda devrim yaratacak. İnsanlardan daha mükemmel çalışan sistemler, pek çok alanda yerimizi almaya başlayacak:

  • Sağlık sektörü: Doktorlar, hemşireler, cerrahlar yapay zekâ destekli robotlar ve sistemlerle çalışacak. Hata payları minimuma inecek. Hastalık teşhislerinde yapay zekâ destekli görüntüleme sistemleri ve veri analizi, doktorlardan daha hızlı ve doğru teşhis koyabilecek.
  • Eğitim: Yapay zekâ destekli öğretmenler, kişiselleştirilmiş eğitim sistemleri sunacak. Öğrencilerin öğrenme hızlarına ve yeteneklerine göre bireyselleştirilmiş ders planları oluşturulabilecek.
  • Hukuk: Avukatlar ve hukuk danışmanlarının işi yapay zekâ tarafından desteklenecek, hatta bazı durumlarda yerini alacak. Mahkemelerde karar alma süreçlerine yardımcı olacak sistemler geliştirilecek.
  • Finans ve Muhasebe: Bankalar, sigorta şirketleri ve muhasebe firmaları, yapay zekâ destekli analiz sistemleri ile büyük verileri hızlıca işleyerek, insan hatalarını ortadan kaldıracak.
  • Müşteri hizmetleri ve liderlik pozisyonları: Yöneticiler, operatörler ve müşteri temsilcileri otomatik sistemlerle değişecek. Yapay zekâ tabanlı chatbotlar ve sanal asistanlar, müşteri hizmetleri süreçlerini üstlenecek.
  • Üretim ve Sanayi: Otomasyon sistemleri ve robot teknolojileri sayesinde birçok üretim süreci insana ihtiyaç duymadan ilerleyebilecek. Fabrikalarda insan işçilerin yerini tamamen alabilecek sistemler geliştiriliyor.
  • Sanat ve Yaratıcılık: Yapay zekâ destekli sanatçılar, müzisyenler ve yazarlar ortaya çıkıyor. Sanat eserleri üreten algoritmalar, müzik besteleri yapan sistemler ve hatta senaryo yazan yapay zekalar hayatımıza giriyor.

Gelecek: Fırsat mı, Tehdit mi?

Yapay zekanın getirdiği dönüşüm kaçınılmaz. Ancak bu dönüşüm, insanlığın lehine mi yoksa aleyhine mi olacak?

Eğer teknolojiye adapte olabilir ve onun sunduğu imkanları etik çerçevede yönetebilirsek, yaşam kalitemizi artırabiliriz. İnsanlar, daha yaratıcı ve anlamlı işlerle ilgilenebilir, tekrar eden ve zaman kaybettiren işlerden kurtulabilir. 

Ancak bu süreci kontrol edemezsek, işsizliğin artması, ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesi ve bilgi gücünü elinde tutan sınıfların diğerlerini baskı altına alması kaçınılmaz hale gelebilir.

Öyleyse, yapay zekanın hızına yetişmeli ve onunla nasıl uyumlu çalışacağımızı öğrenmeliyiz. Regülasyonlar ve etik kurallar oluşturulmalı, toplumların bu dönüşüme hazırlanması sağlanmalıdır. Çünkü dünya değişiyor ve bu değişime ayak uyduramayanlar geri kalmaya mahkûm.

Teknoloji bizi daha iyi bir dünyaya mı götürecek, yoksa bizi daha büyük bir kaosun içine mi sürükleyecek? Bunu zaman gösterecek...

Muzaffer Şafak / Haber7

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat