Yapay zekânın inançlara etkisi
- GİRİŞ08.02.2025 08:51
- GÜNCELLEME08.02.2025 08:51
Hudayinabit Etkiler- Dinlere yönelim-Evrensel Hukuk
Bilginin Denetimi –Mukayese- Mesleklere Müdahale
1. Dinlerle ilişkisi :
Bu yüzyılda insanlık için en faydalı gelişmelerden biri internet ve türevlerinin kullanımı oldu. Bilginin kişiselden evrensele dönüşmesi, paylaşımın hızlanması ve teknolojinin bu süreçlere uyarlanması, insan hayatına konfor, hız ve kalite getirdi. Ancak bu gelişmelerin etkisiyle birlikte yeni paradokslar da ortaya çıktı. İnsanlar bilgiye eriştikçe ve hayatlarını kolaylaştıran teknolojilere sahip oldukça, neden hâlâ savaşlar, çatışmalar ve adaletsizlikler devam ettiğini sorguluyor?
Mutluluk, konfor, rahat yaşamak bunları sağlayacak alt yapı oluşmadı mı?
Garip bir paradoks peşimizi neden bırakmıyor? Bunlara sahipken hala neden bu küçücük dünyadaki 8 milyar insan hala birbirileriyle çatışma halinde? Can alıp, can veriyor, hani tüm sorunlar bitecekti?
Bazı şeyleri ıskaladık mı yine? Yoksa hedonizme, paraya, güce ve nefislerimize yenik mi düştük? Evet bizi kendimize getirecek sapasağlam “bir kitap “varken, yapay zekaya mı teslim olacağız?
Bu noktada yapay zekanın dinlerle olan ilişkisini de sorgulamak gerekiyor. Henüz büyük etkileri görülmese de yapay zekanın dinleri ve inanç sistemlerini manipüle etmek amacıyla kullanılması mümkün olabilir. Tarihte olduğu gibi bugün de bilgi güç merkezleri tarafından kontrol edilmekte, Yapay zekâ, bu gücü daha da büyütebilir ve yönlendirebilir. İnançlı bireylerin ve toplumların bu hıza ve teknolojik gelişmelere kayıtsız kalması, ilerleyen yıllarda ağır bedellerin ödenmesine neden olabilir.
İslam coğrafyası dışında, Yapay zekânın dinlere etkisi hem teolojik hem de toplumsal açıdan giderek daha fazla tartışılan bir konu haline gelmektedir. Teknolojinin hızlı gelişimi, dinin algılanma şeklini, dini kurumların işleyişini ve bireylerin manevi deneyimlerini dönüştürme potansiyeline sahip olması kaçınılmaz görünüyor.
1. Teolojik Açıdan Yapay Zekânın Etkileri:
Yapay zekânın teoloji üzerindeki etkileri, Yaratıcı, ruh ve bilinç gibi kavramlarla ilgili soruları gündeme getirmektedir. Bazı ilahiyatçılar, yapay zekânın bilinç geliştirip geliştiremeyeceğini ve bunun ilahi yaratımla olan ilişkisini tartışmaktadır. Yapay zekânın dini metinleri yorumlama kapasitesi de bir başka tartışma konusu haline gelebilir.
2. Geleneksel dini otoriteler, bu yorumların otantik olup olmadığı konusunda endişeler taşıyabilir. Ayrıca, yapay zekâ tabanlı dini sohbet robotları, insanların dini sorularına yanıt verebilir, ancak bu yanıtların doğruluğu ve tutarlılığı dikkatlice sorgulanmalıdır.
Aynı zamanda, bu durum geleneksel din adamlarının rolünü de sorgulamaya açabilir ve belki de din otoritesinin merkeziyetini azaltabilir. Öte yandan, yapay zekâ destekli analizler, dini kurumların toplumun değişen ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermesi iddiası art niyetli algoritmalarla amacından saptırılacağı da unutulmamalıdır.
3. Bireysel Maneviyat Üzerindeki Etkileri Yapay zekâ destekli meditasyon ve dua uygulamaları, bireylerin manevi deneyimlerini zenginleştirebilir. Ancak, bu durum bazı olumsuzlukları da beraberinde getireceği unutulmamalıdır. Kısaca yapay zekanın sunduğu bu imkanlar ve ürettiği bilgiler kayıtsız şartsız kabul edilmemelidir.
4. Etik ve Hukuki Sorunlar Yapay zekânın din ile etkileşimi, etik ve hukuki sorunları da beraberinde getireceği unutulmamalıdır. Örneğin, bir yapay zekânın fetva vermesi veya dini konularda ahlaki kararlar alması ne derece kabul edilebilir?
Ayrıca, dini gruplar arasındaki hassas konuların yapay zekâ tarafından yorumlanması, potansiyel olarak çatışmalara ve yanlış anlamalara yol açabilir. Yapay zekânın dini figürlere ait metinleri veya duaları yorumlaması, farklı mezhepler arasında yeni ve tehlikeli tartışmalar doğurabilir. Bunun yanı sıra, yapay zekâ kullanılarak üretilen dini içeriklerin etik açıdan denetlenmesi de önemlidir.
Özetle yapay zekâ ve din ilişkisinin faydalarının yanı sıra ciddi tehlikeleri ve toplumsal çatışmaları da ortaya çıkarması mümkündür.
5. Küresel Perspektifler Yapay zekânın dini etkileri, kültürel ve coğrafi farklılıklar göz önüne alındığında ülkeler bölge ve inançlar arasında farklılıkların olacağı görülmektedir. Özellikle Batı dünyasında yapay zekâ destekli dini rehberlik uygulamaları yaygınlaşırken,
Doğu'da bu teknolojilerin geleneksel inançlarla nasıl bütünleşeceği konusunda farklı düşünceler ortaya çıkacaktır. Örneğin, Budist keşişler meditasyon uygulamalarında yapay zekâdan faydalanırken, Müslüman toplumlarda bu teknolojinin fetva ve ibadet konularındaki rolü daha dikkatli ve hassas bir şekilde ele alınması gerekli olacaktır.
Yapay zekâ destekli dini sistemlerin güvenilirliği ve dini topluluklarla uyumu konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda, dini liderler, bilim insanları ve teknoloji uzmanlarının bir araya gelerek dengeli bir yaklaşım oluşturması büyük önem taşımalıdır.
Sonuç: Yapay zekânın dinlere etkisi hem fırsatlar hem de riskler sunacağı unutulmamalıdır. Teknolojinin dini deneyimi daha erişilebilir kılması ve bireysel inancı desteklemesi olumlu bir gelişme olabilir. Ancak, dini otoritenin geleceği, etik sorunlar ve manevi deneyimin anlamı gibi konular dikkatle ele alınmalıdır.
2. Hudayinabit Etkiler:
Günümüzde hiçbir gelişme rastgele gerçekleşmiyor, Güç odakları ve büyük uluslararası şirketler, yapay zekayı yönlendirmek ve belirli amaçlar doğrultusunda şekillendirmek için kullanmak isteyeceklerdir.
Yapay zekanın getirdiği ve ürettiği bilgiler, kullanıcılar tarafından süzgeçten geçirilmeden kabul edildiğinde, insanların en acımasız algoritmaların esiri olması kaçınılmaz olabilir. Bu nedenle, her bilgiyi en ince ayrıntısına kadar eleştirel bir gözle değerlendirmek gerekir.
Aileler ve bireyler, internetin ve yapay zekanın olumsuz etkilerinden korunmak için bilinçli olmalıdır. Örneğin, bazı Avrupa ülkeleri, 13 yaş altındaki çocukların internet kullanımını kısıtlayıcı yasalar çıkarmıştır.
Benzer tedbirlerin ülkemizde de uygulanması önemlidir. Günümüzde her şeyin kolaylaştığı söylense de aslında yaşamak ve mutlu olmak her geçen gün zorlaşmaktadır.
- Bilgi Manipülasyonu: Yapay zekânın ürettiği bilgilerin eleştirel bir gözle değerlendirilmemesi, insanların manipülatif algoritmaların esiri olmasına neden olabilir. Bu nedenle, bilinçli bir toplum oluşturmak ve bilgiyi sorgulayabilmek büyük önem taşıyacağını unutmamalıyız.
- Aile ve Birey Bilinci: Ailelerin ve bireylerin, yapay zekânın olumsuz etkilerinden korunmak için bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle çocukların internet ve yapay zekâ kullanımı konusunda eğitilmesi ve sınırlandırılması önemli hale gelmektedir.
Amaç sadece teknoloji bilim ve konfor, insanı değerler elbette değil, unutmayalım, 21 yüzyıl ve devamı daha acımasız ve çetin geçecek. Gerçek inananlar bu hıza bu teknolojiye ve bilime önem vermezse sonuçlarının çok ağır olacağını şimdiden öngörmeliyiz.
MS 34 yilinda, Persius’un dediklerine kulak vermeliyiz belki de ,
“ Bunca zahmetle kazanılan para
Nedir adaletin insanlığın bizden beklediği
Yaratan ne olmamızı istemiş bizim ?
Neyiz? Neyin pesinde koşuyoruz? “
Bu kısacık dünya hayatında muhtaç olmadan, kimseye zarar vermeden ve mutlu yasamak insanların tek amacıydı. Zaten tüm dinlerde böyle öğütlemiyor mu?
3. Dolaşımdaki Bilginin Denetimi:
Bilgi, insanlık tarihinin en değerli unsurlarından biri. Ancak günümüzde bilginin niteliğinden çok niceliği önem kazandı. İnternet ve yapay zekâ sayesinde dolaşımdaki bilgi miktarı dertlenemez ve kontrol edilemez seviyelere ulaşmıştır, ancak üretilen bilgilerin doğruluğu büyük bir soru işaretidir.
Ayni sorunun yüzlerce cevabını sanal mecralarda bulmamız mümkün. Manipülatif ve yanlış bilgiler hızla yayılmakta ve toplumları yönlendirmektedir.
Doğru olmayan bilgiyi, bu durumda hangi otoritenin süzebileceği ya da ayrıştırabileceği büyük bir problem hâline gelmiştir. Devletlerin veya büyük teknoloji şirketlerinin bunu yapması tartışmalara yol açabilir. Bireysel olarak bilgi kirliliğinden korunmak da giderek güçleşmektedir.
Yapay zekanın, doğru ve yanlış bilgiyi filtreleme konusunda bir çözüm sunabileceği mümkün gözükmektedir. Ancak gerçekten sorun git gide karmaşık ve çözülemez hale geldiği görülmektedir.
Bu konunun uluslararası bir konsorsiyum tarafından denetlenmesi, regüle edilmesi ve bilgi güvenliğinin sağlanması , bilgiyi kullanan son kullanıcı için önemli hale gelmiştir.
İçişleri bakanlığı asayiş için ne kadar gerekliyse, Bilgi ve Bilgi güvenliği içinde benzer profesyonel bir yapının ya da yeni bir bakanlığın kurulması düşünülmelidir.
4. Bilginin Mukayesesi:
Günümüzde çeşitli mecralardan elde ettiğimiz bilginin doğrulamasını yapmamız hayli güç, Yapay Zekânın bu konuda bize yol gösterici ve yardımcı olması mümkün gözüküyor. Ancak yapay zekâ platformlarının sayısının artması aralarındaki sert rekabeti her geçen gün arttırması ve milyarlarca dolarlık büyük bir ekonomi haline gelmesi bu platformların doğruyu üretme amaçlarını değiştirir hale getirebilir. Özetle bilginin doğrulama endişeleri ve doğrulatma ihtiyacı, yapay zekâ içinde geçerli hale gelebilir.
Kollektif bilgiyi elde eden birey, doğrulamayı yine ayni mecralarda defalarca test ederek sonucuna tam ikna olamasa da kullanırken yapay zekadan doğrulatması ise kısa sürede mümkün hale gelebilecek.
Peki yapay zekaya nasıl güvenebiliriz ya da güvenmeli miyiz?
Yakın gelecekte yapay zekayı çalıştıran ve üreten uluslararası çıkar guruplarını göreceğiz. Kendi aralarındaki olağan dışı sert ve yıkıcı rekabetin artması insani değerleri ve diğer evrensel ahlak kurallarını değiştirebileceğini unutmamalıyız.
Kullanıcılar, klasik bilgi doğrulaması ve mukayese için çok sayıda araştırma yaparken şimdilik, sayısı nispeten az olan yapay zekâ platformlarından bu bilgiyi doğrulatmak daha kolay olabilecek.
5. Evrensel Hukuk :
Hukuk ve adalet kavramları insanlık tarihi boyunca tartışılmış, ancak tam anlamıyla çözümlenememiştir. Yapay zekanın adalet sistemine katkı sağlayıp sağlayamayacağı ise önemli bir soru olarak karşımızda durmaktadır.
Yapay zekâ, insan hatalarını minimize edebilir, tarafsız kararlar verebilir ve hukukun daha hızlı işlemesine yardımcı olması mümkündür. Ancak adalet, sadece kuralların uygulanması değil, vicdani ve insani bir süreci de kapsamalıdır.
Bu nedenle yapay zekanın hukuk sistemine tam entegrasyonu, yeni etik ve hukuki tartışmaları da beraberinde getirebilir.
Umulur ki, Yapay Zeka, insanların hala gerçekleştiremediği Adaleti ve evrensel hukuku, dünyaya ait bir kavram haline getirir ve insanlığın istifadesine sunar.
İnsanlık Teknoloji ve konfordan taviz verebilirken, Adaletten taviz vermesi ise asla mümkün değildir.
6. Mesleklere Müdahale :
İnsan, yaratılışı gereği yaratılanların en şereflisi, mükemmeli ve üstün varlık olarak kabul edilir. Ancak yapay zekâ, birçok konuda insandan daha hızlı ve verimli çalışabilir. Günümüzde çok sayıdaki meslek grubu, yapay zekâ tarafından insanların ataleti nedeniyle değişmeye, dönüşmeye başlamıştır. Gelecekte bu tercihler ve yöntemlerin daha da artacağını görebileceğiz.
Bununla birlikte, insanın yaratıcılığı, duygusal zekâsı ve bilinçli düşünme yetisi yapay zekayla asla kıyaslanamaz üstünlüktedir. Ancak Yapay zekanın bir ‘nefsi ’ yoktur ve şimdilik bu özelliği , onu insanlığa hizmet eden nötr ve tarafsız bir araç hâline getirebilir. Ancak kontrolsüz bırakılırsa, insanlığın iş gücü ve üretim yapısında ciddi dönüşümlerle birlikte toplumsal sorunlara neden olabileceği de unutulmamalıdır.
Yapay zekâ, özellikle tekrarlayan ve kurallara dayalı iş süreçlerinde insan gücünü ikame etmeye başlamıştır. Bankacılık, sigortacılık, veri analizi gibi alanlarda yapay zekâ tabanlı yazılımlar insanlardan çok daha hızlı işlem yapabilmektedir.
Fabrikalardaki üretim hatlarında robotların kullanımı giderek artarken, müşteri hizmetleri gibi alanlarda Chat botlar insan etkileşimlerini büyük ölçüde üstlenecektir.
Ancak, yapay zekâ yalnızca fiziksel veya rutin işleri değil, yaratıcı meslekleri de dönüştürmektedir. Yapay zekâ destekli programlar sanat, müzik, yazarlık ve tasarım gibi alanlarda insanlara yardımcı olabilir veya bazı durumlarda alternatifler sunabilir.
Bu da gelecekte pek çok meslek için yapay zekânın bir rakip mi yoksa destekleyici bir unsur mu olacağı sorusunu ve tartışmalarını gündeme getirecektir.
Sonuç :
Gerçek inananlar, teknolojinin sınırlarını belirleyebilecek ve onu kontrol edebilecek bilince ulaşmalıdır. Ancak bunun için pozitif bilimler ve teknolojik gelişmeleri göz ardı etmeden, bilgi üretimini ve özgün düşünceyi teşvik etmelidir. Yapay zekayı doğru şekilde kullanarak, insanlığa zarar vermesini engelleyebilir ve ondan maksimum faydayı sağlayabiliriz.
Bilgiyi sadece tüketmek yerine üretmek, sorgulamak ve yaymak toplumsal ilerleme için kritik bir gereklilik haline gelmiştir.
Aksi takdirde, bilgiyi üretenlerin ve ona sahip olanların tekelleşmesi ve belirli grupların gücü hâline gelmesi mümkündür. Bunun önüne geçmek için özellikle eğitimi, bilimsel düşünceyi, evrensel hukuku önceleyen ve eleştirel bakış açısını teşvik eden bir kültür inşa etmeliyiz.
Not :
Önceki yazılarımızda Etkileşim ve İnteraktiviteyi sürekli işledik bu yazımızda da okuyucularımızdan yorumlarınıza birlikte e-posta adresinizi de eklerseniz
Düşüncelerinizden faydalanmak ve geri bilirimde bulunmak için cevap yazabiliriz.
Muzaffer Şafak / Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol