Yeni dönemin şifreleri
- GİRİŞ22.05.2016 09:47
- GÜNCELLEME22.05.2016 09:47
Bu gün (pazar) Ankara’da toplanacak kongre ile Yıldırım yeni genel başkanlık ve başbakanlık koltuğuna oturacak. O kongreyi izleyip notları sizinle paylaşacağım ancak öncesinde ‘post-Davutoğlu döneminin ne gibi farklılıkları olacak?’ sorusuna gidelim...
Temel fark iki başbakanın profillerinde. Davutoğlu ‘Hoca’. Akademisyen kimliği her zaman ön planda oldu. Romantik. Tutkuları var. 20 ay başbakanlık ve 5 yıl dışişleri bakanlığı süresince Türk dış politikasına onun bu romantik ve tutkulu akademisyen kimliği şekil verdi. Davutoğlu politikaları özünde son derece doğruydu ama maalesef bunlar hayata geçemedi.
Binali Yıldırım ise mühendis. Demirel-Özal-Erbakan ekolünün bu anlamda devamı: Mühendis başbakan. Kalkınmacı ve projeci. Yıldırım cebinde hesap makinesi olan bir başbakan olacak. Kanal İstanbul hızlanacak ve onun gibi projelerin sayısı artacak.
Davutoğlu romantikti, dedik. Bu romantizm en çok Suriye politikasında kendini gösterdi. Ahlaken bu politikanın doğru olduğunu hep söyledim, bu gün de söylüyorum. Esad zalim bir diktatör ve bu diktatöre karşı mücadele etmek çok onurlu bir tutum. Ancak Esad’ın devrileceği öngörüsü tutmadı. Davutoğlu buna rağmen viraj almadı. Siyaset öngörüler tutmayınca ya da başarısız olunca viraj alabilme sanatıdır aynı zamanda. Maalesef bunu yap(a)madı. Bu politika bütün bölge politikalarını etkiledi.
Yıldırım döneminin ise dış politikada romantizmden realizme dönüş olacağına inanıyorum. Hasan Bülent Kahraman cuma günü Sabah’ta ‘Yıldırım daha merkez sağ bir politika sürdürecek’ diye yazdı. Ben de bu dönemin daha az ideolojik, daha çok pragmatik bir dönem olacağını düşünüyorum.
Son söz: Binali Yıldırım sakin ve kendine has üslubuyla yaratıcı bir espri anlayışına sahiptir. Onun bu özelliği bilinir. Perşembe günkü konuşmasının daha başlangıcında bunu gösterdi. Bence siyasete espri katacak, birçok espriye de ilham verecek...
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol