Menfaat ve Makam Uğruna Davasından Dönen Sefildir!
- GİRİŞ12.04.2023 09:36
- GÜNCELLEME13.04.2023 09:18
Partilerin milletvekilliği aday listeleri açıklandı ve seçim için son düzlüğe girildi.
Bundan sonrası artık propaganda ve tanıtım süreci…
Efendim, bendeniz de AK Parti Bursa 2.ci bölgeden aday adaylığı müracaatında bulunmuş idim.
Müracaatlar ile adayların belirlenmesi süreci 1 aydan fazla bir zamanı kapsadı.
Bu zaman zarfında gerek Dirilişpostası Gazetesi sütunlarında, gerek haber7’deki köşemde ve gerekse yayın koordinatörlüğünü yürüttüğüm haber sitesinde müracaatıma dair bir bilgilendirmede bulunmadım.
Hatta hayli aktif olarak kullandığım Twitter hesabımda da bu husustan bahsetmedim.
Sadece tanıtım amaçlı bir yerde bir açıklamam oldu ve orada da aynen şu ifadeleri kullandım:
Değerli dostlar...
Bir kez daha AK Parti Bursa 2. bölgeden milletvekilliği adaylık müracaatında bulundum.
Rabbimden hakkımızda hayırlı olanı tecelli ettirmesini niyaz ediyorum.
Yalnız bu hususa dair küçük bir notum var.
Listeler açıklandığında adım olsun olmasın, benim açımdan değişen hiçbir şey olmayacaktır.
Bulunduğum nokta neresi olursa olsun, bütün gücümle çalışmayı bir namus meselesi addettiğimin bilinmesini isterim.
Zira 14 Mayıs seçimi hayati derecede bir öneme sahiptir ve Allah korusun bir yol kazası her şeyi anlamsızlaştırmaya yeter.
Bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki, Reisin kazanması her şeyden daha önemli ve değerlidir.
O kazansın koy bize hizmetçilik etmek düşsün.
Bunu ifade etmekten de şeref duyuyorum.
Allah, cümlemize yar ve yardımcı olsun...
X X X
Çok uzun yıllardan beridir çeşitli gazete ve dergilerde yazdığım okurlarca bilinen bir durum.
2013 yılından itibaren ise, ‘Gezi’ ile başlayan, 17/25 Aralık süreciyle devam eden ve 15 Temmuz kalkışmasıyla zirveye varıp günümüze kadar da artçılarıyla devam eden Türkiye’ye diz çöktürme operasyonlarına karşı kalemim ve sözümle çok sert ve tavizsiz bir duruş sergiledim.
Bu duruş azmimi, memleketimizin, kökü dışarıda bir saldırıya maruz kaldığına şeksiz gümansız inanıyor olmam motive etti elbette.
2013’te başlayan bu fiili mücadele süreci, bugün aynı hararetle devam etmektedir.
Dahası ben, 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimi ‘Milli Mücadele’den farksız görmekteyim.
Türkiye’nin tam bağımsızlık adına kat ettiği mesafenin, savunma sanayiinde ulaştığı noktanın ve hatta süper güç olma yönünde elde ettiği başarıların heba olabileceği endişesi, beni ‘Milli Mücadele’ yahut ‘Kurtuluş Savaşı’ konseptine angaje ediyor.
Bu yaklaşımımı abartılı bulanlara, HDP/PKK ile İYİ P’yi, bir araya getiren iradeyi, GP-DEVA ve SP’yi, tarihi Müslümanlara zulüm ile kazınmış CHP bayrağı altında seçime sokan gücü ve ABD başkanı Biden’ın, Erdoğan’ı indirmek için ‘Türkiye’deki muhalefeti açıkça destekleyeceklerini’ ifade ettiği sözleri hatırlatmak isterim.
Evet, gerçek budur!
Bu nedenle de benim milletvekili olup olmamam, bu tarihi hadise karşısında, teferruat kabilinden bir kıymet ifade eder sadece…
Bu hakikat nedeniyle de listeler açıklanır açıklanmaz aynı platformda şu beyanatta bulundum:
Değerli dostlar.
AK Parti listeleri açıklandı.
Listeye giren arkadaşları gönülden tebrik ediyorum.
Benim gibi giremeyenleri ise bulundukları yerden en etkili bir şekilde çalışmaya davet ediyorum.
Milletvekilliği sonuçta kişisel bir konum oysa karşı karşıya olduğumuz husus memleket meselesidir. Bu nedenle ülkemizin, ümmetin ve mazlum halkların umudunu boşa çıkarmamak için herkesin üzerine düşeni bihakkın yapması gerekir.
Benim açımdan bu mücadele 'namus meselesi" hükmündedir ve Allah'ın izniyle elimden gelenin en iyisini yapma gayreti içerisinde olacağım.
Allah muvaffak eylesin...
X X X
Peki, bütün bunları niçin yazdım?
Cevabımı şöyle özetleyebilirim:
Memleket meselesinin, kişisel konumumdan daha önemli ve değerli olduğunu hassaten vurgu yapmak ve bununla da kalmayıp, benzer durumdaki insanları aynı zemine davet etmek, benim zaviyemden bakıldığında, kelimenin tam manasıyla bir vecibedir.
Aynı şekilde, bu durumu okuyuculara hatırlatmak da benzer bir ehemmiyeti haizdir.
İşte bu yazı, benim açımdan, mahut görev şuurunu yansıtmanın bir vesilesi hükmündedir.
Başta nefsim olmak üzere tüm yol arkadaşlarıma bu hakikat muvacehesinde bir kez daha çağrıda bulunmayı da mahsus vazife addediyorum.
Herkes, Allah rızası için, bulunduğu yerden, elinden ne geliyorsa yapsın.
Kişisel sorunları, birtakım yanlışlıkları ve eksiklikleri gerekçe göstererek, tarihin asla affetmeyeceği bir hataya düşmemeliyiz.
Terazinin bir kefesinde, bu ülkenin, bu mazlum ve masum halkın, ümmetin ve hatta mazlum halkların ‘umudu’ var, diğer kefesinde ise eleştiriye müstahak bulduğumuz bir takım hususlar…
Şuna emin olunuz ki, birinciye nispetle ikincinin zerre kadar ehemmiyeti ve kıymeti yoktur.
Bunun için, CHP çatısı altında zillete mahkûm olmaya rıza gösteren geçmişin, anlı şanlı (!) başbakanlarının, bakanlarının ve milletvekillerinin düştüğü zavallı durumu iddiama kanıt olarak göstermem yeter sanırım.
Sahi, hangi gerekçe, yaptıkları ihaneti ve düştükleri zillet çukurunu mazur gösterebilir?
Allah cümlemizi bu rezil duruma düşmekten muhafaza buyursun.
Allah, yukarıda altını çizdiğim şuur ile yapacağımız çalışmalarda, yar ve yardımcımız olsun.
Allah, ülkeyi gâvura teslim etme amacındaki nadanlara fırsat vermesin…
Yorumlar46