Sözde yardımlarınız, başınıza çalınsın!
- GİRİŞ22.05.2023 09:17
- GÜNCELLEME22.05.2023 09:17
Seçim sonuçları, insaniyetten teberri etmiş bir güruhun gerçek yüzünü göstermelerini sağladı.
Geçtiğimiz haftaya seçim sonuçlarından sonra damgasını vuran hadise, şüphesiz ki hatırı sayılır bir kitlenin depremzedelere yönelik çirkin ve hakaretamiz ifadeleri oldu.
*
Duyanların kanını donduran, insanlığından utanmasına vesile olan sözler sarf edildi, maalesef.
“Keşke hepsi ölseydi, yardımlarımız haram olsun” gibi iğrenç olduğu kadar aşağılık sözler duyduk, ne yazık ki…
Evet, gerçekten de başkaları adına utandık.
Yüzümüz kızardı, başımız önümüze düştü.
*
Neredeyse bütün dünyanın ‘asrın felaketi’ tesmiye ettiği bir büyük deprem yaşadık.
Çok büyük bir coğrafyayı ve nüfusu kapsayan bu afet 11 ilimizi, onlarca ilçemizi ve yüzlerce köyümüzü hâk ile yeksan eyledi.
Yaklaşık 15 milyon insan doğrudan etkilendi bu depremden.
Öyle bir afet ki, benzeri üç yüz-beş yüz senede bir ancak görülebiliyor.
*
Tüm Türkiye seferber oldu.
Deprem bölgesindeki çalışmaları nedeniyle haftalarca evine gidemeyen insanlar bilirim.
Bahusus İslâmî STK’lar, devlet güçleriyle birlikte canlarını dişlerine taktılar.
Her şey, mağdur ve masum insanların bu büyük felaketi en az hasarla atlatabilmesi içindi.
Nitekim öyle de oldu ve bütün dünyaya parmak ısırtan bir başarı örneği sergilendi ve 3 ay gibi kısa bir zamanda depremin yıkıcı ve travmatik etkileri önemli ölçüde giderildi.
*
Bütün bunlar olurken, ‘ezelî düşman’ bellediğimiz Yunanlılar, artık hasım millet saydığımız Ermeniler, Müslümanlara yaptıkları zulümler nedeniyle gözümüze canavar gibi görünen İsrailliler bile bütün bu düşmanlıkları bir kenara bırakmış, yardım etmeye çalışıyorlardı.
*
Viran olmuş memleketlerimize ve 50 binden fazla canımızı toprağa vermemize rağmen, bu insaniyet tablosu nedeniyle göğsümüz kabarmıştı doğrusu.
Bir seçim münasebetiyle depremden daha feci bir hadisenin başımıza tebelleş olabileceğini nereden bilebilirdik ki…
Mankurtlaştırılmış ve ideolojik bir makinaya dönüştürülmüş insan müsveddeleri, nasıl hesaba katılabilirdi ki…
*
Doğrusunu isterseniz, başlangıçta bu hezeyanlar sökün ettiğinde bunun münferit bir reaksiyon olduğunu düşünmüştüm.
‘Kendini bilmez birkaç kişi’ diye ciddiye almamıştım.
Heyhat!
Yanılmışım ki ne yanılma…
Kim bilir belki de yanılmayı göze alarak öyle düşündüm.
Zira insaniyetin böylesine zelil bir mahiyete bürünmesi, hepimiz için, herkes için çok büyük bir felaketin habercisi hükmündedir.
*
Lakin münferit değil toplu bir hadise ile karşı karşıyaydık.
Öyle ki devamında ‘kurumsal’ olduğunu gördük hep birlikte…
Yüreğimize hançer sokanlar sadece ideolojik mahlûklar hâline gelmiş fertler değildi.
Bizzat CHP, kurumsal olarak konuşlanmıştı insaniyet karşısında.
*
Hatırlıyorum da İzmir depremi yaşandığında yüreğimiz sökülür gibi olmuş, deprem bölgesine koşarken, ellerimiz semaya kalkmış, mağdur ve masum insanlar için duaya durmuştuk.
İzmir’in ideolojik tutumunu bildiğimiz ve yakın gelecekte de asla değişmeyeceklerine emin olduğumuz hâlde, bu marazi duyguya ve şeytana teslim olmadan elimizden gelen her ne ise onu tatbike çabalamıştık.
İnanınız bu örneği vermek zorunda kaldığım için hicap duyuyorum…
*
Evet, aramızdaki fark bu…
Biz, insanız, onlar ise insan müsveddesi…
Fakat bu hakikate rağmen insan yine de müthiş inciniyor ve ister istemez, “yardımınız da iyiliğiniz de başınıza çalınsın” deyiveriyor…
*
Bu yazıya not:
Seçimin ikinci turuna bir haftadan az bir zaman kaldı.
Bu insaniyet düşmanı anlayışın hükümferma olmaması için tüm gayretimizle çalışmak artık bir vecibe hâline gelmiştir.
Allah rızası için herkes, ilk turdaki bilinçle ve hatta daha bilenmiş bir şekilde sandık başına gitsin.
Unutmamak lazımdır ki rehavet, çürütür ve ölümcül bir netice doğurur.
Diriliş Postası
Yorumlar1