İbrahimî Duruş
- GİRİŞ28.06.2023 09:27
- GÜNCELLEME28.06.2023 09:36
Bugün bayram…
Bizler burada kurban hazırlıklarıyla uğraşırken, Arafat dağından inen muhteşem ve muazzam kalabalık, hacı olmanın manevi zevkiyle birlikte tarifsiz bir kadr-u kıymetin muhatabı oldular.
Şu an Mekke’deki müminler, ‘Lebbeyk Allahumme lebbeyk!’ nidalarıyla bir yeryüzü güzellemesine tanıklık etmekteler.
Hazreti İbrahim’in, kendisine emrolununa ‘lebbeyk!’ demesindeki teslimiyeti taklit düzeyinde bir emre amadelik hali bu…
Dileriz ki bu ‘lebbeyk!’ nidaları ve namazlarımızda biteviye tekrarladığımız ‘iyya kena’budu ve iyya kenestain!’ ahdimiz, hazreti İbrahim’in teslimiyetine, o teslimiyet kavrayışına mutabık düşer.
İlginçtir, Hazreti İbrahim’in teslimiyetini anlatan birçok suredeki yine birçok ayetlerden farklı olarak ‘Saffat Suresi’nde iki mucizevî hal ardı ardına sıralanmış.
Bu suredeki 95–99. ayetler kavmiyle olan çatışmasını ve ateşe atılmasıyla neticelenen hadiseyi özetlemekte…
5 kısa ayetle hülasa edilen harikulade bir imanın tecessüm ettiği sahneyi, 6 ayetle, açıkçası hiçbir yüreğin kaldıramayacağı denli ağır bir imtihanın, ancak İbrahim teslimiyetiyle üstesinden gelinebileceğini gösteren fevkalade bir final izliyor.
Ayetler, şöyle beyan buyuruyor hadiseleri:
“İbrahim dedi ki: ‘A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?’ ‘Hâlbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.’
Onlar: ‘Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın.’ dediler.
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler.
Biz de kendilerini daha alçak düşürdük.
Bir de dedi ki: ‘Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir.’
‘Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!’
Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?’ dedi.
Çocuk da; ‘Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın’ dedi.
Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
Biz de ona şöyle seslendik:
‘Ey İbrahim!’
‘Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.’
‘Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.
Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.”
Evet, muhtemelen herkes, kıssanın ayrıntılarına vakıf…
Bu nedenle biz de, sadece ayetler bağlamında meseleye bakalım istiyoruz.
İki mucize ardı ardına zikrolunmuş dedik.
Bunun, bizlere bir şeyler hatırlatması icap etmez mi?..
Hazreti İbrahim, müşrik olan babası Azer’e dua etmekten vazgeçti, mukabilinde ateşe atıldığında ‘ya naru kuni berden ve selamen’, yani, ‘Ey ateş, İbrahim için serin ve selametli ol!’ ikramına muhatap oldu.
Oysa bize, ateşin yaktığını söylemişlerdi…
Hatta buna iman etmemizi istemişlerdi…
Hani ateş yakardı?!.
Evet, rasyoya göre bu böyle olabilir…
Ama imanın emrindeki akıl ne de güzel kavrıyor ateşin değil ancak ‘kun’, yani, ‘ol’ emrinin yakabileceğini…
Yakan ateş değil, iradedir.
‘Rabbim isterse sular, büklüm büklüm burulur!’ demişti ya Üstat… Aynen öyle…
Sonra ardından, bıçağın kesmeyeceğine işaret buyruluyor.
Bu kez hazreti İbrahim, ciğerparesini, Rabbine verdiği söze kurban etme makamındadır…
O, evladından vazgeçti, Rabbi de O’na kerem ve lütufla mukabelede bulundu…
Şimdi de kesmeyen bıçaktı, rasyoya ve bilimsel gerçekliğe (!) inat…
Hani bıçak keserdi?
Kesmedi…
Kesemedi, zira her şeyi yed-i kudretinde çekip çeviren irade, bıçağın kesmemesi yönünde tecelli ediyordu.
Hazreti İbrahim, iman edip teslimiyet gösterenlerden oldu, Rabbi de kendisini dostları arasına aldı.
Ve şöyle buyurdu yüce Allah
“Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nam bıraktık.
Selam olsun İbrahim’e...
İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.” (Saffat Suresi, 108–111)
Kurbanı bayrama çeviren hadise, bizatihi, teslimiyetin ve imanın tüm beşeri kavrayışlara galebe çalmasının sembolik töreninden ibarettir.
İman ve teslimiyettir, hayatın tamamını bayrama döndürecek hakikat…
‘Lebbeyk Allahumme lebbeyk!’dir zamanın bir bölümünü bayramlaştıran.
Bayramı mübarek eden bu iman kavrayışının, tüm müminlerin üzerinde tecelli etmesi niyazıyla…
Bayram, o bayram ola…
Bayramınız mübarek ola…
Yorumlar2