Hicri Yıl Çağrışımları
- GİRİŞ19.07.2023 09:09
- GÜNCELLEME20.07.2023 09:12
Hayatı bilmem kaç küsur senelik bir zaman diliminden ibaret sananlar, zaman olgusunun, tüm benliklerini kıskıvrak sararak kendilerini teslim aldığını itiraf etmiş olurlar bir anlamda. Kelimeler aracılığı ile söze dökülmemiş bu itiraf, zannın sahih bilgiden yoksun kalması durumunda nasıl bir yanılgıyla malul olduğunu göstermesi açısından mühim bir delildir. Eğer yaşanılan anları anlamlı kılacak bir değerler sistemi yoksa hiç kimse unutmasın ki, otlar da, hayvanlar da yaşayıp gitmektedirler.
İslâm medeniyet kavrayışında zaman, her daim ibadetlerin vakti olarak algılana gelmiştir.
Saatler, zamana değil, namaza ve sair ibadetlere kurulur.
Zamanı yaşanılır kılan ta’budi fiillere yani…
Akşam ezanı her zaman tam 12 de okunur.
Gün, o vakitte döner, hayat o vakitte yeniden ayarlanır.
Gündüzlerin kısalması ya da uzaması akrep ve yelkovanın inisiyatifinde değil, ezanın belirlemesiyle anlamını bulur.
Ezandır belirleyici olan zira…
Tıpkı oruç ayının, hacc ayının belirleyiciliği gibi.
Ne yazık ki, şimdi bunları ancak ‘di’li geçmiş zaman kipi kullanarak söyleyebiliyoruz.
Evet, artık ibadetler hayatımızı belirlemede bir faktör olarak rol almıyor…
Şimdilerde borsaların, bankaların, dükkânların, çarşının-pazarın açılış ve kapanış saatleri tanzim ediyor hayatı, hatta sadece tanzim etmekle kalmayıp adeta hükmediyor.
İşte, bugün 1 Muharrem.
Yani Hicrî ayların ilki…
Kaç kişi bunun farkındadır dersiniz?
Oysa 1445 yıldan beridir hicret edip durur inanan insanlar.
Kuşkusuz ki bu hicret, Mekke’den Medine’ye doğru uzanan o kutlu seferden daha farklı…
O günden sonra, günahlardan mağfiret sığınağına, kötülüklerden iyilik kervanına, çirkinlikten güzellikler yurduna, yanlışlardan essah ve doğruluk dergâhına ve korkulardan selamet ve esenlik ilticagâhına, mütemadiyen, biteviye, hiç durmaksızın, yorulmadan, bıkmadan, usanmadan ve yüksünmeden hicret edip durmadadır iman eden insanlar…
Bugün 1 Muharrem.
Sahi kaç kişi Muharrem ayının Kur’an’da zikrolunan 4 haram aydan birisi olduğunu bilir?
Peki, Muharrem’le başlayıp, Zilhicce’de biten Hicri ayları, kaç kişi bir solukta sayabilir?
Bir solukta saymaktan vazgeçtik, kaç kişi on iki ayı, bilgi dağarcığında sırasıyla bir araya getirip tamamlayabilir, hatta sıraya uymadan bu ayları tadat edebilir?
Bazılarının bu hassasiyete dudak bükeceklerini bilmez değilim ama eminim ki, o insanlar, ‘haram aylar’ diye bir nitelemeden haberdar olsaydılar, dudak bükmekten vazgeçip, bunların hangi aylar olduğunu öğrenmenin kesbettiği ehemmiyeti idrak etmekte hiç de zorlanmazlardı.
Oysa eskiden, hayatın tamamındaki anları, yukarıda ifade olunduğu veçhile, ibadetlerin vakitleri olarak telakki etmiş kimseler, her ayda farklı bir zikri öne çıkarır ve o ayın bereketinden azami derecede müstefit olmayı gözetirlerdi.
Aylarla ve günlerle olan bu yakın temas, hiç şüphesiz ki, kişinin Rabbiyle olan ilişkisini ‘an’ denilen ‘gerçek hayata’ sabitlemesini ve bu mübarek irtibatı her daim canlı tutmasını sağlayacaktır tabii olarak.
Yaşanılan hayata İslâm değerler siteminin hükmettiği eski zamanlarda, Muharrem ayının girmesiyle birlikte evlerde büyük bir teheyyüçle aşure hazırlıkları yapılır, konu komşu adeta sıra gözeterek birbirleri ile ikram yarışına girerlerdi.
Tekke ve Dergâhlarda aşure kazanları kaynar, ‘hu hu’lar eşliğinde bu yarış, adeta bir ibadet formuna bürünürdü.
İslâm anlayışının öngördüğü uhuvvet, muhabbet, ihlâs ve muavenet gibi mefhumların diri tutulması maksadının hayat verdiği bir yarıştı bu hiç şüphesiz…
İnanan insanlar, bu ve benzeri gün ve geceleri vesile kılarak birbirlerine ikram ederlerken, esasen bu değerleri ihya ettiklerini gayet iyi biliyorlardı.
Zaten bu günleri anlamlı kılan da bu bilinç değil miydi?
Geçmişteki bu incelikli anlayışı günümüzde her anımızı kontrolü altına almış bulunan popüler kültür ile mukayese ettiğimizde nasıl bir değişim, hatta dönüşüm yaşadığımızı görmek, doğrusu hiçte zor olmayacaktır.
Bu, kanatacak kadar acı veren gerçek, burun buruna geldiğimiz başkalaşmanın ta kendisidir ne yazık ki…
Bugün 1 Muharrem…
Başkaları değil de kendimiz olarak idrak etmemiz gereken Hicrî yılın ilk günü…
Güzellikler getirsin, üzerimizde bereketlensin, hayırlara vesile olsun…
Yorumlar3