Mazi Şuuru ve Köksüzlük

  • GİRİŞ02.08.2023 08:15
  • GÜNCELLEME03.08.2023 11:17

Geçen hafta, ‘devamlılık tasavvuru’ üzerine yazdığımız yazının sonunda;

“Neyin ‘devamı’ olduğumuzu unuttuğumuzu, daha doğrusu kimlerin bize bunu unutturmaya çalıştığını, bunun için nasıl ‘dini’ argümanlar geliştirildiğini ve unutkanlığın bize nelere mal olduğunu, dilerseniz başka bir yazıda ele alalım.”, demiştik.

İzninizle ‘o başka yazı’ için fazla fasıla vermeden hemen soruları sorup cevaplarını arayalım…

Sahi biz, ‘neyin devamıydık ve bugün ne durumdayız?

Derler ki, ‘Osmanlı, batı emperyalizminin dünyayı sömürmesini, en az 300 yıl geciktirmiştir!’

Devamı olduğumuz ve çoğunluğumuzun çeşitli gerekçelerle hatırlamak istemediği, kuşkusuz ki, Osmanlı…

Bugünümüz ise emperyalist emellerine alet olduğumuz batı taklidi bir ‘uygarımsılık’…

Meseleye bu veçheden bakıldığında batının hışmına neden uğradığımız, sanırım daha iyi anlaşılabilecektir.

Zira tüm bu olup bitenler, aslında bu çatışmanın bir sonucu…

Esasen batıyla çatışmayı isteyen biz değildik…

Bugün ‘rövanş’ isteyen de biz değiliz.

‘Üç yüz yıl’ gecikmelerine neden olduğumuz batıdır bizi bir kez daha arenaya çekmeye çalışan…

Bu gecikmenin bedelini defalarca ödettirmek isteyen, diğer bir deyişle…

Bizi, devamı olduğumuz medeniyete ‘düşman!’ yaparak son darbeyi vurmak arzusundaki batı…

Düşmanının çocuğunu kaçırarak onu büyük bir kinle yetiştiren ve eline silah verip babasının karşısına diken gaddar adam misali, kendi medeniyetimizle hesaplaşmamızı isteyen batı…

İzmir’in Yunan’dan kurtuluşunun yüzüncü yılında Osmanlıya hakaret edip Yunan mezaliminden tek kelimeyle olsun söz etmeyen İzmir belediye başkanı Tunç Soyer’i görünce, ne denli başarılı olduklarını da bir kez daha anlamış olduk…

Devamlılık tasavvurunun yitirilmesiyle neleri kaybettiğimiz hususuna dair bir ‘mezarlık’ hikâyesi naklederek meramımızı ifadeye gayret edelim…

Onlarca (belki de yüzlerce), yok edilen ve yerine ne hikmetse ‘çocuk parkı’ yapılan mezarlıklardan birisidir Bursa Deveciler Kabristanı…

Bu mezarlığı önemli kılan bazı hususiyetler vardı…

Birincisi, bu kabristana, ilmi ve tasavvufi kimliğiyle öne çıkmış önemli şahsiyetler defnedilirdi…

İkincisi, şimdilerde mezar taşı denilen ‘Şahideleri’ gerçek bir sanat eseri hükmündeydi… 

Bu mezarlığın yağmalanmasını müteakip batıdaki ‘ünlü’ müzayede salonlarında satışa çıkarılan ‘Şahidelerinin’, batının bu meseledeki dahline tanıklık etmesi hususunu bir yana bırakarak şu önemli gelişmelere atf-ı nazar edelim dilerseniz…

Mezarlık ziyaretinin kişiyi şirke sokabileceği yönündeki iddiaları şöyle bir düşünmeye ne dersiniz?

Mezar taşlarının bidat olduğu hususunu…

Ölüye ihtiramın caiz olmadığını, bunun perişanlık getiren bir hurafeye tekabül ettiğini…

Bütün bu ‘dini’ argümanlar, mezkûr mezarlığı ve tabii ki, diğerlerini ortadan kaldırmak isteyen anlayışın emellerine hizmet etmiştir ne yazık ki.

‘Devamlılık tasavvuruna’ indirilen devasa bir darbeye içeriden verilen bedbaht katkılar…

Hırvatlar, ‘Mostar’ köprüsünü top ateşiyle ortadan kaldırırlarken ne yapmak istemişlerse, Bosna’daki camilerin duvarlarındaki hat örneklerini bidat gerekçesiyle sıvayarak onların tarihe karışmasına sebep olanlar da, maatteessüf aynı amaca hizmet etmişlerdir, bilerek yahut bilmeyerek.

Deveciler kabristanındaki ‘Şahideleri’, üzerlerindeki muhteşem sanat eseri yazıları kazıyarak kaldırım taşı yapanlar da, aynı maksat için gayret gösteriyorlardı elbette. 

Mezarlıkta medfun o çok mühim şahsiyetlerin isimlerini bilmiyor olmanın bizlere, ‘devamlılık tasavvuru’ adına neler kaybettirdiği hususuna değinmedik bile…

‘Devamlılık tasavvurunu’ el birlik olup imha etmemizin bidayetinde, evlerimizdeki bakır, tunç ve sair asar-ı atikayı, naylon eşyalar mukabilinde değiş-tokuştaki tüyler ürperten ‘pragmatik’ zavallılığın bulunduğunu hesaba koyarsak eğer, nasıl bir saldırıya muhatap olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır sanırım…

Bugün, bu köksüzleştirme çabalarının tabii bir sonucu olarak, ‘Hidayet Rehberimizin’, aslında ‘şu ya da bu’ ideolojik anlayışa daha yakın durduğu, ‘akla ve bilime aykırı olmadığı’ yönündeki iddiaları pervasızca seslendirebiliyoruz… 

Yüz kızartıcı bir yaklaşımı matah bir şeymiş gibi takdim edebiliyor olmamızın asıl nedeni, hiç şüphesiz ki bu nadanlık…

Bu idrakin, tüm ‘yenilikçilik’ iddialarına rağmen yeni bir medeniyet kavrayışı üretemeyeceği aşikâr… Zira ‘yenilikçilik’ diye önümüze konan olgu, yenildiğimiz batının, bize galebe çalan enstrümanlarının ‘İslâmileştirilmiş’(?) versiyonundan başka bir şey değil…

Diğer bir deyişle, komplekslerimizin benlik aynamızdaki yansıması…   

O halde, ‘biz varız!’ diyebilmenin yegâne yolu, kadim medeniyet kavrayışına geri dönmeyi başarmaktan geçer.

Yani bir anlamda ‘gericiliği’ ihya edebilmekten…

Yani haddi aşmışlığın diğer bir ifadesi olan ‘ilericilikten’ nedamet göstermekten…

Ayasofya’nın aslına rücu etmesine bir de bu açıdan bakınız…

Yorumlar20

  • Kaan 1 yıl önce Şikayet Et
    Acı gerçeklerle dolu bir yazı Ellerinize sağlık bunların yazılması okunması bilinmesi farkındalık ve aslımıza dönmemiz için çok önemli
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • hazan 1 yıl önce Şikayet Et
    ne zaman latin kültürü okuduğumuz kadar islam kültürü okursak o zaman işler yoluna girer. her faziletin zemini ahlakın kaynagı başka değil bizzat islam dini ve bağlı kültürüdür. japonlar kendi harfleriyle birlikte latin harflerini kullandılar, keşke tarihimizde de 15 asırlık kültür dilinin üzeri çizilmeden inkılaplar geliştirilseydi.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Duhan 1 yıl önce Şikayet Et
    Put un paraya dönüşmesi, toplumun paraya tapması, batı emperyalizminin, bir ekmeği bile puta bağlaması, işte sonuç, BM altında bulunan dsö gibi günlük hayatın her ihtiyacına kurallar koyan emperyalist yapıların güdümünden çıkmadıkça tarihi bile ters düz edip okuturlar, ne kimlik kalır nede milliyet, insanımızın önce maddi olarak rahatlatılması, sonrada sağlam bir öğretim ve eğitimden geç
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • O k u r 1 yıl önce Şikayet Et
    Herkes gavurun hayatına heves ediyor... Başka mazerete gerek yok. Önce bu ihya edilmeli. Müslüman, Müslümanca yaşamaya heves etmedikten sonra gerisi boş hikaye...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Sivaslı 1 yıl önce Şikayet Et
    Çinin lideri lgbtye geçit yok demiş acaba ahlak konusunda çin turkiyeden cok önde gidiyor
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat