İşte tüm çıplaklığı ile Akbelen gerçeği!
- GİRİŞ09.08.2023 09:23
- GÜNCELLEME10.08.2023 08:51
“Mesele ağaç değil sen hâlâ anlamadın mı?”
Bu ifade bir oyuncu bozuntusunun ‘Gezi Kalkışması’ sürecinde attığı bir tweetin dillere pelesenk olmuş şekliydi.
Vandalların ve teröristlerin adeta mottosu olan bu söz, bundan tam 10 yıl önce kalkışmaya teşebbüs edenlerin, ağacı ve parkı suret-i haktan bir gerekçeye dönüştürdüklerinin resmi belgesi hükmünde…
Aradan geçen 10 yılın ardından teröristler ve ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen bedhahlar yine sahne aldı…
Aktörler yine aynı…
Türkiye’yi yıkma amaçlı oluşturulan şer ittifakının neredeyse tüm unsurları uyandırılmış hücreler misali kendilerine biçilen rol gereği bir kez daha sahnede…
Hezimete uğradıkları bir seçimin ardından tekrar ortaya çıkmış olmaları çok ilginç aslında…
Anlaşılan, patronları ABD, seçim yenilgisini unutturmanın yolunun bu algı operasyonundan geçtiğine hepsini ikna etmiş.
2013 yılındaki kalkışmanın temel argümanı ağaçtı.
Bugün de öyle…
Gezi kalkışmasının Türkiye’ye yüz milyarlarca dolar bir fatura çıkardığı herkesin malumu…
Bugünkü kaos teşebbüsünün arka planında da bu gerçek var.
Gaye, Türkiye de dâhil tüm dünyanın içinden geçtiği kritik ve yıkıcı süreçte, ülkeyi daha da zayıf bir hale getirmek.
Emperyalist güçlerin kendi aralarındaki kapışmasında öne çıkan en mühim enstrüman kuşkusuz ki enerji…
Şu an dünyadaki tüm sıkıntıların ve savaşların asıl nedeni de enerji…
Yani gerçekte dünyada bir ‘enerji savaşları’ yaşanıyor dersek kitabın ortasından konuşmuş oluruz.
Türkiye, bu amansız savaşta kendi ayakları üzerinde durma çabasında ve fakat şer güçler de fasıla vermeden kaldıkları yerden devamda hayli kararlı…
Bunu nereden mi anlıyoruz?
Ülkenin çıkarlarını, huzurunu ve yükselişini zerre kadar önemsemeyen hatta bu müspet olgulara amansızca düşman olan unsurların yine ön safta duruyor olmasından elbette…
Düşünün, memleketi zor duruma düşürmek için gerektiğine orman yakan terörist PKK (yani HDP/Yeşil Sol'a yakın olanlar) bu eylemlerin baş aktörü…
İroniye bakar mısınız Allah aşkına!
‘Ateşin çocukları’ diye aşağılık bir vatan haini birimi olan bu Türkiye düşmanı örgüt, ‘ah ağaç vah ağaç’ diyerek en ön safta yerini almış.
Şu bir gerçek ki, Akbelen'de provokatörlerin başını, Kandil'in siyasi uzantısı HDP’liler çekiyor.
Dağdan aldıkları talimatla ülke ekonomisini hedefe koydular!
Bu şer operasyonunun baş aktörü PKK, bu açıkça belli…
Peki ya diğerleri?..
Mesela neredeyse tüm silahlı terör örgütleriyle ilişkisi olan TİP de Akbelen'de…
Meselenin ağaç olmadığını TİP'in orada olmasından bile anlayabilirsiniz.
Bölge halkı santralleri savunurken, ekmeğini oradan kazanırken dışarıdan gelen sözde çevreciler ise karşı!
Terör örgütleriyle kol kola olan ne kadar örgüt, parti varsa Akbelen'de!
Mesele ağaç değil, bu hâlâ anlaşılmadı mı sahi?
Oysa Akbelen sakinleri santralin yapılmasından genişlemesinden yana. Çünkü yıllardır ekmeklerini oradan kazanıyorlar.
FETÖ ve PKK’nın olduğu her yerde CHP de var.
Burada da varlar elbette.
PKK’nınkine benzer ironik bir durum CHP için de geçerli.
Çeşitli zamanlarda CHP’li belediyelerin yaptıkları ‘ağaç katliamları’ orta yerde dururken, hiç sıkılmadan Akbelen’de ağaç istismarı yapabiliyorlar.
Netice itibariyle terör örgütleriyle kol kola olan ne kadar örgüt, parti varsa Akbelen'de!
Peki, nedir Akbelen gerçeği?
Mümkün olduğunca bir özet sunmaya çalışayım dilerseniz.
Cumhuriyet tarihinin en büyük enerji yatırımlarından olan Yeniköy Kemerköy Santralleri, toplamda 1.095 MW kurulu gücü ile ülkemiz elektrik üretiminde yerli kaynak baz yükünün yüzde 15’ini, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ortalama yüzde 2,5’ini sağlıyor.
Yeniköy Kemerköy Santralleri, Türkiye için stratejik değere sahip.
Bu santraller ülkemizin büyük turizm bölgelerinden Güney Ege’de kullanılan elektriğin yaklaşık yüzde 62’sini karşılayarak çok önemli bir kamu hizmeti veriyor.
Hedef alınmalarının ana nedeni bu.
Türkiye’deki her 40 haneden 1’nin elektriği Yeniköy Kemerköy Santrallerinde üretiliyor.
Elektrik üretimi yerli linyit kaynaklarından sağlandığı için yıllık 1,3 milyar metreküp doğal gaz ithalatı engelleniyor.
Geçtiğimiz yıl 1 milyar dolarlık kaynak yurt içinde kaldı.
Köylerde yaşayanları göçe zorlamanın aksine Yeniköy Kemerköy Santralleri sağladığı istihdam ve ekonomik katkı ile köyden kente göçü önleyerek, insanların memleketlerinde kalmalarına vesile oluyor.
Çalışanlarının yüzde 75’i bölge insanı…
Bu sebeple emekçiler hem santralde çalışıyor hem de yine kendi topraklarında zeytin yetiştirebiliyor.
İşte buna karşılar!
3.100 çalışanı ve onların aileleri ile 15 bin kişinin doğrudan geçim kaynağı olan Yeniköy Kemerköy Termik Santrallerinin, bölgeden yaptığı tedarikle aylık 150 milyon TL olmak üzere yıllık 1 milyar 800 milyon TL ekonomik katkı sunduğunu akıldan çıkarmamak lazım.
Orman Genel Müdürlüğü ve Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri arasında imzalanan Gönüllü Ağaçlandırma İş birliği protokolüyle ülke genelinde 3 milyon fidan dikimi gerçekleştirildi.
Söz konusu miktar 2.000 futbol sahası büyüklüğünde bir alana denk geliyor.
Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri şirketi, bugüne kadar 22 bin 100 zeytin ağacı dikimi gerçekleştirdi.
İlgili şirket, yılda 40 ton zeytin hasadı yapmakta ve 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı elde ederek bunu çalışanları ve bölgedeki paydaşları ile paylaşıyor.
Yine ilgili şirket 1992 yılından bu yana 415 binin üzerinde ağaç dikerek eski maden sahalarının orman statüsü kazanmasını sağlamış.
Bugüne kadar rehabilite edilen maden sahaları 920 dönümü geçmiş.
Evet, rakamlar eşliğinde çıkardığımız özet bize başka bir ‘Akbelen Gerçeği’ gösteriyor.
Gâvurların hesabına kendi ülkesine operasyon çeken işbirlikçilerin kirli yüzlerinin ve ihanetinin fotoğrafıdır bu gerçek!
İşte bu can yakan gerçek ışığında bir kez daha gördük ki, emperyalistler asla vaz geçmiyor ve asla vaz geçmeyecek!..
Son bir not da yazımızın başında dikkat çektiğimiz terör unsurlarının bu konuyla ilgili yaklaşımlarına dair…
PKK elebaşlarından Duran Kalkan’dan dinliyoruz:
“Akbelen'de büyük direniş var, selamlıyorum, ‘Gezi’ de orman ve ağacı korumakla başladı”
Hâlâ anlaşılmadıysa, söylenecek fazla bir söz yok maalesef…
İnşallah, ‘Gezi’deki aymazlık bir kez daha yaşanmaz…
Yorumlar30