İslâm düşmanı ve vatan haini malum örgüt bu sıralar cadı kazanı gibi…

Örgüt lideri baş mel’unun yeğeni Ebuseleme Gülen, yaptığı açıklamalarla örgütün ipliğini pazara çıkardı adeta. 

FETÖ, başından beri 15 Temmuz’un ‘tiyatro’ olduğu tezini yaygınlaştırmaya çalışıyor malum…

Maksat, bu vesile ile yasalara bile ‘terör örgütü’ olarak geçmekten kurtulmak.
Bu uğurda her türlü yalana ve iftiraya başvurdular elbette. 

Ebuseleme’nin yaptığı açıklamalar, örgüt tabanında ciddi şekilde kabul gören, “biz yapmadık” inancını yerle bir edecek nitelikteydi işte...

Ebuseleme, X platformundan yaptığı ilk açıklamalar ile örgütün tepesinde nasıl bir iktidar savaşının yürütüldüğünü de aşikâr ediyordu. 

CIA hesabına çalışan menfaatperest bir sürü leş kargası, “din-iman” argümanıyla bu ihanet şebekesine bağlanan insanlar tarafından ilk kez bu denli açık bir şekilde tartışmaya açılmış oldu. 

Daha öncesinde başta FG olmak üzere örgütün tepe noktasındakileri adeta kutsalmış gibi gören ve onların hiçbir şekilde yanlış yapmadığına inanan zavallı taban, bu kez “ne oluyoruz?” sorusunu soracak gibi görünüyor.

Yapılan açıklamaların yayınlandığı videoları tüm ayrıntısına varıncaya kadar izledim.
Bu ifşaatın, özellikle de tabanda nasıl yansıma bulduğu, benim açımdan önemliydi açıkçası…

Önemliydi zira bu mel’un örgüt, tüm ihanetine ve alçaklığına rağmen hâlâ ayakta durabiliyordu ve bu da bahsini ettiğimiz, sayısı milyonları bulan tabandaki insanlar vesilesi ile mümkün olabiliyordu. 

Bu yüzden yayın sonrasında yapılan binlerce yorumu taramaktan yüksünmedim.
Gördüğüm şuydu… 

Örgüte mensup insanların bir kısmı hâlâ bu leş kargalarının samimiyetine inanıyor ve işledikleri cürümleri ihanet olarak kabul etmiyor.

Bir kısmı, birtakım yanlışlıkların varlığını kabul ile birlikte baş mel’unu hariç tutup, rezaletten etrafındaki çapulcu takımını sorumlu tutuyor. 

Bir kısmı da bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü görmüş durumda…

İşte önemli olan bu kategorideki insanlar zira örgütün sayısal planda kahir ekseriyetini bunlar teşkil ediyor…

İşbu kesimin kanaatlerini değiştirmeleri halinde, mel’un örgütün çöküşü çok ciddi bir ivme kazanacaktır.

Bu yüzden üşenmedim ve binlerce mesajı taradım.

Şimdi aşağıya bunlardan bazı örnekler alacağım. 

Herkesin ve hepimizin detaylara varıncaya kadar incelememiz gereken örnekler bunlar. 
Çünkü bu mesajlarda FETÖ’nün ne denli acımasız, ne denli aşağılık, ne denli vatan haini, ne deni İslâm düşmanı olduğunun ve kendi insanlarına bile ne denli acımasızca davrandığının apaçık kanıtları var…

İşte o mesajlar…

“Yayın için hepinize teşekkürler. 

Siz, hepimizin içinde susmayan vicdanlarımızın sesi oldunuz. 

Allahtan korkan kuldan utananların içimizde hala var olduğunun hatırlattınız. 
Abi abla dediğimiz canavarlar, bu kadar acıları bizlere hangi hakla çektirebiliyorsunuz?!
Siz kimsiniz?!

Ailemi kaybettim. 

Çocuklarımı babasız büyütmek durumundayım. 

9 yıldır eşim olmadan iki çocuğumla mücadele veriyorum. 

Ben, hayatı yaşıyorum diyemiyorum hayatı yaşayanları dışardan seyrediyorum. 

Niye? Çünkü samimi olarak bu davaya inandım. Hayatımı bu uğurda vakfettim.

Sigortasız, çoğu zaman boğaz tokluğuna çok cüzi ücretlerle kurumlarda öğretmenlik yaparak, tatile bile çıkmadan eşimin günlerce yüzünü göremeden kundaktaki bebeğime annelik yapamadan hizmet ettim, işimi eşimi ailemi sağlığımı, hayatımı kaybettim.

Bana Allahtan peygamberden bahseden adamlar, kardeş dediğimiz dava arkadaşım dediğimiz insanlar bize darbeyi yapmış meğer.

Ben hakkımı helal etmiyorum hiçbirine. 

Eşim belki de hiç dışarı çıkamayacak. 

Rabbime havale ediyorum. 

Susanları, göz yumanları, üç maymunu oynayanları, “aman ne yapalım kader” diyenleri, “kardeşim senin de imtihanın böyleymiş elden ne gelir” diyenleri… 

İnşallah Rabbim size de her gün çektiğimizin mislini yaşatır.

Meğer içimizdekiler Trollerden daha aşağılıkmışsınız. 

Rabbim hepinizin ocağına bizim çektiğimiz acıları düşürsün. 

Yaşattığınızı yaşatmadan ölmeyin. 

Münafıklıktan bahseden zavallı insan müsveddeleri, sizinle aynı davada yıllarımı vermiş olmaktan utanıyorum.

Benim evim her gün cenaze evi gençliğim heyecanım hayatım bitti.

Kulluğumdan soğudum. 

Çocuklarımın, içerde 9 yıldır yatan eşimin yaşayamadığım boğazımda ilmek ilmek olan hayatımın ahı üzerinize olsun.

Erdoğan’a Tiran diyen pislikler siz nesiniz? 

Hepiniz aynısınız. 

Allah her zaman doğrudan yanadır ne kadar eğrilmişsiniz haberiniz yok.”

Yukarıdaki mesaj açıkçası çok enteresan. 

Bir ailenin nasıl kandırıldığının nasıl kullanıldıktan sonra bir paçavra gibi çöpe atıldığını açık bir delili…

Bu hüzünlü hikâyedeki tek olumlu gelişme, mesajı yazan kadının ve ailenin bu hainlerin gerçek yüzünü görmüş olması ve bu imajın çok büyük bir hızla yayılacak olması…

Diğer mesajlara geçmeden şu hususa açıklık getirmek istiyorum. 

Mesajları alıntılarken, Türkçe hataları ve imla kuralları hariç hiçbir müdahalede bulunmadım.  Yazılanları tamamen orijinal haliyle naklediyorum. 

İşte diğer yorumlar…

“Bunca masum insanların ahı kim, neye bilerek dâhil olduysa çektiklerimizi çekmeden ölmesinler!”

“Demek ki bir manada, her şeyi fetöye bağlamakta insanlar haksız da değilmiş. 

Ben cezaevinde ailemin özlemi ile kahrolurken, hiçbir şeyden habersiz yaşadığım süreci kabul edemezken, talimatla dışarda ne oyunlar yapılıyormuş. 

Kimse dememiş ki bu masum insanlar için ne yapabiliriz. 

Her şeyi nasıl daha kötü yaparız, berbat ederiz ve alt tabakayı kendimizden nasıl nefret ettiririz diye baya düşünülmüş. 

Ben halen bu insanlardan dolayı bu zulümleri yaşıyorum ve hakkımı helal etmiyorum. 
Anne babamın bir damla gözyaşı etmez kimse. 

Bizi terörist ilan edenlere şaşırmadım ve kızmadım hiç bir zaman. 

Bizim terörist ilan edilmemize izin verenlere ve terörist edenlere kızgınlığım hiç bir zaman geçmeyecek. İki cihanda yakalarında olacağım.”

“Dehşet içinde dinledim ve hala dehşet içindeyim! 

Beyefendinin konuşmasında tutarsızlık yok, içten ve sahici! 

Lanet olsun sebep olan hepsine!”

“Lanet olsun bu yapılanları yapanlara! 

Lanet olsun planlarınıza, lanet olsun bu çeteye, bu ülkeye ve yüzbinlerce masumlara çektirdikleriniz için. 

Lanet olsun masum insanların emekleriyle aklın almayacağı iğrençlikleri yapanlara. 

Lanet olsun...”

“Offff hayatımda midemin bu kadar bulandığını hiç hatırlamıyorum. 
Çok acı. 
Boşa harcanmış bir hayat, boşa… 

Allah'ım, canımızın yanmasına vesile olan herkesi sana havale ediyorum. 

ALLAH'IM BUNLARA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM, ETMİYORUM, ETMİYORUM! DÜNYADAYKEN HESAP VERDİKLERİNİ GÖRMEYİ NASİP ET ALLAH'IM.

Yazıklar olsun bunca masum insanın canının yanmasına vesile olanlara. 

Allah hesap sormayı Ahirete bırakmasın. DÜNYADAYKEN göstersin en kısa zamanda!”

“Bu işte parmağı olan hiç kimseye hakkım helal değildir. 

Ben ve benim gibi haberi veya hiç bir dâhili olmayan insanlara bedel ödettiler. 
Gerçek suçluları inşallah cezasını çekerler. 

Devlet bunun cezasını benim gibi alakasız insanlara ödetmemeli.”

“Türkiye’den süreci 7 yıldır ailece ağır yaşayanlardan biri olarak yazıyorum.
Ellerim titriyor, ölen çocukları, kayıplarımızı düşündükçe aklimi yitirecek gibi oldum dinlerken.”

Evet, bunlar, aldatılmış, ihanete uğramış ve sonrasında unutulmaya terk edilmiş insanların feryatları…

Kendi bağlılarına bile böylesine alçakça davranan bir ihanet şebekesinin, ülkeye ve millete neler yapabileceğini varın siz hesap edin…

Nihat Nasır / Haber7