Suriyeliler bizim neyimiz olur?

  • GİRİŞ08.07.2024 08:04
  • GÜNCELLEME09.07.2024 09:05

Kör parmağım gözüne menfur bir provokasyon radikal bir biçimde ‘içyüzümüzü’ görmemizi sağladı dersek hiç de abartmış olmayız.

Ne acıdır ki böyle bir netice doğurdu mezkûr iç savaş provası…

Bundan sonrasında yazacaklarıma burun kıvıracak olanlar kadar, bütünüyle karşı çıkanlar da olacaktır. Hatta sosyal medyadaki meşhur tabirle “linç” yemem işten bile değil.

Lakin bu böyledir diye bir kalem erbabı olarak şahitlikten kaçacak değilim.

Bunu, inancıma ve şahsiyetime karşı bir vazife addediyorum.

Yanılgıya düşmüş iyi niyetli insanların kanaatlerinde müspet bir değişime vesile olmak, bu yazının hedefine varması için yeterlidir.

Evet, gelelim “içyüzümüze” dair gördüğümüz yakıcı gerçeklere…

Suriyelilerle ilgili yapılan dezenformasyon ve antipropaganda öyle boyutlara varmış ki, çok makul ve aklı başında diye nitelenebilecek insanlar bile bu propagandanın etkisi altına girmiş durumdalar.

Yakından tanıdığım ve samimiyetinden şüphe etmediğim bir arkadaşın “Artık gitmeliler” demesi üzerine farkına vardım bu gerçeğin.

“Sana ne zararı var Suriyelilerin?” diye soracak oldum.

Önce durdu ve sonra kem kümler eşliğinde “işlenen suçlar”, “yük oluyorlar”, “yerlilerin iş bulması zorlaştı” gibi aslı astarı olmayan birtakım gerekçeler ileri sürdü.

Peki, bu gerekten böyle mi?

Tabii ki hayır!

Şaşırdınız mı bu cevaba?...

Öyleyse istatistiki veriler ve piyasa gerçekleri ışığında anlatayım izninizle…  

Suriyeli mültecilerin suç işleme oranları, Türkiye’de ülkenin yerli nüfusuna kıyasla çok daha düşük. Öyle ki bu, Türkiye’nin uluslararası karşılaştırmalardaki oranını bile aşağıya çekiyor.

Yani Suriyelilerin ‘bir suç makinası’ gibi takdim edilmesi insafsızlıktan öte bir şey…

“Suriyeliler hastanede sıra beklemiyorlar, seçimlerde oy kullanıyorlar, vergi vermiyorlar, üniversitelere sınavsız giriyorlar” gibi külliyen yalan olan uydurmalar bir yana başta sağlık giderleri olmak üzere göçmenlere yapılan yardım ve desteklerin önemli bir kısmı Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Ofisi (ECHO) tarafından sağlandığı için ‘yük oluyorlar’ iddiası da mesnetsiz...

Bu, Türkiye’nin bu insanlara destek ve yardım yapmadığı anlamına elbette ki gelmiyor lakin iddia edildiği gibi bir durum da kesinlikle söz konusu değildir.

İş bulma meselesine gelince.

Hakikat şu ki Suriyeliler, çoğunlukla yerli halkın yapmaya tenezzül etmedikleri işleri çok daha ucuz bir bedelle yapıyorlar.

Bir iş adamının bu yöndeki tanıklığı aynen şöyle:

“Pandemiyle başlayan ve savaşla devam eden kriz sürecinde eğer Suriyeliler olmasaydı tekstil sektörü batardı…”

Bununla birlikte şöyle bir husus daha var;

Türkiye’de gerek zorunlu eğitim nedeniyle ve gerekse de beğenmeme nedeniyle ‘çıraklık’ ve ‘kalfalık’ alanında zannedilenden çok daha fazla bir gerileme yaşandı.

Özellikle de zanaat erbabı yok olma aşamasında.

Suriyeliler bu alana da canlılık kazandırarak önemli bir boşluğu dolduruyorlar.

Bütün bunlara, zengin Suriyelilerin öz kaynaklarını Türkiye’ye aktararak sıkıntılı süreçlerde ‘sıcak para’ girişi sağladıkları gerçeğini de eklediğimizde, şikâyet edilen hususların dedikodudan öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkıyor.

Bu husustaki en büyük sorunumuz, ırkçılar ve bunlardan etkilenen insanların gösterdikleri haksız reaksiyondur maalesef.

Mütedeyyin insanların bile aynı anafora düştüğü bu zorlu süreçte;

“En zor günlerinde Suriyeli muhacirlere ensar olmanın onurunu göğsümüzde bir şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacağız. Buna gölge düşürecek, 13 yıldır ülkemizin şefkat şemsiyesi altında olan mazlumları sıkıntıya sokacak hiçbir eyleme girişmeyiz.” diyen Erdoğan’dan başka, bu mazlum halkı savunan neredeyse hiç kimse kalmadı…

Şaka yapmıyorum, başta Göç İdaresi olmak üzere birçok kurum ve bürokrasinin kahir ekseriyeti, bu faşist terörün etkisinde ve zulme varacak her türlü zorluğu dayatmada tereddüt göstermiyorlar. 

Netice itibarıyla, gelişmeler bu hızla devam ederse masum çocukların bile maruz kaldığı travmatik hadiseler bizi sadece insaniyet sınavında değil, maddi anlamda da kaybedeceğimiz bir noktaya taşıyacaktır.   

Şu bir gerçek ki gazetemizin genel yayın yönetmeni Merve Şebnem Oruç Hanımefendi’nin de sıklıkla ifade ettiği gibi; “Nasıl başlarsa başlasın, her zaman nasıl bittiğiyle hatırlanırsın!”

Diriliş Postası

Yorumlar75

  • Cenk 1 ay önce Şikayet Et
    Rabbim bize Ensar olmayı nasip eylesin
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Medeni 1 ay önce Şikayet Et
    Biz Ensar olalım da muhacir ahlakında muhacir nerede?
  • Cihan 1 ay önce Şikayet Et
    Amin.Amin.Amin.
  • Dadaşş 1 ay önce Şikayet Et
    Sen hep iyi tarafından.bakmışsin beyefendi kardeşim peki bu Suriyelilerin bir de kötü olan yönlerinide anlatan bir yazı kaleme alırsanız ve ortaya cıkan tabloya göre bir kanaat oluşur ha bu arda hiçbir mazlum zulüm haketmez bu insanların onurlu bir şekilde ülkelerinde yaşamalarına imkan bulunsa en hayırlısı o olur diye düşünüyorum Allah yardım etsin hem onlara hemde bize.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Deliorhann 1 ay önce Şikayet Et
    Suriyenin büyük İsrail projesi için boşaltıldığını çevremde anlatıyor ve yorumlarda yazıyorum. Ancak ya anlamıyorlar veya bunlar kripto, görevleri de milleti uyutmak. Bu kadar çok yabancıyı ülkemde istemediğim için neredeyse beni suçlu çıkaracaklar
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Yorum 1 ay önce Şikayet Et
    “Nasıl başlarsa başlasın, her zaman nasıl bittiğiyle hatırlanırsın!”
    Cevapla
  • Cem 1 ay önce Şikayet Et
    10 yıl sonra Türklerden çok Suriye li olacak ve bizi onlar yönetecek gibi sanki
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat