Haini de bir başkadır memleketimin!
- GİRİŞ18.07.2024 08:56
- GÜNCELLEME20.07.2024 08:30
Geçen hafta batılılara uşaklık yapan yerli işbirlikçilere dair yazmıştık.
Doğrusu çok müspet tepkiler aldım bu vesile ile.
İşbirlikçiliği ihanetle özdeşleştiren kimi değerlendirmeler vardı ve bu konuda yüzde yüz haklılar, benzer kanaatte olan kardeşlerimiz.
Bu sebeple konuyu bir de o açıdan ele almak sanırım zaruri…
Efendim, bu toprakların yetiştirdiği hain de kahraman da müstesnadır.
Gâvurlar, her daim, kahramanlarımızı da hainleri de gıptayla izlemişlerdir.
Kim bilir, 'biz neden bu kadar yiğit'( yahut), 'biz neden bu kadar aşağılık olamıyoruz' diye kahrediyorlardır kendi kendilerine...
Kahramanı, gerçekten kahramandır.
Dini ve ülkesi için gözünü kırpmadan ölüme gider.
Her türlü fedakârlığı hiçbir karşılık beklemeden yapar, mukaddes değerler için canını ortaya koyar, bütün bunları yaparken de 'dünya bomba olup patlasa', dönüp arkasına bile bakmaz.
Kahramanlara dair söylenecek çok şey var elbette.
Daha 3 gün önce sene-i devriyesini idrak ettiğimiz 15 Temmuz bu hususa dair gösterilebilecek muhteşem bir örnek lakin yazının başında da ifade ettiğimiz gibi bu yazıda daha çok 'hain'lere dair bir şeyler söylemek istiyorum.
Bu memleketin tıpkı kahramanları gibi haini de diğer milletlerin hainlere benzemez!
Bunları, sağ-sol vs diye kategorize etmek mümkün değildir.
Her ne kadar bu türden bir kampın mensubu olsalar da hepsinin yediği kap aynıdır, aynı şer odağın bağlısıdırlar.
Mesela, başka bölgedeki bir hain, casusluk faaliyetini gizli yapar, deşifre olunca da bedelinin ödetilmesine sesini çıkarmaz.
Buradaki hain öyle mi?
İhaneti, casuslukla sınırlandırmaz...
Gizli yaptığı iş alenileştiğinde bu kez o aşağılık işi 10'la çarparak açıktan açığa yapar; "Sen hainsin" dendiğinde ise yavuz hırsız misali ortalığı yangın yerine çevirir, bedel ödemek bir yana, bedel ödetmeye çalışır.
Düşman diye bilinen cephenin göbeğinde yer almaktan imtina etmez, bununla da yetinmeyip karşı saldırıya geçer...
Kripto casusların gizliden gizliye yürüttüğü iç savaş provokasyonlarını bunlar, (yakın geçmişte yaşanan Kayseri hadisesi örneğinde olduğu gibi) herkesin gözünün önünde, gayet aleni yapar ve fakat bu ihanet de kesmez ve "Arkadaş mesele ağaç değil, sen hâlâ anlamadın mı?" deyip ihanette gecikenleri açık bir dille uyarır.
Memleketin dış politikasını allak bullak edecek dinlemeler yapar ve bütün dünyanın bilgisi dâhiline girmesi için elinden ne gelirse ardına koymaz!
Bir kısmı, bu toprakları vatan yapan değerlere açık bir biçimde saldırır, din, iman, mukaddesat namına ne varsa hepsini 'irtica' mahlasıyla hedef tahtasına yerleştirip akla ziyan tezviratta bulunmaktan çekinmez...
Bir diğer kısmı, dine, imana, mukaddesata, içeride duruyormuş gibi yaparak saldırır! Peygambere iftira eder, dinin haram kıldıklarının helal olduğuna, farzlarını yapmamaya fetva vererek din düşmanlığı yapar.
Hiç utanmadan (hâşâ ve kella) Efendimizi (s.a.v) bir filmin aktörü yapar, kamyonete bindirir!
Kesmez; “Olimpiyata geldi, tweetleri ikiye katlayın dedi" diye en aşağılık bühtanlarda bulunmaktan hicap etmez!
Bütün bunları CIA/MOSSAD hesabına yaptığını da gizlemez!
(Hatırladınız değil mi FETÖ ihanet şebekesinin geçmişteki bu alçaklıklarını?..)
Başka birileri, (mesela PKK ve işbirlikçileri gibi) on binlerce insanın katili olmak yetmiyormuş gibi canlı bomba marifetiyle sivilleri bile hedef alır ama yine de masum numarası yapmaktan geri durmaz.
İşin tuhafı, partnerleri olan diğer unsurlar da bunları aklamak için ellerinden ne geliyorsa yaparlar.
Yukarıda dedik ya, bunları sağı solu olmaz diye, işte bunlardan solcu geçinen bir hainin yaptıklarına dair bir örnek…
Hatırlayacaksınız, tevessül ettiği casusluk faaliyetini gazetecilik kisvesiyle perdelemeye çalışan Can Dündar’ın ihanet davasına, yukarıda anlattıklarımı teyit etmek istercesine, içeriden ve dışarıdan hatırı sayılır miktarda işbirlikçi, hiç sıkılmadan müdahil olabildi.
Dine, imana, İslâm'a düşman ne kadar kalemşor varsa tamamı soluğu mahkemede aldı.
Son bir örnek daha…
Osman Kavala ile ilgili olarak başta ABD olmak üzere 10 ülkenin büyükelçisi açıklama yaparak bu şahsın serbest bırakılmasını istemişlerdi.
Unutmadık değil mi?..
Aslında her şey o kadar aleni ki, komplo teorileri üretmeye bile gerek kalmıyor.
Yorumlar27