Hiçbir söz, yüreğimizi dağlayan acıyı ifadeye kifayet etmiyor.

Artık sözün, sözlerin bittiği noktadayız.

Dünyayı kendi çiftlikleri gibi gören küresel güçler, Amerika ve İsrail’in şahsında tüm dünya haklarına meydan okuyorar adeta…

Öyle bir meydan okuma ki, bu vesile ile “ya bize teslim olur, hizmetimize girersiniz, ya da yok olup gidersiniz” gibi pervasız ve yüksek perdeden bir sesle insaniyeti istiskal ediyorlar.

Filistin direnişin sembol isimlerinden kahraman ve mücahit İsmail Heniye’nin katledilişinden sonra aklıma gelen ilk cümlelerdi bunlar.

Evet, böylesine mühim bir şahsiyetin şahadeti yüreğimize onmaz bir acı salarken aynı zamanda egemen güçlerin karşısında dilsiz kesilen diğer halkların çaresizliğini görmekten kaynaklanan bir öfke de kabarıyordu içimizde…

Sözün düzünü edelim…

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, bütün dünya Amerikan ve İsrail saldırganlığının tehdidi altındadır!

Bu o kadar böyle ki, Avrupa ülkeleri bile kendilerini inkâr pahasına bu zulme onay vermek zorunda…

Heniye’nin şehadeti sonrasında en korkak ve en pısırık yaklaşımlardan birisi olan “itidal tavsiye ediyoruz” rezilliğinden başka bir şey gelmiyor ellerinden.

Çin’i derseniz, Amerika’dan kendi ülkelerine transfer olan Yahudi sermayesinin esiri olmuş durumdalar…

Rusya ise düştüğü girdap nedeniyle hamasi birkaç sözle vaziyeti idare peşinde…
İran için ne desek boş!

Zira kendi ülkesinde misafirini koruyamayan aciz bir devlet var karşımızda.
Sahi İran bu kadar aciz mi, yoksa Erdoğan’ın kısa bir süre önce yaptığı çıkışı perdelemek için İsrail tarafından yapılan atraksiyona çanak mı tuttu?
Hangisi dersiniz?..

Hangisi olursa olsun, bu iki ihtimalin ikisi de birbirinden berbat!..

Suikastı İsrail tertipledi, bu doğru ama bu aşağılık saldırının gerçek faili bizzat Amerika’dır.

ABD, bunu Netanyahu’yu senatoda konuşturarak ve 50 küsur kere ayakta alkışlayarak göstermişti zaten.

Dünyanın en etkileyici hatibi bile bu kadar alkışlanmaz gerçeğini hatırda tutarak bu hadiseye baktığımızda göreceğimiz şudur.

Amerika ve İsrail’i kontrol eden güç, bu tiyatroyu özellikle tertipledi ve tüm dünyanın gözüne sokarcasına sahneledi.

Hedefte ise sanılanın aksine Türkiye var!

Birkaç gün önce Türkiye, İsrail’in Lübnan’ı da savaşa dâhil edip ‘arz-ı mevud’ için Türkiye sınırlarına komşu olması planını gördü ve son tahlilde ülke coğrafyasının bir kısmını içine alan bu hain projeye dur diyeceğini açıkça deklere etti…

Suriye’de beklediği düzeyde amacına ulaşamayan Amerika, Türkiye’yi kuşatma operasyonuna İsrail üzerinden devam edeceğini gösterdi bu alçak suikast vesilesiyle.
Dikkat buyurun, Amerika’nın ilk açıklaması, “İsrail’i her şartta destekleyecekleri” yönünde oldu.

Yani, “İsrail’le kim savaşa tutuşursa karşısında bizi bulur” dedi açık açık. 

Kim ne derse desin, bütün dünyayı kasıp kavuracak bir savaş kapıda…
Bu, bir ay içerisinde de olabilir, bir yıl içerisinde yahut sonrasında da…

Amerikan ve İsrail haydutluğu artık sınır tanımaz bir noktada.
Buna mukabil, alternatif güç oluşturabilecek ülkeler ise darmadağınık.
İşin kötüsü de bu zaten.

İster inanın ister inanmayın, bu olumsuz senaryoya en hazırlıklı ülke Türkiye lakin bir gülle bahar gelmiyor maalesef.
   
Tarih, böyle bir haydutluğa tanık olmadı.

Bu aşağılık zalimlerden kurtulmak için tüm halkların işbirliği yapması gerek, aksi takdirde her topluluk tek tek yok edilecek...

Eğer işbirliği yapmayı beceremeyeceklerse, bebek öldürecek kadar alçaklaşan bu zalim oğlu zalim güçlere teslim olacaklarsa, kelimenin gerçek manasıyla batsın bu dünya!

Heniye’ye Allah rahmet etsin ve şehadeti mübarek olsun. 

O, imtihanını şerefle tamamladı.

Asıl zorluk bundan sonrasında…

Allah cümlemize, basiret ve ferasetle birlikte cesaret ve dirayet versin.
Önümüzdeki süreçte bu değerlere çok ihtiyacımız olacak zira…

Nihat Nasır / Haber7