Önceki hafta bu sütunda “Deveyi havuduyla yutuyorlar” başlıklı bir yazı yazmış ve CHP’lilerin “götürmekteki” maharetlerine (!) değinmiştim hatırlarsanız.

Doğrusunu isterseniz amma safmışız…

Söz konusu CHP olunca ve talandan söz ediyorsanız 40 düşünüp bir söylemeniz/yazmanız gerekir.

Biz bunu unuttuk işte.

Daha doğrusu, onların talan etmekteki müthiş becerilerini (!) hesaba katmada eksik kaldık.

Bizim havsalamız, güzel Türkçemizdeki deyimlerle doğru orantılı bir götürmeyi ancak alabildiği için, bunların pirana balıkları gibi dehşet verici ve yok edici özelliklerini tam anlamıyla yansıtamıyoruz maalesef.

Son hadise ise bunun kanıtı niteliğinde…

Boğaz’daki ‘Vaniköy’ skandalından söz ediyorum elbet.

Öyle böyle bir talan değil mevzu bahis olan, trilyon değerindeki bir yağmalama söz konusu…

İBB’nin yani Ekrem İmamoğlu’nun, daha önce Halk TV’nin patronu Cafer Mahiroğlu’nun Sarıyer’deki Boğaz’a nazır villasında yaptığı kaçak yapılaşmaya göz yumduğu bilinen bir hadiseydi.

Biz, kaşla göz arasında gerçekleştirilen bu hırsızlamanın hayli büyük olduğunu sanıyorduk ki, fena halde yanıldığımızı işbu Vaniköy skandalının arzı endam etmesiyle anladık.

Naçizane, “Deveyi havuduyla yutuyorlar’ derken yağmalamayı abartı sanatı kullanarak izaha çalışmıştık lakin karşı karşıya kaldığımız hadise sonrasında, başka bir tanımlama bulmamız gereği tebeyyün etti.

“Ne devesi kardeşim, deve sürüsünü sadece havuduyla da değil etrafındaki müştemilatıyla birlikte yutuyorlar!” ifadesi sanırım talanın izahında bir nebze olsun bir fikir verir.

Meseleyi en iyi Üsküdar’ın eski belediye başkanı Hilmi Türkmen özetlemiş.

Şöyle diyor Hilmi Bey.

“Vaktiyle merhum bir bakanımızın eşi tadilat yapacağım diye bizden izin istemişti, kat atıldığını fark edip durdurmuş, yıkmıştık yapıyı.

Bizim zamanımızda tek çivi çakılmasına izin vermedik boğaz ön görünüme. Şimdi orman kesip villa yapıyorlar!

Bu zirvedir, daha üstü yoktur, genel durumun vahametini siz düşünün.

Tüm kamuoyuna sesleniyorum; kaçak yapıları yıkıyoruz diyerek ters algı yaparken, aslında korkunç bir talana imza atılıyor İstanbul’da. En büyük örneği işte budur.

Vaniköy’de, dünyanın en değerli emlak bölgelerinden birinde bu kadar cüretkâr biçimde buna göz yumanlar, gözden biraz uzak yerlerde neler yapıyor, orasını da siz düşünün. Trol şebekelerinin, fondaş medyanın yalanlarına, sizi kandırmasına izin vermeyin.”

Evet, kör parmağım gözüne bir talan var orta yerde…

Trilyon değerindeki bu kaçak yapı bir Rus oligarka ait.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü ekipleri, Üsküdar Vaniköy’de devam eden inşaatı durdurdu lakin sorumluları hâlâ hiç sıkılmadan görevlerinin başında.

Bırakın sıkılmayı suçüstü yakalandıkları bu peşkeşi gözlerden kaçırmak için geçmiş tarihli evrak bile düzenlediler.

Bakanlık yakalayınca, sözüm ona kendileri de işlem yapmış görünmek için geçmiş tarihli bir tutanak düzenlediler.

Tabii bunda da suçüstü yakalandılar.

Bu rezil durumu AK Parti İstanbul İl başkanı Osman Nuri Kabaktepe kamuoyuna şöyle bildiriyordu.

“İBB, 16 Ağustos'ta suç duyurusunda bulunduğunu iddia etmiştir. Fakat 22 Ağustos'ta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca gerçekleştirilen denetim sonrası, aynı gün saat 16.41'de suç duyurusu dilekçesini savcılığa sundukları tespit edilmiştir.

Bu durumda İBB'nin, suç duyurusunu çok daha önceden gerçekleştirdiği beyanı gerçeği yansıtmamaktadır.

Bu durum, İBB'nin kamuoyuna yanlış ve yanıltıcı bilgi verdiğini açıkça ortaya koymaktadır.”

Gördüğünüz gibi bunlar çaldıkları minareye kılıf uydurmada hayli mahirler.

İddia ediyorum, aradan biraz zaman geçtikten sonra, işledikleri suçu başkalarının üzerine atacak, sonra da yavuz hırsız misali talana suçüstü yapanları suçlayacaklardır.

Görürsünüz bak!..

Hatırlayacaksınız, olimpiyatlar için Fransa’da haftalığı 10 milyon TL bedele kiraladıkları sarayla ilgili tartışmalar başladığında bunlar, “masrafları ismini söylemek istemeyen bir sponsor üstlendi” diye bir açıklama yapmışlardı.

Şimdi anlaşıldı mı sponsor kimmiş ve neden ismini vermiyormuş?..

Adam trilyon gelecek yerden milyonu niye esirgesin ki?...

Tüm İstanbullunun ve ülke insanının gözleri önünde yapılan bu soygun, ne yazık ki, sadece görebildiklerimiz.

Allah bilir göremediğimiz, bilmediğimiz daha nice hırsızlık ve yağma var…

Gelelim bunların medyalarına…

Ortada tüyleri diken diken eden bir yolsuzluk ve hırsızlık var lakin İmamoğlu beslemesi medya kılını bile kıpırdatmadı…

Ne televizyonları, ne gazeteleri ne internet siteleri, tek kelime ile olsun bu soyguna değinmediler.

Onurlarını ve haysiyetlerini satan insanların ahlak ve dürüstlük adına söyleyecek hiçbir şeylerinin olmadığını kanıtlarcasına derin bir sessizliğe gömüldüler.

Nasıl olsa ortada “yağma Hasan’ın böreği” var ve yemeyen domuz!..

CHP’li belediyeler marifetiyle ilgili şehirler bu yağmadan en yüksek derecede etkilenecekler kuşkusuz.

Dua edelim de bütün bir ülkeyi yutmasınlar…