Bitleri kanlandı yine…
- GİRİŞ05.09.2024 09:16
- GÜNCELLEME08.09.2024 08:53
Harp okulu mezuniyet töreninden sonra bir grup teğmenin okuduğu “korsan yemin”, bir süreden beridir hortlatılmaya çalışılan “darbe” heveslerine hatırı sayılır bir motivasyon kazandırdı maalesef.
Lafı hiç eğip bükmeden düzünü edelim.
Bu gidiş hayra alamet değil ve bu hal hiç iyi bir hal değil…
Bu “korsan yemin” törenine 960 mezunun yaklaşık üçte biri katılmış.
Komutanların önemli bir kısmı ise sarfınazar etmiş yasal olmayan bu sözde törenden…
Lakin bu durum, ortada ciddi bir sorun olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Öyleyse ne anlamalıyız bu gelişmeden?..
Doğrusunu söylemek gerekirse benim aklıma hemen 28 Şubat süreci geldi.
Bir bardak suda kopartılan o menfur fırtınanın perde gerisindeki failleri bir de…
Nereden bakarsanız bakın asap bozucu…
Kışlaya siyasetin girmesi, sadece kışlayı değil, tüm toplumu ve ülkeyi çürütme potansiyeline sahip hastalıklı bir durumdur.
Bu hakikati tüm çıplaklığı ile tespit etmezseniz eğer, yani yapılan eylemin affedilmez bir suç mahiyetinde olduğunu görmezden gelirseniz, fırtınanın kasırgaya dönüşmesi mukadder olur.
Bu nedenle meselenin “masum bir yemin töreni” gibi yansıtılması ile “bundan hiçbir şey çıkmaz” boş vermişliği karşımızdaki en büyük sorundur.
Bu o kadar ciddi bir sorundur ki, “korsan yeminin” bizatihi kendisinden bile tehlikelidir.
Yazının başlarında lafın düzünü edelim demiştik…
Oradan devam edelim.
Hadise tartışmasız bir gerçeği işaret ediyor.
Bu, henüz teğmenlik aşamasında olan gençlerin kendi başlarına kotardığı bir eylem değildir!
Organizedir ve bunların arkasında, hem ordu içerisinden ve hem de ordu dışından birtakım öznelerin bulunduğunda hiç şüphe yoktur.
Aksini düşünmek düpedüz ahmaklıktır!
Organize bir eylemin fikri ve maddi bir arka planı olur.
Bu, sıradan bir yapılanmadan devlet organizasyonuna varıncaya kadar her şey için geçerlidir.
Demek oluyor ki, mahut eylemin de arkasında fikri ve maddi anlamda destek sağlayan birileri var.
Bunun bir süreç meselesi olduğunu da dikkate aldığımızda şu tespiti rahatlıkla yapabiliriz.
Bahsini ettiğimiz o “birileri”, uzun bir süreden beridir anılan eylemi planlamaktadırlar.
Ülke içerisinden ve ülke dışından “fikir babalarının” olması, planın ilk şartıdır.
Fikir babalarının bunu örgütleşmeye dönüştürebilmesi için maddi kaynaklar bulması gerekir ki, bu da ikinci safhadır.
Sonraki safhada, teğmenler üzerinde etkili olabilecek ordu mensuplarıyla iş tutarak onları bu tehlikeli eyleme ikna etme süreci vardır…
İkna diyorum zira dünyadaki en disiplinli yapıların başında gelen ordunun içinden birilerini illegaliteye sürüklemek ve onları yasaların rağmına tavır alabilecek bir pozisyona çekmek ciddi bir ikna süreci gerektirir.
Bu gerçekleştikten sonra pazıl tamamlanır…
Sonrası tabir caiz ise zurnanın son deliği mesabesindir.
Teğmenlerin yaptığı eylem, bin bir emek ve riskle ete kemiğe büründürülen planın en son ve fakat en kolay aşamasıydı.
Herkes, vitrinde onlar olduğu için o noktaya odaklanmış durumda lakin bu hatanın en büyüğüdür.
Perde, büyük bir kararlılık ve cesaretle kaldırılmalıdır ve arkadaki “cunta” özentisi yapı faş edilmelidir.
Müteakiben de failler, ibret-i âlemlik bir cezaya çarptırılmalıdırlar.
Aksi takdirde bedeli, ne yazık ki, çok ağır olur…
Meselenin tartışılmayan 2 ayrı veçhesi daha var.
Birincisi:
Kemalist ve darbeci taifenin göklere çıkardığı “korsan yeminci” teğmenlerin 2 katı kadar teğmen bu illegal eyleme yüz vermemiş.
Eylemi yapanlar “kahraman” da eylemi ordu disiplinine aykırı bulup korsan gösteriye rağbet etmeyenler nedir peki?
Aynı şekilde illegal yemin törenine katılmayan komutanlara ne diyeceğiz?..
Bu bile karşı tarafın suç işlediğinin tek başına kanıtıdır!
İkincisi:
Bu hususa bir soruyla değinelim.
Ne oldu da, bahsini ettiğimiz kesimin bitleri kanlandı?
Evet, doğru tahmin ettiniz…
Bu işler uzun bir zamandan beridir tezgâhlanıyordu bu doğru ama hadiselerin “uygun bir vasata” ulaşması, yerel seçim sonrasında oluşan psikolojik ortamdan kaynaklanmaktadır.
Düşünün, AK Parti 22 yıldır iktidar ve sayamadığım kadar çok seçim kazandı ama tek bir seçim sonrasında CHP ve avenesi, bir anda sahici iktidar hüviyetine büründü…
Öyle ki, CHP’nin başındaki şahıs, millete ve milleti, ülkeyi ve devleti temsil eden cumhurbaşkanına yönelik aşağılık hakaretlerin faillerini “şeref konuğu” olarak protokole alacak kadar şirazeden çıkabiliyor…
Bunların, gerçek anlamda iktidar olmaları halinde, yaşanacakları ve neler yapacaklarını varın siz hesap edin artık…
Yazının başında dedik, “ Bu gidiş hayra alamet değil ve bu hal hiç iyi bir hal değil…”
Bu mesele hafife alınıp üstü örtülmemelidir.
Hadiseyi tüm mesajlarıyla birlikte toplum önünde açık açık konuşmaktan kaçınılmamalıdır!
Zira gündüz ortasında gözünü kapayan sadece kendisine gece yapmış olur.
Açıkça yapılacak tartışmaların akabinde de failler için en ağır yaptırımlar tatbik edilmelidir.
Başka türlüsü için tek bir deyim kalır geriye…
Yandı gülüm keten helva…
Yorumlar75