CHP eş başkanı Beşşar Esed düştü, Özgür Özel için sayılı günler…
- GİRİŞ26.12.2024 08:53
- GÜNCELLEME27.12.2024 10:07
Yazı başlığı espri gibi duruyor olsa da aslında yakıcı bir hakikate işaret ediyor…
Evet, Suriye’deki devrim sonrasında CHP’lilerin gösterdiği tepkiler akıl alır cinsten değildi ve ne yazık ki bu parti, Beşşar Esed’in Türkiye şubesi gibiydi…
Doğrusunu isterseniz, devrimden saatler önce cumhurbaşkanını Esed’le görüşmeye davet edecek kadar basiretsiz ve siyasi öngörüden mahrum bir parti lideri ve o partinin ileri gelenleri hatta sıradan üyeleri için çok da beklenmedik değil bu tavır…
CHP ile ilgili kaç tane yazı yazdım inanın hatırlamıyorum.
Kendi ülkesine, o ülkenin değerlerine, millete, halkın hassasiyetlerine böylesine uzak ve yabancı bir parti ile ilgili yine sayısı hatırlanamayacak kadar çok yazı yazmak da bizim kaderimiz esasen…
Bu yazı da ne yazık ki onlardan birisi…
Geçenlerde, bu partide genel başkan yardımcılığı ve parti sözcülüğü gibi çok mühim bir vazife üstlenmiş bir şahıs öyle bir rezaletin altına imza attı ki, inanılır gibi değildi.
Kendi genel başkanının 1 gün sonrasını bile göremeyecek denli basiretsizliğini kamufle etmek için mi yoksa zekadan ve insaftan nasip almadığı için mi, bilemiyorum artık, “bu kadarı CHP’liler için bile fazla” dedirtecek denli rezil bir tezviratta bulundu bu özne…
Sayın Cumhurbaşkanını hedef alan bu kötücül şahsiyet kendisinin ve partisinin hal-i pür melalini göstermesi açısından hayli ibretlik.
Tüm dünyanın, Suriye meselesinde aldığı pozisyon nedeniyle adeta övgüye boğduğu Erdoğan’a yönelik yakası açılmadık iğrençlikler sergileyen bu şahsın ve partisinin asıl maksadını biliyoruz elbette.
Zira onlar, ‘Erdoğan’a yarar’ endişesiyle Türkiye’nin faydasına olabilecek her şeye karşılar ve hatta düşmanlar.
Bu hakaretname de bahsini ettiğimiz düşmanlığın tipik bir örneği idi…
Hayâsızca küfretmeye “Cumhuriyet değerleriyle inatlaştığınızda karşınıza CHP çıkar…” cümlesiyle başlamış cumhuriyetin ne anlama geldiğinden zerre kadar haberdar olmayan bu özne…
Alışmışlar tabii, ne zaman bir kötülük yahut bir iğrençlik yapacaklarsa ‘cumhuriyetin’ arkasına saklanmayı…
Cumhurun yani bu izzetli halkın 22 yıldır mütemadiyen güvenip seçtiği zata hakaret etmek için cumhuriyetin arkasına saklanmak, tam da tek parti anlayışının diktatör partisine yakışacak bir rezalet…
İnsanın; “hadi oradan ahmak herif! Cumhuriyet nerede sen nerede?!.” diyesi geliyor.
Düşünün, milyondan fazla insanı katletmiş, Sednaya diye insanlığın yüzkarası bir işkence hane üretip burada kadın, erkek, çocuk demeden on binlerce masuma işkence yapmış zalim Esed’e destek çıkabilmek için kendi ülkesine ve ülkenin cumhurbaşkanına hakaret ediyor ve hiç sıkılmadan ‘cumhuriyetin’ arkasına saklanıyor bu insanlıktan çıkmış siyasetçi müsveddeleri…
Bu denli Esed’e bağlılar ve onun devrilmesinden büyük bir üzüntü duyuyorlar.
Esed’e olan bağlılıkları nedeniyle yazı başlığında ‘eş başkan’ nitelemesi yaptım zaten.
İnanın ki, bu tespitin eksiği var, fazlası yok…
Bir sürü zırvayla birlikte şunu da söylüyor terbiyeden muaf anılan şahıs…
“FETÖ’yle birlikte yol yürüyen, işine geldiğinde bölücü terör örgütü PKK ile masaya oturan AKP iktidarıdır”
Yani gerçekten pes!
FETÖ denen ihanet şebekesinin montajladığı kasetleri anayasayı ihlal pahasına meclis kürsüsüne taşıyan, gazeteleri kapandığında kapısında ağlayarak nöbet tutan, bu aşağılık örgütün oluşturduğu networkün tam içerisinde bulunan, darbe gecesi izin alarak tankların arasından süzülüp giden, hainlerle işbirliği yaptığı ortaya çıktığında, “maskeliydiler, kim olduklarını göremedim” diyecek kadar pespaye bir yalana sarılıp hukuku manipüle eden, kendi genel başkanları ve partilileri değilmiş gibi, bu örgütle işbirliği yapmamış gibi konuşabilmek ve yetinmeyip karşısındakine saldırabilmek tam da CHP’lilere yakışan bir ikiyüzlülük ve sahtekarlık!..
Peki PKK iddiasına ne demeli?..
“Yok, artık…” demekten başka aklıma bir söz gelmiyor inanın.
Yahu son iki seçimde açık açık ittifak ettiğiniz, Kandil’in de açıkça destek verdiği hatta bu işbirliğini ‘Kent Uzlaşı’ adıyla birlikte ete kemiğe büründürdüğünüz ortaklığınızın dumanı henüz tütüyorken bu sahtekârlık da neyin nesi!
Hadi diyelim ki, Allah’tan korkmuyorsunuz, gözlerinin içine baka baka işbirliğinizi ilan ettiğiniz halktan da mı utanmıyorsunuz?!
Bu satırları yazarken aklıma, PKK ve FETÖ’nün, “yahu daha dün kapımıza gelip işbirliği yapalım diye yalvardınız, şimdi nedir bu söyledikleriniz?” diyerek bunları arayıp aramadıkları geldi.
Sonra her üçünün bu söylem üzerinde önceden mutabık kaldıklarını ve FETÖ ile PKK’nın, “bizimle iş tutun da koy arkamızdan küfredin” diyerek bu ahlaksızlığa paydaş oldukları gerçeğini hatırlayınca vaz geçtim bu soruları sormaktan.
Bahse konu zavallı açıklamanın en rezillerinden birisi de şu idi…
“Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğuya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar...”
Evet, doğruya doğru…
CHP tüm tarihi boyunca mütemadiyen insanlığın son 200 yılını cehenneme döndürmüş Batı’nın yanında durmuş, mazlumlara ve masumlara düşmanlık etmiştir.
CHP, tüm zamanlarda, kurtuluş savaşında mağlup edip geri gönderdiğimiz Batı’ya uşaklık etmekten asla çekinmemiştir.
Doğru, CHP, bu ülkenin ve bu milletin hayrına ne olmuşsa hepsinin ‘karşısına çıkmıştır!’
CHP, 200 yıldır mazlum halkları iliklerine kadar sömüren, milyonlarca insanı katleden, çevre felaketlerinin müsebbibi Batı’yı her daim bir tanrı gibi görmüş ve onun zulmüne ve katliamlarına secde etmiştir, bu doğru işte…
Terbiye yoksunu bu öznenin açık hakaretini, edebim müsaade etmediği için alıntılamayacağım.
Böyle bir terbiyesizlik ve böyle gayr-i ahlaki bir durum her yerde kaleme alınamaz, örnek bile verilemez zira…
Bu iptizale ne demek lazım diye kafa yorarken merhum üstat Sezai Karakoç’un yazdığı şu mısra geldi aklıma…
“Ulur aya karşı kirli çakallar…”
Bir terbiyesize verilebilecek en güzel cevap bu olsa gerek…
Yorumlar38