PKK, silahları mı yoksa Apo’yu mu gömecek?
- GİRİŞ06.01.2025 08:16
- GÜNCELLEME06.01.2025 08:16
Devlet Bahçeli’nin açık havada gök gürültüsü etkisi yapan çağrısı sonrasında PKK çevreleri yaşadıkları şoku atlatıp nihayet meseleyi enine boyuna ele alabilecek duruma geldi.
Kimilerinin ‘yeni çözüm süreci’ diye tanımlamaya çalıştıkları bu yeni durum, kesinlikle öncekine benzer bir mahiyet arz etmiyor zira orta yerde ‘pazarlığı’ çağrıştıracak bir gelişme yahut gelişmeler silsilesi yok.
Devlet, bundan 12 sene öncesine göre, terörle mücadelede tahminlerin çok ötesinde bir mesafe katetti ve bugün 12 yıl öncesinin şartları mevcut değil.
PKK, bırakın şehirlerden elini eteğini çekmeyi, kırsalda da yok ve hatta komşu ülkelerdeki sığındığı mağaralar da yok…
Aslında ‘çözüm süreci’ tesmiye olunan süreç öncesinde de inisiyatif devletin elindeydi lakin geçmişte devlet adına yapılan vahim hataları telafi etme adına Erdoğan’ın ‘işi tatlıya bağlama’ yaklaşımı, böyle bir süreci başlatmıştı.
Kürtlerin ‘vatandaşlık hakları’ yine bu süreç öncesinde kendilerine tevdi edilmiş ve bu ülkedeki diğer vatandaşlardan herhangi bir farkı kalmamıştı.
Süreci zehirleyen ve akabinde de bitiren PKK’nın dağ kadrosu ve siyasi ayağı oldu.
Kandil ve HDP’nin şahsında Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın deklare ettiği metni buruşturup çöpe atarlarken aynı zamanda Öcalan’ın bizzat kendisini de buruşturup çöpe atmışlardı.
Bu kararın arkasında hiç şüphesiz ABD, İsrail ve başta Almanya olmak üzere birçok Batılı ülke vardı ve bunlar, sürecin müspet bir şekilde neticelenmesi ihtimalini kendi çıkarları açısından çok tehlikeli buldukları için Türkiye içindeki ve dışındaki tüm ajanlarını bu gelişmenin manipüle edilmesinde kullandılar.
Yaşından başından utanmayan zıpçıktılar, dağlara çıkıp “Neden silah bırakıyorsunuz?” diye sorarken aslında kendilerini kullanan bu güçlere taşeronluk hizmeti veriyorlardı.
Elinde silah olan Kandil ve kendini bir lider gibi görmeye başlayan Demirtaş, bütün bu çabalar sonunda Apo’yu ellerinin tersiyle bir kenara itme cesareti gösterdiler ve sonrasındaki malum kalkışma sürecini başlattılar.
Yazı başlığında PKK’nın Apo’yu mu yoksa silahları mı gömeceği sorusunu bu yüzden sordum.
Zira 2013 yılında başlatılan ve ‘çözüm’ diye takdim edilen süreç sonunda silahları bırakma aşamasına gelen örgüt, Kandil’in ve Selahattin Demirtaş’ın ortaklaşa kararıyla silahları gömmek yerine Apo’yu İmralı’ya gömmeyi tercih etmişti.
Yeri gelmişken şu soruyu sormanın tam zamanı…
Sahi, şu sıralar, o süreçte ‘yıldızlaştırılan’ Selahattin Demirtaş nerede?
Hayır, hapishanede olduğunu elbette biliyorum.
Sorum, en basit hadiseler vuku bulduğunda bile bir şekilde sosyal medya üzerinden mesaj verebilen Demirtaş’ın neden dut yemiş bülbüle dönmüş olmasıyla alakalı…
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olabilmesi için kendini âdeta paralayan Demirtaş, üzeri çizildiği için böylesine önemli bir gelişmede esamisi bile okunamaz bir duruma düşmüştür.
Bu, hiç şüphesiz ki önceki yanlışlarının ve kendisinde keramet vehmetmesinin bedelidir!
DEM heyeti, meclis başkanından sonra MHP’yi ziyaret etti bu gelişme muvacehesinde.
Görüşmeler, bugün AK Parti ile devam edecek ve diğer partilerle nihayete erecek.
İlk izlenimler DEM’in, öncekine benzer bir hatayı tekrar etmeyeceği yönünde ama kökü dışarıda bir yapının sacayaklarından sadece birisi oldukları için, hadisenin tam olarak nereye evirileceğini öngörmek kolay değil doğrusu...
Cemil Bayık’ın başını çektiği grup, geçmişte iki kez Öcalan’ı refüze ettikleri gibi bu kez de aynı yola başvurabilir ve Apo’yu bir kere daha İmralı’ya gömebilir.
Şunu çok net bir şekilde ifade etmek gerekir ki bu ihtimal diğer ihtimalden daha zayıf değil.
Bu noktada şu soru önemli hâle gelir; DEM, böyle bir gelişme sonrasında nasıl bir tavır takınır?
Bunun cevabını da izleyip hep birlikte alacağız.
PKK’yı tarihe gömme operasyonu öyle ya da böyle, bu süreç sonrasında itmam olunacaktır.
Sayın cumhurbaşkanı önceki gün Samsun’da tam olarak böyle söyledi.
“Ya silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte toprağa gömülecekler!”
Eğer bir pazarlıktan söz edilecekse önermeler, cumhurbaşkanının bu sözündeki gibidir.
PKK açısında da bu gelişme şu sözle anlamını bulacaktır.
“Ya silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla gömülürlerken kendileriyle birlikte Apo’yu da bir kez daha İmralı’ya gömecekler!”
Diriliş Postası
Yorumlar6