Fahrettin Altun neden hep hedefte?

  • GİRİŞ13.02.2025 10:19
  • GÜNCELLEME14.02.2025 15:05

İletişim Başkanlığı kurulduğundan beri bu kurum, başkanı ve çalışanları hedefte…

Başlangıçta, bu müessesenin nasıl çalışacağı bilinmediği için bir süre izlemeye alındı.

Bu izleme süreci devam ederken kısa zaman içerisinde bilindik yöntemlerle değil de teknolojiyi ve özellikle de internet mecralarını çok iyi kullanarak hükumet düşmanı mahfillerin patlatmaya hazırlandıkları bombaların kendi ellerinde patlamasını sağladı.

 

İşte bu gerçeği kavradıkları günden bu yana mütemadiyen iletişim başkanlığını hedef almış durumdalar.

Başını CHP’nin ve besleme medyanın çektiği bu yıpratma operasyonunda sözü ne yapıp edip Fahrettin Altun’a getiriyorlar doğal olarak…

Bir hayli bilinçli ve sistematik saldırıların asıl maksadı cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte hayatımıza giren İletişim Başkanlığı’nı sürklase etmek…

Fahrettin Bey’in şahsında iletişim başkanlığına, dolayısıyla cumhurbaşkanlığına ve bu vesile ile de aslında Türkiye’ye yönelik menfur bir suikasttır mevzu bahis olan.

 

Bugün iletişim olgusunun bir ‘Milli Güvenlik’ unsuru olduğu artık su götürmez bir hakikattir.

Bu yüzden CHP ile DEM iktidara geldiklerinde iletişim başkanlığını kapatacağını açıkladılar. İsrail medyası, “Fahrettin Altun derhal durdurulmalı” derken, İngiltere’nin Reuters haber ajansı ve Yunan medyası yaptıkları analiz haberlerde Altun’u ‘istenmeyen adam’ ilan ettiler. DHKP-C açık açık hedef aldı, FETÖ ve PKK eş zamanlı olarak dijital platformlarda tehdit etti…

Hâlâ fasıla vermeden hedef almaya da devam ediyorlar…

 

Aydın Doğan’dan rol çalanlar aynı yöntemlerle Altun’a karakter suikastı denerken, LGBT lobisinden vesayetçi odaklara kadar saldırılar devam ediyor.

Gezi’den beslenen sanat camiası ise kültürel hegemonyalarını yitirdikçe çirkinleşiyorlar.

Son örnek birkaç gün öncesine ait…

 

Ayşe Barım hadisesinden söz ediyorum.

Levent Gültekin isimli gazeteci makulesine göre aslında Barım’a yapılan operasyonları Fahrettin Altun eleştiriyormuş lakin cumhurbaşkanının çevresiyle karşı karşıya gelmemek için sessiz kalıyormuş…

Kelimenin tam manasıyla kargaların bile güleceği bir iddia…

Ne yani, Altun eleştirecek ve fakat tüm medya aksini söyleyecek, öyle mi?

Sahi, hani medya Altun’un kontrolündeydi!

Peki, sosyal medya platformlarında ilk kez senkronize bir birliktelik görmedik mi?

Söylem ve eylem birliği…

Hemen herkes Ayşe Barım tekelleşmesine karşı bir direnç göstermedi mi?

Hatta fırsat bu fırsat bu kadından kurtulmanın yollarını aramadı mı?

 

Peki, yine dijital platformlardan yükselen ses, ‘geziciler sanat camiasından temizlensin, kültürel hegemonyaları son bulsun’ şeklinde değil miydi?

Fahrettin Altun’un sosyal medyayı da kontrol altında tuttuğunu iddia ettiğinize göre, bu apaçık bir çelişki olmaz mı?

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…

 

Bahse konu özne güya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesini eleştirirken Altun’u övüyormuş ve bu nedenle Altun’un tekzip etmesi gerekiyormuş…

Allah aşkına, neyin tekzibi?

Eğer bir akıl tutulması yaşanmıyorsa, yapılan apaçık bir fitne operasyonu değil midir?

Ne yani, Fahrettin Altun’un “beni övdün seni yalanlıyorum, Ayşe Barım’ın tutuklanmasında ve kamuoyu oluşturulmasında da benim payım var, kültürel hegemonyalarına son veriyoruz” demesini mi bekliyorsunuz?

Aslında gerçekleştirilen, argo tabirle “ters manyel…”

Yani sağ gösterip sol vurmak.

Daha da açıkçası, muarızlarını birbirine düşürmek çabası…

 

Gelelim bir başka konuya…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın bir isim olduğu için Fahrettin Altun’un muhalif kesimler tarafından eleştirilmesi, hedef gösterilmesi anlaşılır bir durum…

Sözgelimi, ta başından beri İngilizlerin meşhur Ruters Ajansı bu işi yapıyor.

Reuters, kendi resmi sitesinde 31 Ağustos 2022 tarihli bir değerlendirmede doğrudan Fahrettin Bey’i hedef alıyordu.

 

Tıpkı Reuters gibi İsrail medyası da doğrudan Fahrettin Bey’i hedef alan medyalar arasında…

2023 yılının Kasım ayında Times of Israel adlı internet gazetesinde yer alan bir yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı çıktığı vurgulanırken Erdoğan’ın şahsında Fahrettin Altun hedef tahtasına konuyordu.

Anılan yazıda aynen şöyle deniyordu.

“Erdoğan’ı devirmek mümkün değil ama Fahrettin Altun ve ekibi derhal durdurulmalı!”

 

Evet, bence son cümleyi defalarca okumak ve akılda tutmak gerekir.

Mesele, tam olarak Türkiye ve Türkiye’nin çıkarları.

Türkiye’ye doğrudan saldıramayanlar Erdoğan’a, Erdoğan’a doğrudan saldıramayanlar da Fahrettin Altun’a, saldırıyorlar.

Tıpkı geçmişte Hakan Fidan’a saldırdıkları gibi…

Hatırlanacağı üzere Şubat 2012 MİT kumpası hadisesinde de, bahsini ettiğimiz güç odakları, FETÖ ihanet şebekesini tetikçi olarak kullanmış, Hakan Fidan üzerinden Erdoğan’ı indirmeyi ve Türkiye kalesini düşürmeyi hedeflemişti…

Şimdi de kullanılan tabii ki aynı yöntem.

 

Türkiye’yi hedef alanların stratejisi belli.

Bunların amaçlarına hizmet edenler de belli…

Peki, ya sözde bizim mahalledekilerin teşne oldukları algı operasyonlarına ne demeli?

Cumhurbaşkanının hukukunu korumak aynı zamanda onun mesai arkadaşlarının da hukukunu korumayı gerektirmez mi?

O halde neden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı koruyormuş gibi yaparak onun hukukunu çiğniyorsunuz?

Kusura kalmayın ama yüzünüzdeki maske, yüreğinizdeki kiri gizleyemiyor…

Kendi çıkarlarınızı hem Erdoğan’ın hem de devletin üzerinde görüyorsunuz ne yazık ki...

En kötüsü de İsrail ve Yunan gazetecilerden bir farkınız kalmıyor…

Sahi, yoksa İngiliz anahtarı olma peşinde misiniz?

Yorumlar25

  • misafirR 3 hafta önce Şikayet Et
    mükemmel çok teşekkür ederim
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • İsa akbas 3 hafta önce Şikayet Et
    Ağzına sağlık hocam
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Kompataro 3 hafta önce Şikayet Et
    Yapamadığı için hedefte
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Beşir ersoy 3 hafta önce Şikayet Et
    Allah razı olsun sizlerden eline sağlık abi
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Kaan 3 hafta önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat