HDP Barajı aşar mı?
- GİRİŞ09.02.2015 07:57
- GÜNCELLEME10.02.2015 08:00
Seçim kampanyası boyunca açık oturumlarda ve değişik etkinliklerde birkaç kez karşı karşıya geldik. Sert ama düzeyli tartışmalarımız oldu. Hemen ifade etmek isterim ki Sayın Dicle, donanımlı,dürüst ve kabili hitap bir insandır.
Çözüm Süreci ve bölgede meydana gelen son olaylar ile ilgili görüş alışverişinden sonra kendisine çok net olarak şu soruyu sordum. HDP’nin seçimlere parti olarak katılma kararı kesin midir ? Bunun değişme şansı var mıdır?
Sayın Dicle bunun geri dönülemez bir karar olduğunu çok net bir şekilde ifade etti. Bunun üzerine: Bu karar ne kadar rasyoneldir ? Kürt Siyaseti bugüne kadar yüzde 6’lar düzeyinde bir oy almıştır. Çok riskli bir karar olarak görmüyor musunuz sorusunu yönelttim. Kendisi, Sayın Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oy oranına dikkat çekti ve bu seçimde HDP’nin değişik kesimlere açılım yaparak barajı aşacağını ifade etti.
Daha sonra Mardin belediye Başkanı Sayın Ahmet Türk’ün bir açıklaması basına yansıdı. Sayın Türk; bölgedeki tüm gurup ve cemaatlere açılacaklarını, adaylarını tespit ederken değişik eğilimleri dikkate alacaklarını söylüyordu.
Bölgeden aldığım haberler HDP’nin şimdiye kadar mesafeli durduğu tarikat, medreseler,cemaat ve manevi ağırlığa sahip çevreler ile temasa geçtiği yönündedir.Yine HDP’nin listelerinde Ermeni, Süryani ve Rum adayların yanında bazı şeyh ailelerin çocuklarına da yer vereceği söylenmektedir. Elbette bu kokteyle artistler, sanatçılar ve bazı marjinal grup temsilcileri de katılacaktır.
Peki bütün bu gelişmeler de dikkate alınacak olursa, HDP’nin barajı aşma ihtimali nedir?
HDP Kürt Siyasetini esas alan bir partidir. Bu nedenle doğal seçmeni Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli vatandaşlardır. Kürt Kökenli seçmenlerin genel seçmen içindeki oranının yüzde 20 seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Kürt Siyasetini önceleyen ve meseleye ‘etnik milliyetçi paradigmadan’ bakan partiler hiçbir zaman bu oranda oy toparlayamamışlardır. HDP’nin temsil ettiği siyasete evet diyen seçmen ancak bunun dörtte biri düzeyindedir. Yani HDP ve benzeri bir partinin alabileceği oy yüzde 5 düzeyindedir. Buna sol fraksiyonlardan ve sosyalist bloktan gelen yüzde bir veya iki civarında oy ilave olabilmektedir.
Ancak önümüzdeki seçimlerde başta parale yapı olmak üzere, Istanbul dükalığı,bazı sermaye ve medya patronlarının HDP’yi manipüle ederek barajı aşıyor algısı oluşturacakları da bilinmektedir.
Peki HDP neden Kürtlerin hiç olmazsa yarısının oyunu alamamaktadır?
Bunun iki nedeni vardır:
İdeolojik tercihi ve taraftarlarının şiddet eğilimi,nobranlığı,acımasızlığı…
Kürtlerin büyük bir kısmı muhafazakar ve dindardır. Savaş değil, barıştan yanadırlar. Türkiye’nin bütünlüğü içinde özgür ve eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşamak istemektedirler. Daha dün Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde açılan bir sergide zincirlere bağlanmış çarşaflı kadınlar ile şov yapan ve ‘işte İslam size bu köleliği getirdi’ diyebilen bir anlayışı desteklemeleri mümkün değildir.
Kürtler’in üçte ikisi bölge dışındaki metropollerde yaşamaktadırlar. Istanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Bursa, Kocaeli başta olmak üzere birçok ilimizde ciddi bir Kürt nüfus yaşamaktadır. HDP bölgede alabileceği maksimum oya zaten ulaşmış durumdadır. Barajı aşabilmesinin tek yolu bölge dışında yaşayan Kürtlerin de desteğini kazanmasıdır. Bu da kendisinden çok diğer partilerin ve özellikle Ak Parti’nin aday tesbitinde takip edeceği stratejiye bağlıdır.
Muhafazakar Kürt seçmeni ciddi oranda Ak Partiye destek vermektedir. Eğer Ak Parti Kürtlerin yoğun biçimde yaşadığı metropollerde HDP’ye yönelme ihtimali olan seçmeni yanında tutmayı başarabilirse HDP’nin baraj aşma şansı çok düşüktür. Çünkü Güneydoğuda oylarını ne kadar arttırırsa arttırsın matamatiksel olarak bu, barajı aşmasına yetmiyecektir.
Ak Parti Kürtlerin yoğun biçimde yaşadığı metropollerde, Kürt sorununu bilen, çözüm sürecine inanmış, toplumsal karşılığı olan, halkla birebir temas kurabilecek, değerleri ile barışık adaylar gösterirse HDP’nin bırakın barajı geçmesi yüzde sekizlere bile ulaşması mümkün olmayacaktır.
Ömer Vehbi Hatipoğlu /Haber7
Yorumlar33