Tabu olarak karşımıza dikilen çağdışı dayatmaların bir kenara bırakılması ve aslına dönen kurumlar ülkeyi ne kadar da rahatlatmış. Etkisi ve çerçevesi ayarlanamayarak yapılan bir yığın gereksiz açıklamayı günlerce tartıştığımız olmuştu. Birbirimize hayatı zindan etmek için yok yere koyduğumuz 'kamusal kurallar manzumeleri' vardı bir taraftan... Bugün esamesi okunmuyor artık. Yerinde söylenmesi gereken söz ne kadar önemliyse, yerini ve zamanını bildiğinde hakikaten sûkut altınmış. Geçmişin ortamı geren konuşmalarına inat, bugün söylenmeyip tutulanlar fayda veriyor ülkeye... Dünün 'kudretli'lerine inat bugün gerçek gücünü bulan kurumlar hizmet ediyor millete... Gücün kanunu yerine, kanunun gücüne döndü denklem.

Mesela yargı mensuplarının sözleri manşet olmadı dün gecenin sabahında gazetelerde... Askerlerin geçmişteki gibi protestoları olmadı haber konusu yapılacak. Bununla birlikte bir zamanların kürsü işgalcisi üniversite cenahı zamanın hızına bakınca uzun sayılacak bir süredir kabuğuna çekilmiş durumda... Gündemden rol çalan uyanık sendikacılar boy gösteremiyor eskisi gibi... Medyanın kılçıklı, çanakçı muhabirleri kulisleri karıştırıp durmuyor bir taraftan...

Bugün artık bazı kurumlar, 'her şeye karşı çıkacak gücümüz, her söze söyleyecek sözümüz var' deyip halkın tercihi olan siyaset kurumuna baskı ve dayatmalar içeren kafa tutan demeçleri ardı ardına sıralama cesaretini kendinde bulamıyorlar. Asli vazifelerini bir kenara bırakıp siyasilere laf yetiştirme telaşına düşülmüyor hiç yoktan... Gizli ittifaklar çoktan dağıldı. Taşeron mutfaklarda pişirilen zehir zemberek gündemler sunulamıyor kamuoyunun meşguliyetine...

Siyasetçilerimiz ve bakanlarımızdan çok yargı mensuplarımız meşhurdu bir dönem. 'Ne çok yargı mensubu adlarını ezberletmiş bizlere' diyorum yüzleri tek tek gözümün önünden geçerken... Yargının 'onursalları'nın zorunlu olarak sahneden çekilmesinden beri etraf pek bir sakin... Sahi bir de milletin başından bir türlü savamadığı YARSAV vardı. Ne çok krizlerle karşı karşıya kalmıştık. Kapatmaydı, 367'ydi, kamusaldı, yasaklardı vs, vs... Siyasi ve askeri cenahları da arkasına alıp gün aşırı erkler çarpışmasını, kuvvetlerin kapışmasını yaşıyorduk yok yere... Kendisini bir zamanlar siyaset üstü görenler, kırmızı hattan yaptırdıkları rezervasyonlarla haber daireleri üzerinden artık evlerimize gün aşırı konuk olmuyor. Güçlerimiz birleştirmek bir yana, enerji kaybımız tavan yaptırılıyordu. O da geçti çok şükür...

Geçmişin popüler ve gündemdeki kurumlarının suskunluğu bugün o koltukları dolduranların eksikliğinden mi dersiniz!? Kesinlikle hayır... Geçmişin 'kudretli'lerinin mahallenin çavuşu eda ve endamıyla herşeyi kendilerine vazife bilmesindendi o kadar. Bugün diğer kurumlarda olduğu gibi ordu da, yargı da, üniversite de kendi asli görevlerine dönmenin rahatlığını yaşıyor hepsi bu. Birilerinin korkuttuğu gibi ne cumhuriyet gitti elden, ne laiklik... Ne de korku olarak pompalanan şeyler geldi. Herşey yerli yerinde duruyor. Sadece bazı kurumların durmaları gereken nokta olan bir adım geriye çekilmesiyle, siyaseti kilitleme dönemi bitti. Bugün küresel güçlerin teşkilat yapılarıyla kıyaslayınca dünden daha iyi bir yerdeyiz, yarın daha iyi bir yerde olacağız. Bundan emin olabilirsiniz.

Tüm bu kazanımları mıh gibi perçinleyecek bir aşama daha var ki, o da yeni toplumsal mutabakat metni olacak Anayasa... Bakalım bazı siyasi partiler seçim meydanlarında millete verdikleri sözlerini hatırlayıp ipe un sermeyi bırakacak mı? Öyle ya yıllardır konuşulan bu meselenin de gündemden düşmesinin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile...

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli