Farkında olmadığımız kandiller!

  • GİRİŞ23.06.2013 10:03
  • GÜNCELLEME23.06.2013 12:45

İlk tepkiden anladığım kadarıyla her iki yarışmacının da konuyla uzaktan yakından ilgisi yoktu.

30-35'li yaşlarda olan biri kadın diğeri erkek iki yarışmacı karşılıklı beyin fırtınası yürütmeye başladılar. Kadın olan yarışmacı bu konuda hiç bir bilgisi olmadığını sadece 14 yaşında gittiği camide duymuş olabileceğini o günden bugüne bir daha bu konu hakkında hiç bir şey duymadığını söylüyordu.

Dürüst olacağını söyleyen yarışmacı, babasının kendisine çok kızacağını da itiraf ediyordu. Diğer yarışmacı da annesinin bu soruyu bilemediği için kendisine darılabileceğini belirtiyordu.

Yarışmacılar kendi aralarında konuyla ilgili bir şeyler hatırlamaya çalışırken bir taraftan da stüdyoya getirdikleri destekçileri, yarışmanın formatına göre yarışanların bir grup arkadaşı da stüdyoda destek için bulunuyor, bilemedikleri bu kolay soru için yarışmacıların düştükleri duruma içten içe gülüyorlardı.

Uzunca bir süre soruyu bilebilmek için kıvranan ve birbirlerinden bir bilgi kırıntısı bekleyen yarışmacılar, sonunda cevap olarak 'sema' demeye karar verdiler.

Sunucu Tamer Karadağlı'nın yönelttiği soruya 'Miraç' cevabını veremeyen yarışmacılar, doğal olarak aslında çokta zor olmayan soruyu bilemememin mahcubiyetini yaşadılar.

Nereye geleceğim;

Ekranda yaşanan bu durumu kimseyi ayıplamak için anlatmadım. Herkes her şeyi bilecek diye bir şey yok. Ama her iki yarışmacının da milletimizin büyük çoğunluğunun değer verdiği bir konudan uzaktan yakından bilgi sahibi olmamasına şaşırdım haliyle. Bu bizim en azından birbirimizi ne kadar tanıdığımızın ve birbirimize ne kadar ilgili olduğumuzun bir resmidir aslında. Farkında olmak... Yaşamıyorsak bile bir genel kültür bilgisi olarak önemsemek... Sonuçta bu ülkede yaşayan insanların en az 50 milyonu her yıl bu geceyi bir yönüyle idrak ediyor. Senede bir defa bu konunun mutlaka bahsi geçiyor, en azından televizyonlarımızda haber konusu ediliyor.

Peki bu ilgisizlik niye?

Etrafımızda dönen bir dünya var ve biz hiç bir suretle merak etmiyoruz. Çevremizde olup bitenleri öğrenmeye duyarsızlığımız bir yana, dünya görüşümüze uzak olana mesafeli ve tavırlı duruşumuz bizi her biri bir değer aynı zamanda zenginlik olan güzelliklerden mahrum bırakıyor. Kimi dini inançlarımızdan, kimi kültürel değerlerimizden olan bu 'kutsal'larımızı en azından etrafımızda neler olup bitiyor meraklılığıyla öğrensek kendi küçük mahallemizde daha yaşanılası bir dünya kurmak için yeter de artar bile... Yeter ki en yakınımızdakilerden bihaber yaşamayı kafaya koymayalım. Birbirimize değer verelim, birbirimizin değerini bilelim.

Her birimiz bu dünyada bir kandiliz. Umarım bilmeden geçip giden ve bir gün bu dünyadaki ışığı sönecek olan kandillerin daha çok şey kaybetmeden kıymetini anlarız.

İnananlar için af kapılarının sonuna kadar açıldığı Berat Kandilimiz bağışlanma kapımız olsun. Buyrun, gecelerimizi aydınlatacak, bizi çepeçevre kuşatacak kandillerin ışığını farketmeye!

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat