'Çürük elmalar' dökülüyor!

  • GİRİŞ27.12.2013 09:32
  • GÜNCELLEME27.12.2013 19:54

Bir türlü kökleri sökülüp atılamayan devlet içindeki derin yapı bu son ihanet hamlesini fırsat bilerek harekete geçti. Olağanüstü hallerle ülke karanlık bir tünele sokulmaya çalışılıyor. Anlaşılıyor ki bir kez daha tarihi bir dönemeçte sınavdayız. Aktörler üç aşağı beş yukarı yine aynı... Direncin düştüğü her fırsatta milleti ve iradesini hedef alan karanlık yapı, bu kez daha olağanüstü işler çevirme peşinde... Kayıpların en aza indirilmesi ne ölçüde direnç gösterileceğine bağlı... 

Ardı ardına gelecek seçimlerden önce zorlu bir kış geçireceğimiz bir gerçek. Yolculuk çetin mi çetin... Hava puslu mu puslu...

Ortalığı toza dumana çeviren olağanüstü bir fırtınanın ilk işaretleri geliyor.

Durum azıcık olumsuza dönünce iyi günde bile bulunduğu yerin hakkını veremeyenler gemi biraz sallanmaya başlayınca gemiyi terketmeye başladılar. Önemli olan zor günde orada olabilmekti. Yine yapamadılar.

Batı'dan yurdumuza giren ilk sam rüzgarında yolları ayırmayı seçenlere, köylü Mehmet Amca'nın yorumu hayli ilginç; "Daldaki çürik almalar düşiii!"

Geçmişte "Benim oyum onun oyuyla eşit mi olacak" diye ciyaklayan anlayışın hakir gördüğü hayat tecrübesinin tabiatı okuması bu...

Hakikat de aynen öyle;

Sadece eşyanın tabiatı gereği daldaki içine kurt düşen meyveler ağacın dibine dökülmeye başladı. Ağacın sağlam köklerinin tutunduğu zorlu yamaçtan aşağıya düşen çürük meyveler kimi yakına, kimi çok uzaklara savruluyor. Yere düşerken iyice paralanıyorlar. Dökülenler bu ağaçtan birer parça olmalarına rağmen artık tanınmaz haldeler...

Dallarda duran sağlam mahsülü bir an önce korumaya almak şart. Bahçivan bahçesindeki diğer meyvelere zarar gelmemesi için mesaiye çoktan koyulmuş bile... Bu, "Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık" sözünün icraata döküldüğü lisan-ı hal dili aslında... Usta eller bağ deriyor anlayacağınız.

Gelelim bundan sonra olacaklara:

Böyle olağanüstü durumları hiç sevemedim. Bu tür zamanların müşterilerini de sevmem. Satışları ani ve hızlı olur. İstikrarlı devam eden herşey kıymetlidir benim için... Eldekinin kıymetini çok iyi bilen bir derviş tevekkülüyle rutine de azami saygım vardır. Bugün bu kazanımlara sahip çıkmak en büyük amaç olmalı...

Zorlu yol şartlarına gelince: Virajda sağa sola savrulmamak için sıkı sıkıya tutunmak şart... Örnekleri görüldüğü gibi tepetaklak olmak an meselesi. Yeniden binememe pahasına trenden inmeler sayılı da olsa sürecek gibi. Zor zamanda omuzların kardeşlik ve vefa çamuruyla sıvanıp birbirine kenetlendiği kale gibi dikilen gövdelerde hiç bir sıkıntı yok.

Daha zorlu bir aşamanın eşiğindeyiz. Bu işin bir sonraki aşaması Gezi olayları benzeri olaylarla sokakları terörize etme ve sansasyonel eylemleri tetiklemek... Gelişmeler, 'yeni Türkiye'nin İstiklal Mücadelesi'nde topyekun mücadeleyi kaçınılmaz kılacak.

Türkiye'yi ve millet iradesini hedef seçen bu hain saldırıya karşı en güzel cevabın verilmesi için sandık bir kez daha fırsat olacak. Bu zorlu süreçte doğru yerde, dik duran kazanacak. Zaman gelişmelere kayıtsız kalınabilecek bir gün değil artık...

17 Aralık'taki operasyon sonrası yaşanan son 'yargı darbesi' ile ilgili Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, "BAŞBAKANA KELEPÇE TAKMADAN RAHAT ETMEYECEĞİZ" ŞEKLİNDE EDİLMİŞ BİR YEMİN VAR" diyor. Tarihinde hainliklere pek çok yiğidini veren bu milletin artık bu ihanet çetesine vereceği bir yiğit kalmadı. Bu milletin buna tahammül edebileceğine ihtimal dahi vermiyorum. Öyle anlaşılıyor ki bu kez Erdoğan'ı sonuna kadar savunmak zorlu sınavın tek hedefi olacak.

El mi yaman, millet mi yaman hep birlikte göreceğiz...

 

Cahit Zarifoğlu'nun şu dörtlüğü bugünü nasılda özetliyor değil mi;

Hep kaçarmış şehirlerin

Demir dağlarına

Uyuyunca toprak beşiğimde

Sahipsiz kalan

Ellerimden kayan aydınlık günlerim.


Osman Ateşli - Haber7

osman.atesli@haber7.com

@oatesli

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat