Erdoğan sadece yerin üstündekilerin duasını almıyor
- GİRİŞ05.05.2014 09:30
- GÜNCELLEME05.05.2014 11:22
Bu konuda ortada oldukça çarpıcı bilgiler var;
Ak Parti iktidarının göreve geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne, tarihi eserleri korumak ve yeniden canlandırmak adına çok önemli adımlar atıldı. 1998-2002 yılları arasında sadece 46 eser restore edilmişken, 2002-2014 yılları arasında yaklaşık 5 bin eserin restorasyonu ve tadilatı tamamlandı. Eserlerin restore edilmesi için bugüne kadar yeni parayla yaklaşık 5 milyar TL harcandı.
Ülkemizin yaklaşık 20 bin civarında kayıtlı kültür varlığı bulunduğunu düşünürsek neredeyse bunların 4'te biri Ak Parti iktidarı döneminde elden geçirildi...
Tarihi eserleri yeniden inşaa ve imar çalışması kolay iş değil... Hummalı çalışmalar gerektiriyor. Medeniyetimize ait en değerli varlıklarımız kaybolup gitmesin diye yapılıyor bütün bu çalışmalar... Eserler birer birer yeniden onarılıyor. Her biri bir estetik ve zarafet şaheseri olan eserlerimiz uzun araştırma ve çalışmalar sonucunda yeniden ortaya çıkarılıyor. Gelecek nesillere de ulaşsın diye koruma altına alınıyor. Her biri ince ince yeniden işleniyor. İlk günkü ihtişamlarıyla usta ellerde yeniden hayat buluyor.
Birinin restorasyonu tamamlanıyor yenisi başlıyor.
Ecdad'ın şu fani dünyada amel defterlerimiz kapanmasın arzusuyla geleceğe bıraktığı onlarca cami, türbe, aşevi, han, hamam, köprü, çeşme...vs tüm imkanlar seferber edilerek yüzyıllara meydan okuyacak hale getiriliyor.
Yılların yıkımıyla tam ifadesiyle harabeye dönen nadide eserler yeniden şenleniyor ve her biri birer cazibe merkezine dönüşüyor. Bütün bunlar milletin tarihi değerleri kaybolup gitmesin diye yapılıyor. Hedef kayıtlı tüm tarihi mirası elde geçirmek ve kültür varlığımızı ilk günkü ihtişamıyla yeniden ortaya çıkarmak.
Son yıllarda yolumuzun düştüğü tüm şehirlerde manzara bu;
Erzurum'da, Mardin'de, Hatay'da, Trabzon'da, Tokat'ta Samsun'da Kastamonu'da, Kütahya'da, Konya'da, Antalya'da, Amasya'da, Malatya'da Eskişehir'de, Edirne'de, Çanakkale'de... Daha adını sayamadığım pek çok ilde...
Kültür başkentimiz İstanbul'da da aynı şekilde... Geçmişte çoğu kaderine terk edilmiş yüzlerce tarihi eser bu özverili çalışmalar neticesinde ayağa kaldırılmış durumda... İstanbul, restorasyon ve onarım konusunda hükümetin en çok yatırımı yaptığı il olarak başı çekiyor.
Selatin camilerinden tarihin eşsiz miraslarına kadar elden geçirilmeyen eser bırakılmadı. Süleymaniye'den Yavuz Selim'e, Ayasofya'dan Eyüp Sultan'a kadar... Geçmişte kapılarını sadece paslı kilitlerin beklediği eserler bugün ziyaretçi akınına uğruyor.
Hafta sonu seyahat imkanı bulduğum Bursa'da da durum farklı değil...
Şehirdeki kültürel değişimi anlatmak için şu örnek yeterli sanırım:
2006 yılında Osmanlı'nın kuruluş döneminin en önemli eserlerini barındıran Bursa'ya gittiğimde Ulucami ve bir kaç küçük cami ve türbe restorasyondaydı.
2011 yılındaki Bursa ziyaretimde Yeşil Cami, Yeşil Türbe ile Emir Sultan Türbesi ve camii restorasyona alınmıştı. Türbeleriyle camileriyle ve çevre düzenlemeleriyle elden geçiriliyordu. Bugün bunlarla beraber daha pek çok irili ufaklı tarihi eser yenilenmiş durumda...
Bu seyahatimizde Muradiye Külliyesi, Yıldırım Beyazıt Camii, Yıldırım Beyazıt Türbesi'nin restorasyona alındığına şahit olduk. Tophane semtindeki Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin türbelerininde de çevre düzenlemesi devam ediyor. Bu nadide eseler de çok yakın bir zamanda yeniden ziyaretçilerine ağırlamaya başlayacak.
Diyeceğimiz o ki; tarihi mirası bırakanlar kadar tarihine sahip çıkanlar da takdir edilmeyi fazlasıyla hakediyor.
Bu tablodan duyduğum memnuniyeti arkadaşımın kulağına fısıldadığım, "Tayyip Erdoğan sadece yerin üstündekilerin duasını almıyor" sözü özetliyor diye düşünüyorum.
Asırlardır insanlığa, Müslümanlara hizmet eden ve her biri birer ibadet merkezi olan eserleri bırakanlar kim bilir bu durumdan ne kadar hoşnuttur.
5-11 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak olan Vakıf Haftası'nda tarihe sahip çıkanlar da bu vesileyle anılsın istedim...
Fatih'in emaneti Ayasofya'nın duası kime nasip olacak?
Son günlerde tek parti döneminde müzeye çevirilen Ayasofya'nın durumu sık sık gündeme geliyor... Bu tarihi mabedin yeniden ibadete açılması konuşuluyor.
Halkın beklentileri bu konuda malum...
Bu beklentilere rağmen hariçten gazel okuyanlar da cabası...
17 Aralık sonrası Ak Parti'den istifa eden Burdur milletvekili Hilmi Yıldırım, zamanlaması manidar bir şekilde Meclis Başkanlığı'na bir kanun teklifi verdi.
Fener Rum Patriği Bartholomeos'un Mart ayı başında sarfettiği 'Ayasofya yeniden camiye çevirilirse Hıristiyan dünyasının bu karara karşı tek vücut olacağı'na dair tehdit dolu mesajı da henüz unutulmuş değil...
Türkiye her konuda olduğu gibi bu konuda da kendi göbeğini kendi kesebilecek bir ülke olduğunu hatırlatmakta fayda var. Ayasofya konusunda da bu değişmeyecektir.
Bu milletin tanıdığı, bildiği Tayyip Erdoğan, bu eseri bu millete emanet bırakan Fatih Sultan Mehmet Han'ın bedduasını alanlara inat duasına mazhar olmayı şu dünyadaki her şeyden çok arzu eder...
Bakalım zaman bize o günleri de gösterecek mi?
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Yorumlar1