Çalışmalar ve tartışmalar adı kulislerde dolaşan 3 aday üzerinden devam ediyor. Önümüzde artık seçim gündemli sıcak bir 45 gün var.

Muhalefetin adaylarını yorumlayarak başlayalım;

Muhalefetin çantadan tavşan çıkartır bir eda ile bulduğu 'çatı adayı' Ekmeleddin İhsanoğlu, siyasette yeni olmasına rağmen ortama hızlı ayak uydurmuş görünüyor.

PR'ını muhalefet partilerinin kollarına bırakarak kendisini göstermelik de olsa partiler üstü lanse etmek suretiyle yeni yoluna çoktan çıktı. Davranışları ve söylemleri de geçmişte olduğu kadar politik...

Anlaşılan o ki CHP'nin 'sağ'dan 'sol'ladığı adayı olmanın, ki bu her türlü normal trafikte hatadır, bir duruşu, bir bedeli var.

Köşk yoluna Anıtkabir ve Hacıbektaş'tan çıkacak olmasına kadar her hareketi hedeflendiği seçmenin oyuna endeksli ağır mesajlar yüklü... İhsanoğlu işi her yönüyle, "ben tam da sizin aradığınız adayım" demeye getiriyor.

Ne alaka denilecek bir zamanlamayla birilerinin dikkatlerini çekmek istercesine Atatürk ve laiklikten dem vurması mı...

Çatı adaylığının şen ortağı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmenin çıkışında, ev sahibinin tabanının hiç hoşuna gitmeyecek şekilde başörtüsü ile ilgili düşüncelerini merak eden basın mensuplarına "başörtüsünün gelenekten geldiği"ni söylemesi mi...

Sadece Ak Partililerin değil Ak Parti dışındaki muhafazakar seçmenin de "ne diyor bu adam yahu" dediğini duyar gibi olduk.

Son çıkışları ile eski Türkiye'nin dilini hatırlattı herkese...

Sol seçmene yaranabilmek adına sağ seçmeni kızdıracak büyük bir pot! CHP tabanına yaranabilmek uğruna mıdır bütün bunlar yoruma açık... Ama oy kaybettirecek hareketler olduğu kesin...

Kişileri itibarsızlaştırmaya yönelik söylemlere karşıyız ancak toplumumuzun inanç değerlerini itibarsızlaştırmaya yönelik söylemlere savunduğumuz değerler adına kayıtsız kalamayız, kalmayacağız.

Örtünmenin inancın bir gereği olduğunu ve Kur'an'da da ifade edildiği üzere Yaradan'ın bir emri olduğunu ifade edememek tam da İhsanoğlu'nun PR'ını yapanların paralel söylemi...

Skandal ama şaşırtıcı değil.

Mısır'da millet iradesine karşı yapılan darbeye bir türlü darbe diyemeyen, Arap dünyasının efendileri ile darbeci Sisi'yi bile kucaklayabilen, mazlumların hamiliği yerine kralların sırtını sıvazlamasına tercih edebilen bir duruşu düşününce şaşırmıyoruz.

10 Ağustos'ta rengini belli edecek olan milletin not defterinde de tüm bunların elbette bir karşılığı olacak.

Kampanya sürecine dönecek olursak;

İhsanoğlu, seçim kampanyasına ilk kez 2009 yılında davet üzerine gittiği memleketi Yozgat'tan başlayacakmış.

2002 yılından beri Ak Parti'ye oy verdiğini tahmin ettiğimiz bir aday olduğunu düşünürsek Ak Parti'yi başarıya ulaştıran taktiklerini meydanlara yansıtmaya çalışacaktır.

Yine de taklitlerden sakınmakta fayda var.

AK PARTİ'NİN ADAYI YÜZDE 99 BAŞBAKAN

Ak Parti'den gelen son demeçlerden anlaşıldığına göre iktidarın adayı da yüzde 99 Başbakan Erdoğan olacak...

Başbakan Erdoğan, sivil toplum ve ekonomi çevrelerinin ardından Meclis'te grubu bulunmayan partilere gitti. Üstü kapalı adaylığını hissettirdi ama destek talebinde bulunmadı.

Temaslarına önümüzdeki günlerde de devam edecek. Parti dışında ve parti içindeki temasları tüm hızıyla sürüyor. Öyle anlaşılıyor ki adaylık öncesi son görüşmesini yapacağı Cumhurbaşkanı Gül'e kadar bu istişareleri sürecek.

Kendi adıma söyleyeyim; adaylığı konusunda da partisini ve başbakanlığı kime bırakacağı konusunda da büyük bir sürpriz beklemiyorum. Aklın yolu ölçüsünde bir tercihte bulunacağını düşünüyorum. Bakalım sonuna kadar açmaya çalıştığımız algılarımız bizi ne kadar yanıltacak.

HDP'nin Köşk adayı olacak gibi duran Selahattin Demirtaş'a gelince; Demirtaş'ın ağırlıklı olarak BDP'ye oy veren Kürt seçmenin oylarına talip olacağı anlaşılıyor. HDP, bu oyları elde tutarak süreci menfaatçi bir yaklaşımla yürütmek hedefinde görünüyor.

Seçim ikinci tura kalırsa farklı hesaplar ortaya çıkabilir. Duruşlar değişebilir.

İLK ANKETLER NE DİYOR?

Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk anketler de medyada yer almaya başladı. Başbakan Erdoğan, CHP- MHP ağırlıklı partilerin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş ismine yer verilen anketlerden çarpıcı rakamlar ortaya çıkıyor. Kulislerde adı geçen üç aday üzerinden yapılan anketlerde Başbakan açık ara favori görünüyor.

Anket sonuçlarını özetle hatırlatalım:

Sonar araştırma şirketinin Köşk anketine göre ise Erdoğan seçimleri ilk turda kazanıyor.

Kararsızlar orantısal olarak dağıtıldığında Erdoğan yüzde 52.6, İhsanoğlu 40.3 oy alıyor. HDP'nin adayı yüzde 7 civarında oy alabiliyor.

Dün yayınlanan Genar ve MAK danışmanlığın anketlerinde de sonuç değişmiyor.

Genar'ın yaptığı araştırmada "Cumhurbaşkanı seçiminde aday olmaları durumunda hangisine oy verirsiniz?" yönündeki soruya Erdoğan diyenlerin oranı yüzde 55.2, İhsanoğlu diyenlerin oranı yüzde 35.8, HDP Eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş diyenlerin oranıysa yüzde 9 çıkıyor.

MAK danışmanlığın anketi de Genar'dan çok farklı değil... Başbakan Erdoğan yüzde 56, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 34, Selahattin Demirtaş yüzde 9.5...

Siyasette anketlerin önemsenmeye başlandığı son 20 yılda manipülasyon amacı taşımayan anketlerin çok fazla yanıldığı vaki değil...

Bu sefer de öyle olacağı kanaatindeyim.

ERDOĞAN İÇİN KÖŞK'E ÇIKMAK SORUMLULUKTUR!

Köşk'e çıkınca kimin daha çok millet menfaatine çalışacağına gelince;

Ak Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın Başbakan Erdoğan'ın Köşk adaylığı ile ilgili kayda geçesi bir yaklaşımı oldu.

"Başbakan'ın aday olmayabileceği ya da "çok çalıştı, hakkıdır" tespitleri tarihi süreci ve değişimi okuyamayanlardır. Hak değil sorumluluktur!"

Başbakan Erdoğan'ın da herşeyi göze alarak tam da bu sebeple millete verdiği sözler adına kendisini Köşk'e çıkmak mecburiyetinde hissettiğini düşünenlerdenim.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun hangi sorumluluk ve zorunluluk uğruna o koltuğu istediğini yorumlamayı ise size bırakıyorum.

Buyrun yorumlar sizde...

 

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli