İşte şimdi Alamanya gibi olduk!

  • GİRİŞ26.07.2014 11:27
  • GÜNCELLEME28.07.2014 09:27

Ankara ile İstanbul arasını 3.5 saate indiren Yüksek Hızlı Tren Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla ilk seferine çıktı. Yılların hayali gerçek olurken, cumhuriyetimizin başkenti Ankara ile Osmanlı'nın başkenti İstanbul daha bir yakınlaşmış oldu.

Başbakan Erdoğan'ın açılıştaki, "Avrupa kentlerine bakıp oradaki hızlı trenlere hayranlık duyulan" yıllar cümlesi bu hayali kuranların duygularına tercüman olur gibiydi.

"Hayal edip, hayallerini gerçeğe dönüştüren bir ülke" olmanın ne olduğunu bizzat icraata dönüştürerek gösterirken...

Yıllarca özendik, hayal etmekle yetindik.

Bugün ertelenen hayallerin birer birer gerçeğe dönüştüğüne şahitlik ediyoruz.

YHT, herşeyi fazlasıyla hakeden milletimize ve bu cennet vatanımıza hayırlı olsun. Emeği geçenlerden Rabbim razı olsun.

Gelelim Alamanya'ya...

Dünkü tarihi anları izlerken henüz ortaokula yeni başladığım yıllara sürükledi hatıralarım beni... Hayran hayran dinlediğimiz Cemal Abimizin Almanya güzellemelerini tebessüm ederek zihnimde yad ettim...

Başbakan'ın "Helga, Hans bu konforu yaşıyorsa benim milletim niye yaşamasın" sözlerini dublaj yaptım hafızamdan geçen görüntülerin üstüne...

Köyümüzden Almanya'da uzun yıllar kalmış belki de tek kişiydi Cemal Abi... 'Alamanya' furyasının başladığı yıllarda gitmişti gurbet ele... Bir tahta bavulla çıkmıştı o da gurbetin yollarına... Bir maceranın peşinde, katar katar yollara düşen kara trene doluşanlardan biri olmuştu.

Memlekete her tatile gelişinde ballandıra ballandıra anlatırdı orada gördüklerini uzun dükkan sohbetlerinde... Yazlık beyaz fileli kasketini geniş camlı colormatik gözlüğünün üzerine iyice indirir başlardı anlatmaya... İkide bir sönen piposunu karıştırırken duraklardı sadece... Türkiye'nin, değil hızlısını, konforlu trenlerin bile hayalini kuramadığı yıllardı. Mahalleli can yoldaşı Musa Ağabey de ağzına düşecekmiş gibi pür dikkat dinlerdi anlattıklarını...

Almanya'da yüzlerce kilometre ötedeki şehirlerin, son sürat yol alan hızlı trenlerle nasıl yakın olduğunu 'gavur'un hakkını vererek aktarırdı. Bir gazete okumalık sürede rahat konforlu yolculuğun keyfini sürmenin hazzını yaşayan biri olarak. Yolların hemen üstünde salınan hiç bir yere temas etmeden havada uçarcasına giden trenleri bize anlatır dururdu. Şehirleri birbirine mesafe tanımaksızın bağlayan raylı sistemleri... Araçların kaymak gibi ilerlediği geniş otoyollarını...

Hayaller Alamanya'nın kıvrılan raylarına yollarına uzanırken, seneler 90'lı yılların başıydı... Klimalı otobüslerin bile lüks sayıldığı o yıllarda İstanbul'dan yüzlerce kilometre ötedeki memleketimize ulaşmak için ne çileler çektiğimizi düşünür hayıflanırdık.

Cemal Abi, Türkiye'ye kesin dönüş yapalı yıllar oldu. Türkiye'ye dönüş yaptığı gün Avrupa'da yaşamanın dayanılmaz bir hal aldığını anlatarak başlamıştı sözlerine... Gavur ellerinden dert yanmıştı. Artık epeydir Türkiye'de... Torunlarını kendi ülkesinde büyütüyor.  Bugün ulaşımdan sağlığa, teknolojiden şehirleşmeye her alanda Türkiye'nin son sürat ilerleyişi sürerken artık öz vatanından da torunlarına anlatacağı çok şey var.

Eminim ki dünü ve bugünü, orayı ve burayı iyi bilen bir göz olarak dönüşümü en iyi onlar anlıyordur...

Bugün artık Türkiye geçmişte ıskaladıklarının telafisi yolunda büyük adımlar atıyor. Türkiye'nin gururu olan projeler birer birer hizmete sunuluyor. Örneğin Türkiye yüksek hızlı treni olan bir kaç ülkeden biri durumunda artık... Geleceği yakalamak adına yapıyor bütün bunları... Almanya'nın belki de 50 yıl önce yaptıklarını, yarınları inşaa edenler bu millete karşı kendi boyunlarına borç sayarak yapıyorlar. Geçmiştekilerin bakiye bıraktığı veballeri de omuzlayarak.

Peki, milletin ve ülkenin menfaatine yapılan hizmetleri karalamaya, takoz koymaya çalışanlara ne demeli?

Bu önemli günde bile bu tarihi proje nasıl fiyasko ile gölgelenir de ben de bundan nasıl nemalanırım, iktidara nasıl çakarım diye pusuda bekleyenler var.

İsyan etmemek mümkün değil.

Yaşanan küçük aksiliği, sabotaj olması muhtemel, kısa arızayı bile köpürte köpürte veren acizlere ne söylense az..

Flaş, flaş, flaş... Son dakika geçelim hemen: Tren durdu! Arıza yaptı!

O trenin durması kimi niye bu kadar mutlu eder?

Adamlar tren arıza yaptı diye bayram ediyor.

Arızalı kafa... Başka bir şey değil.

O trenin 'Tayyip'in değil milletin treni olduğunu bilmiyorsan ben ne diyeyim sana...

Yeter ki muhalif olduğu iktidar bu ülkede taş taş üstüne koymasın.

Tek kelimeyle vatan hainliği, millet düşmanlığı.

Maalesef anlayış bu... 

Bir hayalin ardında yılların heba olmasına yanan biri olarak, bu çirkinliği milletim adına cevapsız bırakmayacağım:

Hiç kusura bakmayın. Bu millet sizi çok iyi tanıyor. Ülkenin menfaatini, prestijini daha da önemlisi onurunu hiçe sayanlara kimsenin eyvallahı yok artık... Millet uyandı artık. Kimin gerçekten bu ülkeye hizmet ettiğini, kimin köstek olmayı seçtiğini çok çok iyi biliyor.

Bu arızalı kafalara en güzel cevabı Üstad Cemil Meriç vermiş geçmişte:

"Yürümesini bile bilmeyenler, koşanlara ancak kızarlar."

Bu ülke artık yürümeyi de iyi biliyor, koşmayı da...

Bugün de durmaksızın geleceğe yürüyor. Geride kalanlar düşünsün. Bilirler ne toplayacaklarını...

Hepinize şimdiden hayırlı bayramlar.

Osman AteşliHaber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat