IŞİD gerçeği: Müslüman mı?
- GİRİŞ12.09.2014 09:24
- GÜNCELLEME12.09.2014 17:52
Olayları, süreci her anıyla iyi takip etmek ve sorgulamak durumunda kalıyorsunuz.
Acaba kim hangi tarafta? Kim kime hizmet ediyor? Bize sureti haktan gibi gösterilen piyonlar aslında kimlerin adamı? Müslüman diye önümüze sürülenler kimlerin uşağı? Hangi denklemin oyuncağı? Bu bölgede kime ne kadar güvenebilirsiniz?
Bu zorlu bölgede hayatta kalma mücadelesi veren Müslümanlar olarak bunları her an sorgulamamız gerekiyor. Aksi halde her birimiz isteyerek ya da istemeyerek bu karanlık oyunun parçası olmaya adayız.
Özellikle son yüzyılda tek sermayeleri algıları yönetmek ve algı operasyonları ile hayatlarını idame ettirmek olan küresel güçler var karşımızda... Yer küreye vizyon biçen efendiler bir an olsun planlarından geri durmuyor.
Sosyal medyada gezinirken, paylaşılan ilginç bir görsel dikkatimi çekti. Bir ipin ucuna asılmış üç boyutlu 'T, T, M, H' harflerinin oluşturduğu üç boyutlu birleşim. Soldan baktığınızda sadece tek bir T, sağdan baktığınızda sadece M, en tepe noktadan baktığınızda sadece H harfini görüyorsunuz. Suretin duvara yansıyan gölgelerine takılıp kaldığını zaman görebildiğiniz gerçek sadece bu... Geniş açıdan nesnenin tamamına baktığınızda ise aslolanı, yani dört harfin birleşimi olduğunu farkediyorsunuz.
Durduğumuz yerden, baktığımız açıdan bize görüneni anlatması yönüyle bir hayli güzel bir örnek.
Bu örnek bize şunu veriyor: Bulunduğumuz açı her zaman gerçeği görmeniz için yeterli olmayabilir. Ya da gözlerimizle bakmamız gerçeği görmemiz için yeterli gelmeyebilir. Olaylara farklı yönlerden bakmamız icap edebilir. Bu durumda gözleri bağlı adamın fili tarif etmemiz gibi olayları kesitlerle yorumlayabiliriz. El yordamıyla yapılan tarifler de bizi gerçekten epeyce uzaklaştırabilir, yanıltabilir.
IŞİD gerçeğine de bu geniş perspektifle bakmanın çok daha doğru ve isabetli olacağını düşünüyorum. Çünkü bazılarının kafalarının fena halde karıştığını görüyorum. Resmin bütününe bakamadığınız anda, sadece size görünen tarafa baktığınız anda çuvallamak kaçınılmaz sonuç olabiliyor. Küresel düzenin size gösterdikleri kadar ya da algılarımıza oturttuğu şablon kadar olaylara vakıf oluyorsunuz. Durumu doğru yorumlamanız imkansızlaşıyor. IŞİD aslında yukarıdaki örnekte olduğu gibi birden fazla bileşenin oluşturduğu bir yapı. Tam bir göründüğü farklı, olduğu farklı olan bir karakter.
Bütüne detaylı ve dikkatli bakınca gerçek gizlenemiyor. Meseleye her yönüyle baktığınızda gerçek gün gibi ortaya çıkıyor... Dün Afganistan'da Taliban'ın rolü neyse, 11 Eylül'de El Kaide'ye biçilen misyon neyse bugün IŞİD'e biçilen rolün de misyonun da o olduğunu çok net görebiliyorsunuz.
Sözde "Islam Devleti kurmuşlar"mış. "Şeriat hükümlerine göre amel ediyorlar"mış.
Hiç inandırıcı değil.
Sebep ortada;
IŞİD'in yürüttüğü kanlı yürüyüşün Batı'nın o coğrafyanın mazlum insanlarına çektirdiklerinden farkı yok.
Onun için: Made in USA, Made in United Kingdom patentli propaganda videoları ile bize sunulan göz boyamalar mü'minin basiretini köreltmeye yetmemeli...
Ve artık şu gerçeği kabul etmek durumundayız: Artık düşman üzerimize hak suretiyle geliyor. Algılarımız hiç bir dönemde olmadığı kadar açık olmalı ve çevremizde yaşanan olayları kılı kırk yararcasına iyi ölçüp, iyi tartmalıyız. Önümüzde, gün gibi duran hakikatleri ıskalama lüksümüz yok. Müslümanı Müslümana kırdıran küresel bir fitne yine etrafımızda kol geziyor.
Daha da önemlisi; Kandığımız her yalan bu coğrafyayı bize daha da daraltıyor, yaşamımızı daha da zorlaştırıyor.
Sadede gelecek olursak; Müslüman'ın şiarı herkese yaşam alanı açmaktır. Mü'mine yakışan kendinden olmayana yaşam hakkı vermemek değil, bilakis onlara da yaşam hakkı sunmaktır. En önemlisi de mazlum olmaktır, zalim olmak değil... Çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan zulmetmek... Kurbanlık koyun boğazlar gibi önüne geleni deviren bizden olamaz. Hele hele mü'min olan kardeşini kıtır kıtır doğrayan hiç değil.
Sadece bu hakikat bile İŞID gerçeğini görmek için yeter de artar sebeptir.
Twitter: @oatesli
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol