‘Hainlik’ sendromu!
- GİRİŞ26.01.2017 11:18
- GÜNCELLEME30.01.2017 16:14
‘Hainlik’ sendromu…
Ülkem için milletimin yanında "Ben de varım" diyen milletin değerleri, referanduma devlet millet için destek istemeleri sebebiyle acımasız bir linç kampanyasına tabi tutuldu.
Neymiş efendim “nasıl ‘Evet’ derlermiş. Para ve ikbal için bu işe soyunmuşlarmış.”
Niyet okumanın, suçlamaların bini bir para…
Küfredeni mi dersiniz, aşağılayanı mı, hakaretleri ardı ardına sıralayanı mı…
Biz de, bu yerli ve milli bir duruş sergileyip, iyi niyetle görüşlerini beyan eden ünlülerimize sahip çıkıyoruz diye hakaretlerden payımıza düşeni aramızda üleştiriyoruz!
Sosyal medyada kimler bu isimlere sallıyor diye baktığınız anda aslında bütün denklemi çözüyorsunuz.
CHP, HDP, FETÖ, PKK, DHKP-C ile FETÖ destekçisi oldukları anlaşılınca Devlet Bahçeli tarafından partiden sürülen eski MHP’li ekip…
Tam da Evet diyenlere karşı hizalanmışlar.
Bu tabloyu anlamak tek bir twite bakıyor. Yazdığınız herşeye istisnasız zıplayan aynı koro…
“Ülkem için milletimin yanında ben de varım" diyen milletin değerlerine dil uzatanlara itibar etmeyin. Herkes hainleri çok iyi tanıyor.” dediğiniz anda bir itibarsızlaştırma, bir goygoyculuktur gidiyor.
Özellikle son iki seçimde ağzını ayıra ayıra “HDP’ye oy vereceğim” diyen Nişantaşı caddelerinin ünlü artıkları, sözde aydınlarını hepiniz çok iyi hatırlarsınız. Onlar açıkça terörle anılan bu isimleri desteklerken özellikle bunlara cilala-parlat çeken medya bugün bile bu durumu sorgulayamıyor.
Hatırlatmak lazım; bugün o artıkların destek vererek Meclis’e sepetledikleri Selo ve avanesi cezaevi duvarlarına karşı yeni tuzak ve çukurların hayallerini kurmaya devam ediyor.
Şunu çok net ifade edelim; Kimseyi referandumda Hayır diyeceği için hainlikle filan suçladığımız yok. Suçlamamalıyız da…
Yalnız; “Ülkem ve milletimin geleceği için ben de varım” diyen ünlüleri, futbolcuları linç etmek için sıralananları, acaba kime yalakalık çekmek için ‘Hayır’ diyecekler diye elbette sorgulamalıyız.
Kemal’e mi, Sülo’ya mı, FETÖ’ye mi, Apo’ya mı?...
Bu koronun karın ağrılarının itirafa muhtaç çok daha açık bir sebebi var aslında;
FETÖ, PKK, DHKP-C gibi, hainlikleri acı badirelerle millet nezdinde tescillenmiş, hainlerle aynı yana düşmüş olmaları…
Bu sebepsiz gürültüyü de kendilerini ihanet ediyor gibi hissettikleri için yapıyorlar aslında…
Yoksa sırf Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmedikleri hatta ondan nefret ettikleri için ülkenin ve milletin menfaatine olan bir düzenlemeye “Hayır da Hayır” demenin anlaşılır bir izahı yok.
Öyle ya bugünkü düzenlemeler yılların bakiyesi olarak birikmiş zaruri bir ihtiyaçtan ortaya çıkmamış olsaydı; Ülkücü hareketin lideri merhum Alparslan Türkeş, başkanlık sisteminin avantajlarını ve gerekliliğini ardı ardına sıralamak zorunda kalmazdı.
Merhum Turgut Özal’ın katıldığı televizyon röportajında bugün yapılmak istenen değişikliğin aynısını bire bir tarif etmezdi.
Milli Görüş lideri merhum Necmettin Erbakan Hoca, başkanlık sistemi ile ilgili arzularını her seferinde yinelemek zorunda kalmazdı.
Aynı şekilde, merhum Süleyman Demirel temsili sistemin işlemediğinden dert yanıp başkanlık sistemi için ‘içimde ukde kaldı. Başaramadık’ diye hayıflanmazdı.
Sol gelenekten gelen Zülfi Livaneli bile başkanlık sisteminin Türkiye Cumhuriyeti için bir çıkış yolu olduğunu savunmak zorunda kalmazdı.
‘Hayır’da buluşanlar tek bir konuda samimi olmak zorundalar;
Devlet millet için faydalı olduğunu düşündüğüm halde sadece Tayyip Erdoğan’a karşı ve düşman olduğum için mi Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe şiddetle karşı çıkıyorum?
Durum böyleyse ülkene ve milletine olan sevgin, içinde taşıdığın nefrete mağlup olmuş demektir.
Bu durumdakiler tüm bunları üst üste koyup durumlarını gözden geçirmek zorundalar, aksi halde düşecekleri ‘hainlik sendromu’nu sürekli sorgulamak zorunda kalabilirler.
Bizden hatırlatması…
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Yorumlar2