Türkiye’yi uçuracak son model araç!
- GİRİŞ10.03.2017 07:30
- GÜNCELLEME11.03.2017 06:33
Yönetim sistemleri ülkeleri geleceğe taşıyan birer araçtır. 16 Nisan günü bu yeni aracı deneme zamanı…
Vatandaş konuyu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi kavradı ama Hayırcıların da anlayabileceği şekilde anlatmakta fayda var.
Gelin durumu teşbihe uygun bir örnekle resmedelim;
Türkiye zorlu şartların şekillendirdiği aracıyla geleceğe yürümeye çalışan bir ülke…
94 yıllık tarihinde uzun bir yokuşa girmiş ve hep yokuş çıkmak zorunda bırakılmış.
1 takviye,
2 takviye,
3 takviye…
1950’de tam silkinmişiz,
1960’da sağlam bir darbe almışız.
1971’de durdurulmuşuz.
Sonra arabayı yokuşta 15-20 yıl geriye kaçırmışız bir darbe daha…
1980’de stop etmişiz.
Yetmemiş 5-10 yıl daha…
Yılmayıp tekrar tekrar yola koyulduk.
Zaman zaman yavaşlatıldık.
Zaman zaman durdurulduk.
1997’de bir darbe daha…
2001’de sıfırı tükettik. Benzinimiz tükendi motorlar yine durdu.
27 Nisan 2007.
Yeniden haki gölge düştü üstümüze…
15 Temmuz 2016 kabus gecesi...
Tam düze çıkıyoruz derken şoförün elindeki direksiyonu ele geçirmeye kalkıştılar.
Ve karanlık bir gecenin sabahında bir milletin yeniden dirilişi…
Darbeler, müdahaleler, koalisyonlar, ekonomik krizler, muhtıralar…
Türkiye oldukça uzun ve yıpratıcı bir yolculuk yaptı.
3,5 buçuk darbe, 2,5 muhtıra…
Üç aşağı beş yukarı toplamı kadar da darbe girişimi…
Bugün, tam yıllardır sardığımız tırmanma şeridinin biteceği noktaya ulaşmışız.
Gelmişiz gelmesine de;
Artık motor aracı çekmiyor, yağ yakıyor, pistonlar üflüyor.
Karbüratör tıkanmış, kartelden yağ damlıyor.
Yılların yükünü çeken metal yorgunluğu da cabası…
Yamalı bohça yasalarımız rektefe üstüne rektefe tutmuyor.
Modifiye makyaj da bir yere kadar…
Üstelik zirvenin tam kenarındayız.
Gelecek ufuklara yolculuk devam edecek, kararlıyız.
Bundan sonra yol yokuş aşağıya ama sorun büyük.
Yokuş aşağı yılların yıprattığı aracımızla inmeye kalkarsak durum vahim.
Hızımız yüksek, risk büyük.
Daha alınacak çok yolumuz var.
Yüksek hıza dayanamaması muhtemel aracımız her an darma duman olabilir.
Motor, şanzıman, kaporta birer tarafa dağılıp gidebilir.
Ya frenler yokuş aşağı patlayıverirse…
Değil kazaya, molaya bile tahammülümüz yok.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar iyi hesap etmek durumundayız.
Bir yol kazası ile her an korkunç bir son bizi bulabilir.
Doksan küsür yıllık tırmanma rampasının sonundan son sürat tarihin karanlığına boylatılmak bile var. (Devlet Bahçeli’nin gördüğü tehlike)
Tam burada önünüze hayati bir tercih şıkkı konuluyor.
Yolun bundan sonrasına yepyeni bir araçla gitme imkanı sunuluyor.
Aynı bugün Ak Parti ve MHP’nin milletin önüne getirdiği sistem değişikliği aracı gibi…
18 maddelik Cumhurbaşkanlığı Sistemi…
16 Nisan tam bir milat..
2023, 2050, 2071… Türkiyemiz artık gelecek yüzyıllara hazırlanıyor.
Yolumuza devam edeceğiz, hedeflerimize doğru durmaksızın ilerleyeceğiz.
Sandıktan Evet çıkar, millet bu imkanı verirse yepyeni son model aracımızla yola devam edeceğiz.
Ülkemizi gözlerimizi diktiğimiz ufuklara yeni aracımızla taşıyacağız.
Aracımız en büyük risklere karşı ve günümüz şartları için son model teknoloji ile donatılmış.
Motor dünyanın en güçlülerinden…
Önüne çıkabilecek riskleri erkenden tespit edecek uyarı ve radar sistemleri tam elimizin altında...
Yeri geldiğinde anında güvenle yavaşlayacağımız fren sistemlerimiz var.
Yol şartlarında ani gelişen tehlikelere hazırız.
Manevra kabiliyetimiz yüksek.
Aracın istiap haddi kat kat artırılmış, tüm yükleri dengeli bir şekilde yerleştirilmiş.
Yasama, yürütme, yargı, asker bürokrasi yerli yerinde…
Devrilmelere ve tepetaklak olmaya karşı mukavemetli ve katbekat dayanıklı.
Aracımız geçmişteki tehlikeleri tecrübe ettiğimiz için bir de zırhlarla kaplanmış.
An gelecek sağdan soldan bizi durdurmak için önümüze atılan türlü engelleri kürüyüp yavaşlamaya bile gerek duymadan geçip gidebileceğiz.
Önümüze çıkan en küçük tümsekte sarsılıp ön cama yapışıp kalmayacağız.
İçinin konforu dersen anlatmaya ne hacet…
Herşey sıfır kilometre.
Üstelik yıllarca postalların çiğneyip kirlettiği koltuklarda seyahat etmek zorunda kalmayacaksınız.
En önemli detayı unutmayalım; direksiyonu sürekli iki şoför birden tutmak zorunda kalmayacağız.
Bir sağa bir sola yalpalamayacağız.
Dahası var; milletin seçtiği sürücüler de rahat edecek.
Şoförün yeteneği ve tecrübesi, aracın donanım ve kabileyetleri ile birleşince kusursuz ve güvenli bir gelecek yolculuğu milletimize sunulacak.
İşte bugün Hayır da Hayır diyen muhalefet bu son model araca ve bu güvenli yolculuğa karşı çıkıyor.
“Haydi yolumuza yeni araçla devam edelim, hadefe daha hızlı ve güvenli varırız” deniyor.
Eskiyi aşırı benimsemiş, “ne gerek var” diyor.
Kabul ettirmek mümkün değil.
Batı zaten aynı koro..Elin gavuru ister mi iyi olduğunu...
Sayın Devlet Bahçeli antika arabalara Hayır ekabirinden daha meraklı malum ama hangi aracı hangi şartlarda kullanılabileceğini iyi biliyor.
Malum antika araçlarla uzun ve yorucu yolculuklara gidilmez.
Keyif işidir ama yeri müzeliktir.
Akşam gezmelerinde teybe Ferdi'yi takar şöyle bir kordona uzanır cakanı satar gelirsin o kadar.
Zorlu yola antikayla çıkarsan başına dert, sırtına yük alırsın.
Meselenin özeti;
Mühür artık milletin elinde.
Uçak gibi bir araç hemen önümüzde duruyor.
Türkiye’nin yolu kordon boyundan değil, zor yollardan geçiyor.
Eski araç değişirse yolculuk çok daha selametli görünüyor.
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Yorumlar3